Hayır, sülükler tıkalı damarları açmak (kan dolaşımını sağlamak) için doğrudan bir tedavi sağlamazlar. Sülüklerin salgıladığı enzimlerin kan pıhtılaşmasını önleyici etkisi olsa da, bu etki tıkanmış damarları açmak için yeterli değildir.
Varisli damarı büzemez, fonksiyon görmesini sağlayamaz.
Aksine bacakta iltihaplanmaya ve selülit dediğimiz bacağın dokularının iltihabına neden olur. Yani tedavi olmaya gidip daha sıkıntılı dönebilirsiniz.
Sülük Tedavisinin Yan Etkisi Veya Zararı Var Mıdır? Sülük tedavisinin ciddi bir yan etkisi yoktur. Bazı durumlarda cilt bölgesinde alerjik reaksiyona bağlı kızarıklık olabilir, kendiliğinden geçmektedir. Sülük tedavisinin uygulandığı bölgede sızıntı şeklinde kanama görülmektedir.
Cilde 1-1.2 milimetre kadar girebilen sülüklerin çekildikleri bölgelerde kanamalar görülebilir. 6-12 saat arasında değişen kanamalar yaklaşık 36 saat devam edebilir. Bu durumda kanayan bölgeye bandaj konulmalıdır. Hafif kaşıntı ve kızarıklık kalsa da zamanla geçer.
Bu nedenle bedende aktif kanama odağının varlığı, cerrahi operasyon öncesi, ciddi anemi, hemofili ve kan sulandırıcı ilaç kullanımının gerektiği durumlarda ya da kişinin sülük tükürüğünün içerdiği maddelere karşı herhangi bir alerjisi bulunduğunda sülük tedavisi önerilmez.
İlgili 17 soru bulundu
Sülük Tedavisi Hangi Bölgelere Uygulanmaz ? Göz kapağına, ayak tabanına, boyun, koltuk altı, kasık bölgelerine uygulanmamalıdır.
Ayrıca sülüklerin salgıladığı enzimlerin anti-enflamatuar ve analjezik etkileri bulunur, yani iltihaplanmayı azaltabilir ve ağrıyı hafifletebilir. Sülük tedavisinin etkisi genellikle tedaviyi takiben birkaç saat içinde başlar. İlk seansın ardından bazı kişilerde hemen rahatlama hissi ortaya çıkabilir.
Sülük 10-20 dakika içinde 20-60 cc kan emerek, kanın içindeki su ve NaCl'ü atar ve konsantre ettiği kanla birlikte normal ağırlığının 2-6 katına çıkar . Sülüğün düşmesinden sonra kanamanın 1-2 saat daha sürmesi, kirli kanın giderilmesi için olumlu etkinin sürmesini sağlar.
Faydası anlatılamayacak kadar çok olan tıbbi sülükler, kirli kanı emerek tedavi yapmazlar. Tedavisindeki sır, kan emerken vücuda zerkettikleri ağızlarında bulunan salgıda gizlidir. Antibakteriyel özelliğe de sahip bu salgı yüzlerce enzim içerir.
Sülük yapıştığı yerden kendiliğinden bırakmazsa, sülüğün ağzının bulunduğu bölgeye hafifçe zerdeçal toz veya alkol uygulamasıyla bıraktırılabilir, ancak dikkat edilmesi gereken bir husus, sülüğün bıraktırılırken kusturulmamasıdır.
Klinik ortamda hekim kontrolünde yapılması koşuluyla oldukça güvenli bir yöntem olan sülük tedavisinin en sık görülen yan etkisi, uygulama bölgesinde kaşıntı, şişme, kızarma veya morarma şeklinde kendini gösteren alerjik reaksiyonlardır.
Yapılan bu tedavi sırasında bacak toplardamarlarında biriken kirli kanın dışarıya akıtılması için kullanılan bu canlılar hastaların geçici olarak rahatlamasına neden olmuştur. Bu geçici rahatlama nedeniyle pek çok varis hastası sülüklerin varisler için iyi olduğu sonucuna varmıştır.
Ödemleri çözer. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır. Kan üretimi ile görevli organları uyarır.
Sülük tedavisi genellikle ağrısız olan bir ilk ısırığı, ardından 5 ila 15 ml kan emmeyi içerir. Başlıca terapötik faydaları sadece ısırma sırasında emilen kandan değil, aynı zamanda çeşitli biyoaktif maddelerden de kaynaklanmaktadır.
Hastanın anemi (kansızlık) sorununun olmaması, Kan sulandırıcı ilaç kullanmıyor olması, Pıhtılaşmaya engel bir hastalığının bulunmaması, Ayrıca gebelerde ve emziren annelerde, kontrolsüz diyabet hastalığı veya kalp yetmezliği olanlarda ve çocuklarda sülük tedavisi uygulanmaz.
Genelde haftada 2 seans uygulama önerilir. Bazı hastalarda bu sıklık haftada 3-4 seans olabilmekle beraber bazı hastalarda haftada bir ya da 10 günde bir seans uygulaması daha uygun olmaktadır. Seans süresi ise sülüklerin tutunma süresine göre değişmekle beraber 30-60 dakika arası olmaktadır.
Sülük tedavisi başta osteoartrit (kireçlenme) ve benzeri dejeneratif eklem hastalıklarında, bacaklarda oluşan varislerin tedavisinde ve tendon enflasmanyolarında olmak üzere çok çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılabilir.
Migrende öncelikli olarak ağrı atağını tedavi edecek ilaçlar ve tedavi yöntemleri, bir de ağrı ataklarının gelişmesini engelleyecek ilaçlar ve tedaviler mevcut. Bu bilimsel tedavi ve yöntemlerin haricinde hacamat, sülük tedavisi, yoga benzeri alternatif tedavilerin migrenin önlenmesinde kesinlikle yeri yoktur.
Seans aralıkları 2-7 gün aralığındadır. Tedavi süresi de hastalığa ve hastalığın evresine göre değişmekle birlikte 3 ile 12 seans arasındadır. Sülük tedavisi hastanın durumuna, uygulama bölümüne göre farklılık göstermektedir.
Sülük tedavisi tok karnına yapılmaz. Yemek yedikten 2-3 saatlik bir açlık gereklidir. Sülük tedavisinden bir iki gün öncesinde protein içeren gıdalar yenmelidir. Sülükler vücudun belirli yerlerine konulmaktadır.
Araştırma meta-analiz sonucu olarak: sülük tedavisinin kireçlenmeye ( osteoarthritis ) bağlı diz ağrılarını geçirmede anlık ve kısa süreli etkisi için güçlü kanıtlar bulunduğunu ve uzun süre ağrı önleme konusunda da orta düzeyde kanıtlar bulunduğu söylenmiş.
Göz Hastalıklarında sülük tedavisinin faydaları
Sülük tedavisi Glokomun ilerlemesini önler. Göz tansiyonunu düşürür.Glokom, vitreusun çok fazla üretimi veya vitrözün çok yavaş geri emilimi olduğunda ortaya çıkan bir durumdur. Vitreus göze besleyen şeffaf, jöle benzeri bir maddedir.
Sülük “Pis Kanı mı” Emer? Halk arasında “sülük pis kanı emer” gibi bir düşünce vardır. Bu doğru olmayan bir düşüncedir, sülük vücutta pis kanı emmez. Tıbbi sülük, vücuttan kanı emerken kolay emebilmek için kanın pıhtılaşmasına engel olacak maddeler salgılar.
Sülük'e kanı dengeli emdirmek veya yukarda' değindiğimiz gibi, odun külü veya tuz kullanarak kusturmak ve temizlemek gerekir. Çok emdirilip kusturulmazsa' çatlayıp ölür. İyi kan emmesi için de sülük iyice aç bırakılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri