Bu nedenle bedende aktif kanama odağının varlığı, cerrahi operasyon öncesi, ciddi anemi, hemofili ve kan sulandırıcı ilaç kullanımının gerektiği durumlarda ya da kişinin sülük tükürüğünün içerdiği maddelere karşı herhangi bir alerjisi bulunduğunda sülük tedavisi önerilmez.
Yaraların geç iyileşmesi durumlarında da sülük kullanılmaması gerekir. Özellikle Hemofili, Lösemi, Multıpl Myeloma, Lenfoma, İleri Seviye Anemi ve Hipotansiyon, AIDS (HIV enfeksiyonu ), Karaciğer Kanseri, Kemoterapi alanlar, Kalp pili olanlar, Adet dönemleri, Gebelik, Diyaliz hastalarında yapılmamalıdır.
Varisli damarı büzemez, fonksiyon görmesini sağlayamaz.
Aksine bacakta iltihaplanmaya ve selülit dediğimiz bacağın dokularının iltihabına neden olur. Yani tedavi olmaya gidip daha sıkıntılı dönebilirsiniz.
Ayrıca çok nadiren baş dönmesi, bölgesel lenf bezlerinde şişmeler, hafif ateş, titreme, tansiyon düşmesi ve kan pıhtılaşma gecikmesi gibi kısa ve geçici yan etkiler görülebilir. Tedavi sonrası sülük ısırma bölgesinde birkaç gün devam eden geçici kaşıntı oldukça sık görülür ve alerjik reaksiyon olarak değerlendirilir.
İlgili 18 soru bulundu
Uygulama sonrasında 24 saat pansumanlar açılmamalıdır. Denize girilmemelidir ve 24 saat duş yapılmamalıdır. Tedaviden sonra ise tahıllı gıdalar, mercimek, aşırı tatlı veya aşırı ekşi tür gıdalar tercih edilememeli protein ağırlıklı beslenme ilk 24 saat tercih edilmelidir.
Sülük tedavisi uygulamasında sakıncalı bölgeler ise ;
Yumuşak Cilt Bölgeleri (Göz kapağı çevresi gibi) Keratinize Bölgeler (Avuç içi, ayak tabanı gibi) Önemli Damarların Üzeri (Boyun, çene altı, koltuk altı, kasık gibi)
Cilde 1-1.2 milimetre kadar girebilen sülüklerin çekildikleri bölgelerde kanamalar görülebilir. 6-12 saat arasında değişen kanamalar yaklaşık 36 saat devam edebilir. Bu durumda kanayan bölgeye bandaj konulmalıdır. Hafif kaşıntı ve kızarıklık kalsa da zamanla geçer.
Sülük yapıştığı yerden kendiliğinden bırakmazsa, sülüğün ağzının bulunduğu bölgeye hafifçe zerdeçal toz veya alkol uygulamasıyla bıraktırılabilir, ancak dikkat edilmesi gereken bir husus, sülüğün bıraktırılırken kusturulmamasıdır.
Sülük doyduğunda deriyi ısırmayı bırakır ve bu arada ağız salgısındaki kanamayı engelleyici hirudin maddesi nedeni ile ısırdığı yerden sızıntı 24-48 saat devam eder. Bu nedenle kaybedilen kan miktarı sülüğün emdiğinden daha fazladır (50-100 mL). Bu kan kaybının dokuda şişliği azalttığı düşünülmektedir.
Bu özellikleri sayesinde kan pıhtılarını dağıtır, kan damarlarının duvarlarını sabitler, iltihapları tedavi eder, kan basıncını düşürür, ağrıyı azaltır, yağları dağıtır, vücudun gevşemesine yardımcı olur, kolesterolü düşürür, antibakteriyel bir etkiye sahiptir ve kişinin reflekslerini iyileştirir.
Ayrıca sülüklerin salgıladığı enzimlerin anti-enflamatuar ve analjezik etkileri bulunur, yani iltihaplanmayı azaltabilir ve ağrıyı hafifletebilir. Sülük tedavisinin etkisi genellikle tedaviyi takiben birkaç saat içinde başlar. İlk seansın ardından bazı kişilerde hemen rahatlama hissi ortaya çıkabilir.
Sülük “Pis Kanı mı” Emer? Halk arasında “sülük pis kanı emer” gibi bir düşünce vardır. Bu doğru olmayan bir düşüncedir, sülük vücutta pis kanı emmez. Tıbbi sülük, vücuttan kanı emerken kolay emebilmek için kanın pıhtılaşmasına engel olacak maddeler salgılar.
Ödemleri çözer. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır. Kan üretimi ile görevli organları uyarır.
Sülük tedavisi tok karnına yapılmaz. Yemek yedikten 2-3 saatlik bir açlık gereklidir. Sülük tedavisinden bir iki gün öncesinde protein içeren gıdalar yenmelidir. Sülükler vücudun belirli yerlerine konulmaktadır.
Anti aging etkisiyle cildi güzelleştirir, parlaklık ve tazelik kazandırır. Vücut direncini arttırarak zindelik sağlar. Homeostazi denilen vücudun iç dengesini yeniden kazandırır.
Faydası anlatılamayacak kadar çok olan tıbbi sülükler, kirli kanı emerek tedavi yapmazlar. Tedavisindeki sır, kan emerken vücuda zerkettikleri ağızlarında bulunan salgıda gizlidir. Antibakteriyel özelliğe de sahip bu salgı yüzlerce enzim içerir.
Genelde haftada 2 seans uygulama önerilir. Bazı hastalarda bu sıklık haftada 3-4 seans olabilmekle beraber bazı hastalarda haftada bir ya da 10 günde bir seans uygulaması daha uygun olmaktadır. Seans süresi ise sülüklerin tutunma süresine göre değişmekle beraber 30-60 dakika arası olmaktadır.
Sülük tedavisi genellikle ağrısız olan bir ilk ısırığı, ardından 5 ila 15 ml kan emmeyi içerir. Başlıca terapötik faydaları sadece ısırma sırasında emilen kandan değil, aynı zamanda çeşitli biyoaktif maddelerden de kaynaklanmaktadır.
Peki; “sülük tedavisi zayıflatır mı?” Bu sorunun cevabı; evet sülük zayıflamaya yardımcı olur. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan hirüdoterapi zayıflamak içinde uygulanır. Zayıflamak için tedavi seansları doktor tarafından hastaya özel belirlenir.
Sülük Damar Tıkanıklığına İyi Gelir Mi? Sülükler, damar tıkanıklığına doğrudan bir tedavi sağlamazlar. Ancak, sülük tedavisi bazı durumlarda damar tıkanıklığına yardımcı olabilir. Sülüklerin salgıladığı enzimler, kan dolaşımını düzenleyerek kanın pıhtılaşmasını önleyebilir ve damarların esnekliğini artırabilir.
Yara kabukları yaklaşık bir hafta sonra kendiliğinden düşer.
Bütün sülükler etçildir. Solucanlar, sümüklüböcekler, böcek larvaları, küçük kabuklular ile beslenebilirler ya da ikiyaşamlılar, sürüngenler, balıklar ya da bazı memelilerde kan emen parazit olarak bulunabilirler. Sülüklerin bilinen en büyük avcıları, balıklar, sucul böcekler, karidesler ve diğer sülük türleridir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri