Bunlardan birisi, John Turner ve Henri Tajfel'in 1970'lerde varsayımlarını belirlediği Sosyal Kimlik Teorisi'dir ve bu sosyal psikoloji çalışması ile Turner ve Tajfel; bireylerin benlik algılarını, grup üyeliği ve süreçlerini, gruplar arası ilişkileri incelemişlerdir.
Sosyal Sınıflandırma
Sınıflandırma, nesneleri ya da insanla- rı, belirli bir takım ortak niteliklerini temel alarak gruplara ya da sınıflara ayırma sü- recidir (Tajfel ve Forgas, 1981:114).
Sosyal kimlik kuramı (Tajfel ve Turner, 1986), bireyin refahı için dahil edilmenin önemini vurgular ve önemli sosyal gruplardan reddedilmenin acı verici olacağını, kişinin kendisini bir önyargı sonucu ayrı tutuluyor görmesinin bireyin iyi olma halini düşürdüğünü belirtir.
Sosyal kimlik, Bireyin benlik algısının, bir sosyal gruba ya da gruplara üyeliğine ilişkin bilgisinden ve bu üyeliğe yüklediği değerden ve duygusal anlamlılıktan kaynaklanan parçasıdır (Tajfel, 1982: 2).
İlgili 45 soru bulundu
Sosyal Psikolojinin öncüsü, 1924 yılında yazdığı Sosyal Psikoloji kitabıyla, Floyd Henry Allport olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda, Alport modern sosyal psikolojinin öncüsü olarak da kabul edilmektedir.
Kimlik inşasına ilişkin yaklaşımlar modernizm, postmodernizm, küreselleşme, bilgi-iktidar, birey-toplum/devlet, din, etnisite vb. ile kimlik etkileşimlerini temel alan yaklaşımlar olarak ele alınabilir.
Sosyal kimlik kuramı, grup olgusunun analizinde iç grup dinamikleri, gruplar arası ilişkiler ve kolektif benliğe yönelik açıklamalar getiren bir sosyal psikoloji kuramıdır. Sosyal psikologlar Henri Tajfel ve John Turner tarafından geliştirilmiştir.
Sosyal kimlik, çalışmanın temel aldığı kuramın yaratıcısı Tajfel'e göre “bireyin benlik algısının, bir sosyal gruba ya da gruplara üyeliğine ilişkin bilgisinden ve bu üyeliğe yüklediği değerden ve duygusal anlamlılıktan kaynaklanan parçasıdır (Tajfel, 1982, s. 2).
Sosyal Kimlik Kuramı; bireyin üyesi olduğu sosyal grupların, bireyin duygu, düşünce ve davranışlarını belirlemede önemli bir etkisi olduğunu öne sürer, kısacası bu kuram, sosyal kimliğin bireyin ait olduğu gruplara bağlı olarak geliştiğini öngörmektedir (Tajfel, 1982; Turner, 1978).
Kast, aynı geleneklere bağlı bulunan çeşitli sosyal sınıflardan oluşur. Bu sistemde brahmanlar, din adamlarından, kshatriyalar, raca, asker ve asillerden; vaysiyalar, tüccar ve çiftçilerden; sudralar, zanaatkar ve işçilerden oluşmuştur. Kast sisteminin dışında kalanlar da paryaları meydana getirmiştir.
“Türkiye'de şu anda alt orta sınıf, orta sınıf, üst orta sınıf, burjuva sınıfı ve işçi sınıfından söz edebiliriz.
Toplumsal grup, üyeleri arasında etkileşim olan, ortak amaç ve çıkarlara sahip, belirlenen değer ve normları paylaşan insanların birlikteliğini ifade etmektedir. Toplumsal grup, hem sosyal psikolojinin hem de sosyolojinin çalışma konularından biridir.
Minimal grup paradigması, sosyal psikolojide kullanılan bir deney yöntemidir. Henry Tajfel ve arkadaşları tarafından 1970'lerde geliştirilmiştir. İlk geliştirildiğinde, gruplar arasındaki ayrımcılık oluşması için gerekli asgari koşulları araştırmak amacıyla kullanılmıştır.
Sosyal psikolojide kimliksizleşme kavramı vardır. Genel kişilik özelliğinin dışına çıkar bulunduğun sosyal çevreye uygun davranışlar yaparsın. Örneğin hiç küfür etmeyen birinin tribünlerde küfretmesi. Sosyal medyada insanların büyük çoğunluğu kimliksizleşiyor.
Sosyal kategorizasyon, insanları çeşitli özelliklerine göre gruplara ayırma sürecidir ve Sosyal Kimlik Kuramı'na göre sosyal kimlik oluşumunun ilk aşamasını oluşturur (Tajfel ve Forgas, 2000).
İnsan ilişkilerini düzenlemesi bağlamında toplumsal kimliğin üç bileşeni ön plana çıkmaktadır: Kişilik, kendilik kavrayışı ve rol.
Kişisel kimlik, herhangi bir bireyin hangi koşullar ve durumlar dahilinde bir 'kişi' sayılabileceğini, 'kişi kimliğine' sahip olabileceğini konu alan felsefî meseledir.
Mead, değerlerin bireylerin yaşamını anlamlı kıldığı kadar tikel formlar olarak bireylerin de, değerlerin var olmaya devam edebilmesi için, değerleri yeniden inşa etmeleri gerektiğini savunur.
Kendini tanıma ile ilgili bir teori, kavramı, kişinin duyumların, düşüncelerin, zihinsel durumların ve tutumların kendisine ait olduğunu algılama kapasitesi olarak tanımlar. Öz-farkındalık ve benlik kavramı gibi diğer kavramlarla bağlantılıdır.
Öz sunum (kendini sunma ya da benlik sunumu) bireylerin, etkileşim içinde bulundukları kişilerdeki izlenimlerini kontrol etme çabası olarak tanımlanır. İzlenim yönetimi bazı kaynaklarda öz sunum ile aynı anlamda kullanılmasına rağmen tanım olarak öz sunumu içinde barındıran, daha kapsayıcı bir kavramdır.
Ergenlikte ise, kimlik duygusuna karşı kimlik kargaşası temel çatışmayı oluşturur. Erikson'a göre kimlik duygusu sadece bu evreye, ergenlik dönemine özgü bir konu olmayıp, her psikososyal evrede belirli bir biçimde yaşanır. Ancak kimlik sorunu dönüm noktasına ergenlikte ulaşır.
En genel anlamda bireyin kendisini tanımlamak ve anlamlandırmak için benliğin çeşitli yönlerine bağlılık geliştirmesidir. Birey toplumda ne kadar çok pozisyon işgal ediyorsa o kadar çok çeşitli benliğe sahip olmaktadır bu noktada bütün olarak benliğe kimlik kavramı eşlik etmektedir.
Marcia, son ergenlerin kimlik krizini çözümlemelerine yönelik gösterdikleri farklılıklara dayanarak dört kimlik statüsü öne sürmüştür. Bunlar, başarılı kimlik statüsü, moratoryum kimlik statüsü, ipotekli kimlik statüsü, kargaşalı kimlik statüsüdür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri