İlk sünnet olan kişi İbrahim Peygamber olarak bilinmektedir. O Rabb'ın emriyle ilerlemiş yaşlarda sünnet olmuştur. İbrahim peygamber daha sonra yine Rabbının emriyle oğlu İsmail ve İshak'ı sünnet etmiştir.
Sünnet geleneğinin ne zaman ortaya çıktığı bilinmemekle beraber günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar dayandığı düşünülmektedir. Taş devrinde mağara resimlerinde bile sünnetli erkek tasvirleri bulunmuştur.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Şu beş şey İslam fıtratındandır: Sünnet olmak, kasık bölgesini temizlemek, bıyıkları kesmek, koltuk altı tüylerini temizlemek, tırnakları kesmek.” Sünnet, Hz. Âdem (as) ile başlamış olabilir.
Tevrat'ta yer alan bilgilere göre İbrâhim doksan dokuz yaşında iken bu emri aldığında on üç yaşındaki oğlu İsmâil ve evin bütün diğer erkekleriyle birlikte kendisi de sünnet olmuş, daha sonra doğan oğlu İshak'ı aynı emrin gereği olarak sekiz günlük iken sünnet etmiştir (Tekvîn, 17/23-27; 21/4).
Sünnetin ilk olarak ne zaman ve ne gerekçe ile yapılmaya başlandığına dair kanıt yoktur; ancak Antik Mısır medeniyetinde uygulandığı, köleler ve mahkûmların bir aşağılama yöntemi olarak sünnet edildiği, Musa'nın Mısır'dan çıkardığı İbraniler'in köle veya mahkûmlardan oluştuğu için, hepsinin sünnetli olduğu, bunu ...
İlgili 25 soru bulundu
4 Tarihi verilere göre sünnet, eski bir gelenek olarak Arabistan, Etiyopya, Polinezya, Mısır, Amerika, Afrika ve Avustralya'nın ilkel kabilelerinde de uygulanmış ve bu uygulama genellikle çocukluktan yetişkinliğe geçiş (ergenlik) ve cemaate katılma (inisiyasyon) töreni kapsamında icra edilmiştir.
İsra Suresi, 77. ayet: (Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir.
Toplum tarafından kabul edilme isteği, dini inançlar, hijyen konusundaki yanlış bilgiler, bakireliğin korunması, kadını "evlenilesi" kılmak, erkeğin cinsel zevkini artırmak bunlardan bazıları. Bazı kültürlerde bu, yetişkinliğe geçiş ritüeli ve evlenmeden önce yapılması gereken bir ön işlem olarak görülüyor.
Sultan III. Ahmed'in şehzadelerinin on beş gün on beş gece süren sünnet düğünü şenliklerini düzenlemek için 27 Temmuz 1720'de sarayın mutfak emini Halil Efendi'nin düğün emini olarak görevlendirilir. İlk olarak şeker bahçeleri ve nahılların yapımına başlanır.
Klasik olarak eski çağlardan beri sünnet bıçakla, usturayla, neşterle (bistüri) veya makasla yapılmıştır. Ancak günümüzde modern tıp alanında meydana gelen gelişmeler sonrasında çağdaş ve uygun alet ve dikiş materyalleriyle sünnet işlemi daha kolay ve sorunsuz yapılabilmektedir.
İslam âlimlerinin çoğunluğu, sünnet olmanın vacip olduğunu söylerken Hanefiler bunun meşru bir mazeret olmadıkça terk edilmemesi gereken bir sünnet-i müekkede olduğunu vurgulamışlardır. Bu itibarla sonradan Müslüman olan ya da küçükken sünnet olamamış bir kimsenin sünnet olması gereklidir.
Bu uygulama yaygın olarak Cibuti, Eritre, Etiyopya, Somali ve Sudan'da görülür. Uygulamanın yapıldığı kadın sayısı tahminleri farklılıklar gösterir; 2008 yılında yapılan bir tahmine göre Afrika'da bu uygulamaya maruz kalan sekiz milyonun üzerinde kadın vardır.
Uzmanlar, üç yaşına kadar çocuk sünnet ettirilmez ise, yedi yaşına kadar beklenmesini ve yedi yaşından sonra olmasını tavsiye ediyorlar. Çocuk üç yaşından önce olanları çok fark edemiyor, ancak üç-yedi yaş arasında kendisinden bir parçanın koparıldığını fark ediyor ve bu travmaya sebep olabiliyor.
Ancak "el-hıtanan" ifadesi (ilgili organdaki) sünnet edilen yer anlamına hem kadın hem erkek için müşterek kullanılır. Bunların birbirine değmesi gusulü gerektirir (Buhârî, Gusl, 28; Müslim, Hayz, 8; Ebu Davud Tahare, 81, 83). Rivâyete göre sünnet, Hz. İbrahim'in seksen yaşlarında kendine tatbikiyle başlamıştır.
Şafi mezhebini taklit edenlerin bunlara uyması gerekir. Şu husus da önemli: Namazı özürlü olarak terk edenle özürsüz terk edenin durumu farklıdır. Namazı özürsüz olarak kazaya kalmış ise onlar kılınmadan hiçbir sünnet kılınmıyor. İlk işi kaza kılacak.
Son sünnet farzdan önce kılınamaz.
Ancak zamanında kılınamayan bazı vakit sünnetleri, daha sonra (fardan sonra) kılınarak kaza edilir.
Evet, sahabeler sünnet olmuşlardır.
Hastanede sünnet yasal ancak yüzde 35 evde kaçak sünneti tercih ediyor. İtalya'da dini, kültürel veya hijyenik sebeplerle yılda yaklaşık 5 bin kişi sünnet oluyor. İtalyan yasaları erkek sünnetinin hastanede yapılmasına imkan verse de sünnet işlemlerinin yüzde 35'inin evde kaçak yapıldığı tahmin ediliyor.
Osmanlıda Sünnet Törenleri
Osmanlı döneminde payitahtın devamı erkek çocuklarla sağlandığından şehzadelerin sünnet düğünleri haftalarca süren büyük şenlikler halinde gerçekleşiyordu. Şenliklerde şehzadelerin yanı sıra ülkenin dört bir köşesinden gelmiş yüzlerce çocuk da sünnet ediliyordu.
Mısır'da yasağa rağmen kadın sünneti yaygın
Mısır'da kadın sünneti özellikle kırsalda hala yaygın olan bir ritüel.
Atasoy, yılda yaklaşık bin çocuğu sünnet ediyor. Erzurum'daki Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (BEAH) görevli Doğu Anadolu'nun sünnet yapan tek kadın doktoru olan uzman Dr. Nursen Atasoy, yılda yaklaşık bin çocuğu sünnet ediyor.
Sünnet işleminde temel amaç penis ucunu kapatan sünnet derisinin cerrahi olarak çıkarmaktır. Genellikle klasik yöntem tercih edilmelidir. Halk arasında “ lazerle sünnet” denilen ama aslında lazer yerine elektrikle ısıtılmış telin kullanılan bir yöntemle sünnet yapılabilir.
Kur'ân-ı Kerîm'de sünnet kelimesi iki yerde çoğul şekliyle (sünen) olmak üzere on altı defa geçer.
Değerli kardeşimiz, Sünnet olmak Kur'an'da yer almamıştır. Ancak Hz. Peygamber (a.s.m)'in sünnetinde / hadislerinde yer almıştır.
Sünnet ameliyatı kurallara uygun yapılmazsa, kanama, infeksiyon, peniste ve idrar yolunda yaralanmalar, idrar yapma zorluğu gibi komplikasyonlar düşük oranda da olsa görülmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri