Taklitçi ya da taklit yapan sanatçı mukallit olarak bilinir. Yabancı kökenli bir kelime olarak farklı anlamlar üzerinden değerlendirilen bir sözcüktür.
Taklit etmek, bir kimse gibi davranmak, bir kimseye özenmem ve onun gibi konuşmak anlamlarına gelmektedir. Birinin davranışlarını ve konuşmasını yapmak o kişiyi taklit etmek anlamlarına gelmekte ve bu anlamda kullanılmaktadır.
İslam hukukunda, taklid (Arapça: تَقْليد taqlīd), bir müctehidi, dini kurallarda ve emirlerde onun türetmelerine ve yorumlarına göre takip etmek demektir. Kelime anlamı "(birisini) takip etmek", "taklit etmek" demektir.
Mukallid kelimesi taklit eden anlamına gelen bir kelimedir. Taklid kelimesinin şahıs fiili olarak çekiminden sonra mukallid kelimesi ortaya çıkmaktadır. Bir kişiyi veya bir durumu taklit eden kişi anlamında kullanılmaktadır.
Atatürk'ün gençliğe hitap ettiği yazısında karşımıza çıkan muasır kelimesinin anlamı çağdaştır. Aynı çağ içinde bulunan insanlar için kullanılan bir kelime olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların yaşadıkları çağda aynı konumda olduklarını belirtmektedir.
İlgili 29 soru bulundu
Mütemadiyen Arapçadan gelen ve Türkçede yaygın kullanılan sözcüklerden biridir. Türk Dil Kurumu açısından ele alındığı zaman anlamı, 'Ara vermeden ve sürekli olarak' biçiminde ifade ediliyor.
TDK'ya göre mutaassıp kelimesi, savunduğu fikirleri karşı tarafa zorla benimsetmeye çalışan, yeni hiçbir fikre sıcak bakmayan, bağnaz kimse anlamına gelir.
Birçok İslam alimine göre taklidi iman geçerlidir. Ancak kul olmanın sorumluluğunun farkında olan kişiler bu mertebede kalmamalıdır.
çoğunluğunun mukallidin imanını geçerli kabul ettiğini, zira bu kişiden istenenin iman etmesi oldu- ğunu, imanı olanda tasdikin bulunduğunu, kendisinde tasdik bulunan kimsenin ise va'd edilen mükâfatı hak ettiğini söylemekle iman ederken belli bir tefekkür ve delil getirme zahmeti çekip çekmemenin durumu ...
1. Mukallit olma durumu, taklitçilik. 2. Taklitçinin, mukallidin işi.
Taklit, gözlemlenen davranışların kopyalanması olarak tanımlanan bir erken dönem sosyal iletişim becerisidir. Taklit becerileri, hem taklit edilen eylemin gerçekleştiği vücut bölümüne göre ve hem de taklit edilen eylemin gerçekleştiği zamana göre sınıflandırılmaktadır.
Biri Sizi Taklit Ediyorsa Kanunlar Sizi Koruyor
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesinin ilk iki fıkrası bu suçu açıkça tanımlamıştır. Bu durumda sahte hesabı oluşturan kişi için hapis cezası verilebilir.
Taklit, istenen kişi ya da grupların söz, davranış veya tavırlarının, başkaları tarafından aynen tekrarlanması demektir. Çocuklukta bir öğrenme yöntemi olarak kabul edilse de taklit, bir ömür boyu takip edilecek bir yol değildir.
Bir âlimin görüşünü delilsiz kabul etmek anlamında fıkıh usulü terimi. Nassın lafız ve mânasından hareketle, nassın bulunmadığında da çeşitli istinbat metotları kullanılarak şer'î hüküm hakkında zannî bilgiye ulaşma çabasının genel adı.
Bu aşamalara göre normal gelişen çocuklarda taklit gelişimi, 1 ve 4. aylar arasında bebeğin başkası tarafından tekrar edilen kendi davranışlarını tekrarlaması ile başlamakta; 4 ve 8. aylar arasında daha önce kendiliğinden üretilen davranışların taklidi ile sınırlı taklit davranışları ile devam etmektedir. 8 ve 12. ...
Arapça kökeni itibariyle taklit kelimesinin doğal anlamı, “kuşatmak, bir şeyi bir yere hapsetmek ve bir şey vasıtasıyla bir şeyi bağlamak, boyunduruk altına almaktır.”3 Terim anlamı itibariyle taklit; düşünme ve bilinç hareketleri olmaksızın başkasına ait olanı takip etmektir.
Kalbin tasdikinin yanı sıra, imanını diliyle belirtmeyi de içeren iman tariflerine göre bu her iki şarttan birini yerine getirmeyen kişi kâfir olarak tarif edilir. Ameli de imanın bir parçası sayan tariflerde ise iman üç bölümden oluştuğu için bu üç bölümden birinin terki ile kişi kâfir olur.
(ﺗﺤﻘﻴﻘﻰ) sıf. (Ar. taḥḳіḳ ve nispet eki -і ile taḥḳіḳі) Araştırmaya dayanan.
İslam'ın beş şartı, İslam Dîni'nin Sünnilik ve Caferiyye Şiîliği mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ameli. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir.
Taklitçilik çoğu zaman adab-ı muaşerete de uymaz. Birinin zayıf noktalarını öne çıkararak taklit edip onunla alay etmek, istihza etmek, onu küçümsemek, onu ezmek, onu utandırmak, onunla eğlenmek gibi davranışlar hem toplum adabına uymaz, hem insanın saygınlığına uymaz. Bu yüzden de günahtır.
Kulların ayetlerin anlamını bilerek, araştırma yaparak ve müşahede ederek iman etmesine tahkiki iman denir. Tahkiki iman, imanın en üst derecesidir. Bu mertebeye erişen kişiler insan-ı kamil olarak nitelendirilir.
Tafsili imanın üçüncü derecesinde ise Hz. Muhammed'in bize tebliğ ettiği tüm iman esaslarına inanmak ve tüm haberleri tasdik etmek olarak ifade edilebilir. Allah'ın ve peygamberimiz Hz. Muhammed'in bildirdiği tüm emir ve buyruklara tüm ayrıntıları ile birlikte inanmak olarak ifade edilebilir.
Türkçedeki kullanımıyla müstesna, genel kuralların dışında, özel veya istisna bir durumu ifade eder. Kelimenin Anlamı: Müstesna, bir şeyin veya durumun genel kurallardan veya normlardan saparak özel veya istisna bir konumda olduğunu belirtir.
Müsrif, sahip olduğu her şeyi düşünmeden boşa harcayan, israf etmekten rahatsız olmayan ve savurganlık yapan kimselere verilen isim olmaktadır.
(ﻣﻈﻬﺮ) sıf. (Ar. iẓhār “meydana çıkarmak”tan muẓhir) Görünür duruma getiren, âşikâr eden, izhar eden: Seyr edip muzhir ü mazharda olunduk izhâr / Şer'-i muhtâra uyup râz-ı nihân istemeyiz (Osman Şems).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri