Öz. Bozkır toplumlarındaki basamak anlamını taşıyan eşik kavramı, yerleşik hayata geçişle birlikte kapı kavramıyla birleşerek bir kült halini almıştır.
Eşik bir mekân olarak; özel ve kamusal alanın ayrımında bir çizgi, güvenlik noktası olan bir hudut, sanat ve edebiyatta bir imge, inançlarda bir simge, bir aşama, psikolojik bir sınır ve aynı zamanda kararsızlık ve umut gibi durumların yaşandığı bir yerdir. Eşik, bilimlerde de terim olarak kullanılagelmiştir.
“Kapıdan içeri girilirken eşiğe basılmaması da eski Türk inançlarından kalma bir inanıştır. İnanca göre eşik kapıdır, kapı ise yeni bir dünyaya açılmaktır. Bu nedenle eşik saygındır ve kutsaldır.
Ali kapısıdır, hikmeti dileyen kapıya gelsin.” dediğine inanırlar. Bu nedenle Alevi-Bektaşi inancında kapı ve eşik kutsaldır, Ali'yi simgeler. Ali'yi simgelediği için eşiğe basılmaz, oturulmaz ve hatta kutsal mekânların (yatırlar vb.) kapıları ve eşikleri öpülerek içeri girilir.
Türk mitolojisinde de eşiğin bir ruhu vardır, kutsaldır, eşli manasına gelir. Tekin olmadığına inanılır, bu yüzden de eşiğe basılmaz. İnsan yaşamında, doğum, düğün ve ölüm evrensel eşik evrelerdir.
İlgili 29 soru bulundu
İnanca göre, her eşiğin koruyucu bir ruhu vardır ve bu ruh eşikte yani kapının girişinde yatar. Bu ruh inanca göre, ineklerin yollarını kaybetmeden evlerini bulabilmesini sağlar, hayvanları korur. Eşikte oturuyor olmak veya eşikte konuşmak iyi görülmez bunun nedeni ruhun eşikte olması, beklemesidir.
Eşikte durmak ve oturmak, arafta kalmak, ne bu dünyada ne de öbür dünyada olmak anlamına gelmekte ve eşik bir an evvel geçilmesi gereken yer olarak görülmektedir. Eşikte uzun süre geçirmek, eşiği mesken tutmak, eşikte olmayı daimî konum olarak kabul etmek tasvip edilmez.
Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir. Ancak iman esaslarına inanan, İslam'ın şartlarını kabul eden, —bir kısmını uygulamasa bile- bunları reddetmeyen kişiler ise Müslümandır. Böyle kişilerle hangi mezhepten olurlarsa olsunlar evlilik yapmak caizdir."
Aleviler, Muhammed'in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar.
Alevi inancında can kelimesi farklı anlamlarda kullanılmaktadır. “Gelin canlar bir olalım.” veya bir gruba hitap edilirken, “merhaba canlar” gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu iki örnekte can, cinsiyet ayrımı gözetmeme, yani kadın-erkek herkesi ifade etme anlamında kullanılmıştır.
Öncelikle eşik sayesinde evinizi sıcaktan ve soğuktan koruyabilirsiniz. Ayrıca yağmur ve kar sızıntılarını engellemek açısında eşik önemlidir. Keza, küçük canlıların evinize girmesini önlemek bakımından da eşiğin büyük faydaları vardır. Denizlikte olduğu gibi eşikte de malzeme seçimi büyük önem taşımaktadır.
Psikolojik eşik, psikolojik aşama, psikolojik sınır veya psikolojik bariyer, bir konuda psikolojik nedenlerle aşılması güç olan nokta. Aslında o noktanın aşılması veya aşılmaması için herhangi bir maddi neden yoktur. Ancak insan veya insanlar o noktayı zihinlerinde büyütmektedirler.
Söve, binaların dış cephelerinde; bir kapı, pencere ya da girişin yanlarında bulunan ya da çevreleyen, yüzeyden dışa doğru çıkıntılı yapı elemanıdır. Fransızcada "kapı eşiği" anlamına gelen seuil kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Duyusal algıda eşik, bir kişinin belirli bir uyarıcının varlığını tespit etmesi için gereken minimum uyarım seviyesidir. Örneğin, görmede eşik, bir kişinin bir nesneyi görebilmesi için gerekli olan minimum ışık miktarıdır. İşitmede eşik, bir kişinin bir tonu duyması için gereken minimum ses seviyesidir.
Mutlak Eşik:Bir alıcı organın uyarılabildiği en ufak uyarıcı şiddetine “mutlak eşik” denir. Alıcı organlar çok düşük düzeydeki uyarıcı şiddetine tepkide bulunmazlar. Duyarlı aletler tarafından ölçülebilen bazı ses dalgalarını biz duyamayız.
Psikologlar, bir kapı eşiğinden geçmek ve yeni bir odaya girmenin beyinde bir 'zihinsel tıkanma' yarattığını ve açık kapılardan geçmenin, bellekte yeni bir bölümün oluşturulması amacıyla belleği sıfırladığını düşünüyor. Bu duruma genellikle kapı etkisi ya da kapı eşiği etkisi adı veriliyor.
Alevîlikte Hz. Muham- med, genel İslâmî kabuller yanında tasavvuf hayatı bağlamında da merkezi bir konuma sahiptir. Nitekim, Alevîlikte tasavvuf hayatı bağ- lamında birtakım âdâb-erkân, ritüeller, uygulamalar ve sembollerin hep 'son peygamber Hz. Muhammed' ile anlamlandırıldığı görülmek- tedir.
Alevî yazılı metinlerinde bu üçlünün birbirinin ardına bir bütünü ifade ediyormuş gibi kullanılmış olması da ayrıca buna katkıda bulunmaktadır. Kelime-i şehadetin İslam âleminde makbul görmüş şekli Alevîlikte “La İlâhe İllallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyun Veliyullah” şeklinde ifade bulmuştur.
Alevi topluluğu, Kuran'ın Ömer, Osman ve özellikle de Maviye ile Yezit zamanında değiştirildiğine ve birçok ayetinin yok edildiğine inanır. Bu nedenle de Kuran'larını "Telli Kuran" ve "Kuranı Natık" olarak adlandırırlar. Ozanların, pirlerin deyişlerini, sözlerini Kuran'ın ayetleri olarak kabul ederler.
Alevilikte abdest vardır. Hem normal abdest hem de boy abdesti de dediğimiz gusül abdesti vardır.
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Ali soyundan gelenler mânasında, ayrıca siyasî, tasavvufî ve itikadî anlamda kullanılagelmiştir. Hz. Ali soyundan, oğulları Hasan, Hüseyin, Muhammed b. Hanefiyye, Ömer ve Abbas vasıtasıyla gelenlere Alevî denilmiştir (Makrîzî, I, 8).
Eşikte oturulduğunda iftiraya uğranılacağına inanılır. Ayakkabının ters giyilmesi uğursuzluk getirir.
Bir ortamdan diğerine geçerken kişinin birkaç dakika önce aklında olan amacı veya bilgiyi unutması durumuna Kapı Eşiği Etkisi denmektedir. Hafıza ve biliş olaylardan, çevreden ve insanların olayları nasıl yapılandırdığından etkilenmektedir.
YOL KENARINDA OTURMA - 365 SÜNNET Ebu Said el-Hudrî'nin bildirdiğine göre, Peygamberimiz (a.s.m): “Sakın yollarda / yol kenarında oturmayın.” buyurdu. Sahabeler, “Ey Allah'ın Resulü! Orada oturmaktan başka bir çaremiz yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri