Sözlükte “çıkmasını sağlama, çekip çıkarma” anlamındaki tahrîc fıkıh literatüründe naklî şer'î delillerin yanı sıra mezhep birikimini de kaynak kabul eden fıkhî bilgi elde etme sürecini belirtmek için kullanılır.
1. Bir hadisi isnadıyla birlikte bir kitaba alıp nakletmek. Bu anlam, daha çok ilk dönem müelliflerinin derledikleri hadislerden kitap oluşturma faaliyetlerini ifade eder.
Genel anlamı ile tahriç şehadetname vermek olarak ifade edilmektedir. Özellikle Şer'i hükümleri üzerinden ele alınan ve şehadet name verilen bir anlama sahiptir.
Mezhep imamlarının metot ve görüşlerine bağlı kalarak yeni olaylara çözüm getiren fıkıh âlimleri. Mezhep imam ve müctehidlerinin ortaya koydukları görüşlerin dayandığı delilleri değerlendirerek aynı konudaki farklı görüşler arasında tercih yapabilme gücüne sahip fıkıh âlimleri.
Telif, herhangi bir yazarın kendi görüşlerini yazmak veya başkalarından iktibaslar etmek ve kendinden de bir şeyler eklemek suretiyle bir eser meydana getirmesidir.
İlgili 42 soru bulundu
Mü'telif ve muhtelif yazılış itibariyle aynı veya birbirine yakın (mü'telif), ancak telaffuz bakımından birbirinden farklı (muhtelif) olan isim, künye, lakap ve nisbeleri ifade eder.
-Allah için yazılmamış eserler de ticari işlem yapılması ticaret için toplanması çoğaltılması satılması caiz olmaz. Ama müellifinin ya da hak sahibinin bastığı nushadan okunması suretiyle faydalanılması, fotokopi ya da fotokopi niteliğinde bir kopyasının alınması (asıl nusha bulunamadığında) caiz olur.
Sözlükte “çıkmasını sağlama, çekip çıkarma” anlamındaki tahrîc fıkıh literatüründe naklî şer'î delillerin yanı sıra mezhep birikimini de kaynak kabul eden fıkhî bilgi elde etme sürecini belirtmek için kullanılır.
Müctehid Arapça bir terimdir. İslam dininde, bir konu hakkında var olan delilleri inceleyerek hüküm çıkartan din adamlarına verilen isimdir.
Şâfiîler'in müctehidlerle ilgili sınıflandırmalarına göre, mezhep imamının usul ve kaidelerine bağlı kalarak ictihadda bulunan fıkıh âlimleri. Mezhep imamlarının metot ve görüşlerine bağlı kalarak yeni olaylara çözüm getiren fıkıh âlimleri.
Hadislerin derlenmesi. Bugün kullanılan hadis literatürü, İslâm Peygamberi'nin ölümünden sonra dolaşımda olan sözlü rivayetlere dayanmaktadır. Kur'ân'ın aksine hadisler, İslâm Peygamberi'nin hayatı sırasında veya ölümünden hemen sonra yazılmamıştır.
Bu bilgiler doğrultusunda emâlî kavramına şöyle bir tanım yapabiliriz: Emâlî, “Bir âlimin belli günlerde başta hadis olmak üzere, Arap dili, tefsir, fıkıh ve diğer ilimlerle ilgili bil- gilerini ders halkasındaki öğrencilerine yazdırmasıyla ortaya çıkan bir eser türüdür.”
Sözlükte “fazlalık, ziyade, ilâve” anlamlarındaki zâidenin çoğulu olan zevâid kelimesi, hadis ilminde bir veya birkaç hadis kitabının Kütüb-i Sitte gibi temel kaynaklardan fazla veya farklı olarak ihtiva ettiği hadisleri konularına göre bir araya getiren eserleri ifade eder.
Tahhan, Usulu't-Tahric ve Diraseti'l-Esânid, Riyad (t.y), s. 8-9). Bu tanımda geçen, hadisin kaynağını göstermek o hadisin bulunduğu kitapları zikretmek suretiyle olur. Bu tür durumlarda "Buharî bu hadisi Sahih'inde zikretti" veya "Bu hadisi Tabarânî Mu'cem'inde irad etmiştir" gibi ifadeler kullanılır.
Bir hadisi belli esaslara uyarak öğrenmeye “tahammül”, onu ezberden veya bir kitaptan usulüne uygun olarak rivayet etmeye “edâ” denir.
Sözlükte “çıkarmak” anlamına gelen istihrâc kelimesi, terim olarak “bir hadis kitabındaki bütün rivayetleri bir müellifin kendisine ulaşan başka senedlerle rivayet etmesi” demektir. Bu hadislerin toplandığı kitaba müstahrec, bu işi yapan müellife de müstahric denmektedir.
Değerli kardeşimiz, Müçtehit; Kur'an'ın sırlarını hakkıyla bilen, içtihat yapabilen, İslâmî ilimlerin bütün hükümlerinde otorite olan her fıkıh bilginidir.
Dilimize Arapçadan geçen müceddid kelimesi tecdit etmek fiilinden türetilmiştir. Tecdit etmek, yenilemek, düzenlemek, yeniden yorumlamak ve değiştirmek anlamına gelir. Müceddid ise değiştiren ve yenileyen kimse demektir. İslam literatüründe bu kelime terim anlamında kullanılır.
Ashab-ı Tercih: Halkın örfünü, âdetini ve zamanın ihtiyacını dikkate alarak mezhebindeki muhtelif rivayetlerden en uygun olanını tercih iktidarına sahip olan ulema-i kiramdır.
Sözlükte “bildirmek, haber vermek, anlatmak, nakletmek” anlamındaki tahdîs kelimesi terim olarak muteber bir yolla hadis nakletmeyi, özellikle de hocanın bizzat kendisinden semâ yoluyla alınan hadisi rivayet etmeyi ifade eder.
Bunlara "müttefekun aleyh" denir. Bu konuda yapılmış bazı çalışmalar bulunmaktadır. En son çalışma Muhammed Fuad Abdülbakî tarafından "el-Lü'lü ve'l-Mercân fima't-tefaka aleyhiş-Şeyhân" adıyla yapılmıştır. Bu çalışma Türkçe'ye de tercüme edilmiştir.
İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğuna göre hadislerin lafızları Peygamber'e, mâna ve mefhumu Allah'a aittir.
Değerli kardeşimiz, İslami hassasiyeti olmayan, muhtemelen İslam'a karşı faaliyeti arkasında gizleyen, bu yüzden asıl maksadı olan bozucu yayınların yanına bir kısım aldatıcı düzgün yayınlar da koyan dijital ortamlara üye olarak onları desteklemek caiz olmaz.
Akıllı telefon vb. ifadeleri kullanmakta bir sakınca yoktur.
Aklı olmayan eşyaya, akılı telefon, akıllı saat, yapay zeka, akıllı alet gibi ifadeler kullanmak, hakiki anlamda değil mecazi anlamdadır.
Bu sebeple birer emek mahsulü olarak internet ortamına geçirilmiş olan her türlü program, yazılım, kitap, müzik vb. ürünleri ilgililerin izni olmadan elde edip kullanmak caiz değildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri