Summe redednâhu esfele sâfilîn(sâfilîne). Sonra da onu döndürdük, aşağıların en aşağısına attık.
Tin Suresinde insanın en güzel biçimde yaratılmış olmasına rağmen aşağıların en aşağısına atıldığı bildirilir. En aşağısı ile kastedilen yer Dünya'dır. Dünya, birçok dini kaynakta Esfel-i Safilin yani en sefil yer olarak geçer. Tin Suresi, Müslümanların ebedi olarak konaklayacağı yerin ahiret olduğunu bize hatırlatır.
Esfel-i sâfilîn: Aşağıların en aşağısı, cehennem.
Yâni eşref-i mahlûkât olan insan, hem fıtrî sermayesi ve hem de bu sermayeyi hayra veya şerre kullanmaya medâr olan cüz'î irâdesiyle, “bel hüm edal”, yâni “hayvandan da aşağı” bir mevkî ile “melekten bile üstün” bir nokta arasında yerini alır.
(1-4) İncire, zeytine, (Musa`nın, Rabbine münacatta bulunduğu) Sina dağına, bu güvenli şehre (Mekke`ye) andolsun ki, biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Diyanet İşleri: Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Sözlüklerde ahsen-i takvîm en güzel yapı, düzenleme; esfel-i sâfilîn ise sefillerin en sefili, aşağıların en aşağısı, cehennemin en derin azap yeri anlamlarında kullanılmıştır.
İlgili 36 soru bulundu
Ad. Sefillerin en sefili. (din) Cehennemin en aşağı tabakasındakiler.
Alâ-yı illiyyîn; “yücelerin en yücesi; en ileri nokta.; cennetteki üstün makam”, esfel-i sâfilîn ise “aşağıların aşağısı, sefillerin en sefili, cehennemin en derin azap mahalli” şeklinde tarif edilmiştir. Bu birinci manada, daha çok cennet ve cehennem makamlarına işaret ediliyor.
Tin, incir demektir. Tin Suresi'nde bazı önemli varlıklar üzerine yemin edilerek insanın yüksek değeri vurgulanmış, kötü ahlâkın bu değeri düşürdüğü ifade edilmiştir.
Lekad halaknel insâne fî kebed(kebedin). Gerçekten de biz insanı sıkıntı içinde yarattık. gerçekten biz insanı acı, sıkıntı ve imtihan ile yüklü bir hayat içerisinde yarattık. Biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.
Tin suresinin fazileti: Her kim ki Tin suresini okursa Allah ona şüphe olmayan bir iman verir. Öleceği zaman da Allah ona Tin suresini okuduğu kadar sevap ve aynı zamanda mükafat verir. Yolculuklardan önce Tin suresinin okunması ise kişileri her türlü kaza ve beladan korumaktadır.
İslami terim olarak insanın yaratılışını anlatır. En güzel, en mükemmel ve olması gerektiği gibi anlamlara sahiptir. Ayrıca Ahsen-i Takvim yine insanın en kıvamlı ve en güzel şekilde yaratıldığını anlatmaktadır.
Eşref-i mahlukat; varlıkların en şereflisi anlamına gelmektedir. Mahluk ya da mahlukatın anlamı, " yaratıklar, yaratılmışlar, Allah'ın yarattığı şeyler" gibi anlamları içerir. Eşref ise şerefli, onurlu manasında bir kelimedir.
.:: Türkçe Kur'an Mealleri ::. Sonra da onu döndürdük, aşağıların en aşağısına attık. Aşağıların en aşağısı; kocalık, akıl azlığı, zayıflık, bunaklık diye tevil edilmiştir.
Allah incir, zeytin ve emin beldeye yemin etmekle üç büyük peygamberin bölgeye yemin etmiş, böylece peygamberlerin önemine ve getirdiği dinin büyüklüğüne dikkat çekmiş olduğu söylenir. Buna göre “Tin” kelimesiyle Şam, zeytin kelimesiyle Kudüs kasdedilmiştir.
“En güzel biçim” diye çevirdiğimiz ahsen-i takvîm tamlaması bu bağlamda insana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim ve yapıyı, bu sayede insanın, yeryüzü varlıkları içinde gerek fizyolojik gerekse ruhsal ve zihinsel yetenekler bakımdan en mükemmel ve en seçkin canlı olarak yaratılmış olmasını ifade ...
TİN SURESİ ANLAMI
1-5﴿ İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
"Kebed" in düzgün yapma mânâsına geldiğine dair ikinci vecih İbnü Abbas'tan nakledilmiş olup, İbnü Abbas: "Fi kebed, diğer canlılar baş aşağı yürürken insan yukarı doğru düzgün ve dik olmak üzere yaratıldı mânâsınadır." demiştir ki bu, yaratılış nimetini bir tür hatırlatma demek olur.
Hac Suresi'nin tamamını dinle! Ve huvellezî ahyâkum summe yumîtukum summe yuhyîkum, innel insâne le kefûr(kefûrun). O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür.
''Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık, [Tin, 95/4.] ''Allah size şekil verdi ve şeklinizi en güzel yaptı, [3Teğâbün, 64/3.] O Allah yarattığı her şeyi güzel yapandır, [Sâd, 32/7.] Sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan Temrin kelimesi, ''meranet'' kökünden türetilmiştir. Meranet kelimesi, alışkanlık kazanmak anlamına gelirken temrin sözcüğü de alıştırma yapmak, tekrar ederek öğrenmek anlamına gelir.
Kur'an-ı Kerim'de da Zeytin ve Zeytinyağı
Nahl, Tin, Enam, Müminun, Abese, Nur surelerinde geçen zeytin, Kur an-ı Kerim de övülmüş ve ondan mübarek bir bitki olarak bahsedilmiştir. Zeytinden Hz. Muhammed (SAV)'de sık sık bahsetmiş, hurma, su ve zeytin ile iftar edilmesi de fıkıh kitaplarında tavsiye edilmiştir.
Sûrede bazı önemli varlıklar üzerine yemin edilerek insanın yüksek değeri vurgulanmış, kötü ahlâkın bu değeri düşürdüğü ifade edilmiştir. İman edip iyi işler yapanlar övülmüş, hesap ve cezayı yalan sayanlar kınanmış, hüküm verenlerin en üstününün Allah olduğu bildirilmiştir.
İlliyyûn melekleri: Allah'a çok yakın ve onun katında üstün mevkiye sahip olan meleklerdir. Muakkibe: İnsanları korumakla görevli meleklerdir. Hafaza: insanların önde ve arkasında bulunan ve onları koruyan meleklerdir.
Müfessirler illiyyînin yüksek bir mekân olduğunu söylemiş, ancak bunun yeri konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. İbn Abbas'tan nakledilen bir rivayete göre illiyyîn müminlerin ruhlarının bulunduğu yedinci kat gök, diğer bir rivayete göre ise cennettir (İbn Kesîr, IV, 486-487).
Sözlükte “yükselmek” anlamındaki ulüv (alâ) kökünden türeyen ve “üst makam, yüksek derece” mânasına gelen illiyy kelimesinin çoğuludur (illiyyûn > illiyyîn).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri