Soğanda bulunan sülfürlü amino asitlerden biri olan propenil sistein sulfoksit maddesi soğan soyarken kesildiğinde çözünmeye başlar. Bu sülfürlü amino asitin bileşenlerine ayrılması, gözü tahriş eden proponal-s oksit adlı kısmını ortaya çıkarır ve ayrışan madde havada yayılıp göze temas eder.
Soğan doğrarken sadece ağızdan nefes alınması veya ağızda bu esnada kesme limon, şeker, ekmek vb. bulundurulması bu sorunun önüne geçebilir. Ağza konulan bu yiyecekler sayesinde soğan içindeki sülfür gazının vücuda alınmasını engeller, yani soğandan gelen bu gazı emer. Böylelikle göz yaşarmaz.
Soğan doğradığınız esnada gözlerinizi yaşartan madde kükürttür. Demir ve kükürt saç derisindeki kan dolaşımını arttırır. Artan kan dolaşımı ise saçın çok daha hızlı uzamasını sağlar.
Beyaz ve kırmızı soğan denilen kuru soğan türünün içeriğindekiler aynı olduğundan gözleri yaşartmaması mümkün değil. Sadece soğan familyasından gelen taze yeşil soğan ve sarımsak da doğrandığında sülfirik asit meydana getirir fakat ağlama etkisi yaratmaz çünkü daha az LF-sentez enzimi ortaya çıkarır.
Yeni sıkılmış soğan suyunu günde 1-2defa göze damlatmak gözü temizler kuvvetlendirir ve yeni oluşmaya başlayan KATARAKTI.
İlgili 42 soru bulundu
Ancak uzmanlara göre, soğan doğrarken, gözlerin yaşarmasına doğrudan bu kimyasal bileşim neden olmuyor. Gazın gözyaşıyla tepkimeye girmesi sonucu sülfürik asit oluşuyor. Sülfürik asidin gözü tahriş etmesi sonucunda göz, yabancı maddeleri temizleyebilmek için gözyaşı salgılamaya başlıyor.
SOĞANIN ZARARLARI
Soğan bazı kişilerde tüketildiğinde mide ekşimesi ve hazımsızlığa yol açabilir. Bunun yanı sıra basur hastalığı olan kişilerde kanamanın da artmasına neden olabilir. Soğan içerisinde kükürt de bulunur. Bu yüzde aşırı tüketilmesi alerjilere yol açar ve gıda zehirlenmesiyle de sonuçlanabilir.
Neden göz yaşartır? Soğan, pırasa ve sarmısakta olduğu gibi, bileşiminde kükürt bulunan keskin kokulu uçucu bir yağ içerir. Soğan doğrarken bu uçucu yağın etkisinden dolayı gözlerimiz yaşarır.
Soğanlar, syn-propanethial-S-oksit isimli bir kimyasalı ürettikleri için gözlerinizin yanmasına neden olur. Bu, gözlerinizdeki gözyaşı bezlerini uyarır ve bu da ağlamanıza neden olur.
Şişlik şeklinde görülen bir rahatsızlıktır. Özellikle de üst ya da alt göz kapaklarında oluşur. İt dirseği, alt ve üst göz kapaklarındaki yağ bezelerinin tıkanması sebebiyle ortaya çıkar ve bazen göz kapaklarının kapanmasına neden olur. Bu yüzden de hemen çözümünün bulunması gerekir.
Sulu katman gözyaşı film tabakasının ortasıdır. Gözyaşı olarak gördüğümüz şeyin çoğunluğunu oluşturur. Bu katman gözü temizler, göze ait olmayan parçacıkları yıkayıp çıkarır. Bu katman göz kapaklarındaki lakrimal bezlerden gelir.
Düzenli soğan tüketimi göz renginde hafif bir değişiklik yapar. Ayrıca, depresyon ve uykusuzluk sorunları için de iyi bir çözüm olduğu düşünülüyor.
Bir su bardağı doğranmış soğanda; 64 kalori, 15 gram karbonhidrat, 3 gram lif, 2 gram protein, 7 gram şeker bulunur. Ayrıca bol miktarda C vitamini, A vitamini, B6, B9 vitaminleri, sodyum, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum, kükürt minarelleri ve antioksidan kaynakları kuersetin ile fisetin içerir.
Hatta mor soğanların daha acı, beyaz soğanların daha tatlı olduğu düşünülür. Ancak bu doğru değildir. Soğanların göz yakıp yakmaması içerdikleri sülfür miktarına bağlıdır. Yani aslında gözümüzü yakan soğanın acısı içindeki sülfürdür.
Soğan doğrarken gözden akan yaş abdesti bozar mı? Soğan doğrarken gözden akan yaş abdesti bozmaz.
Kuru soğan normal şartlarda mideye dokunan bir besin değildir, kuru soğanın içerdiği maddeler mideye dokunmaz. Tıpta "mide hastalığı" kategorize edilen gastrit, kanser, mide ülseri hastalarının dahi kuru soğan tüketmesinde bir sorun yoktur. Reflü, bir mide hastalığı olarak tanımlanmamaktadır.
Soğan özellikle A vitamini , C ve B vitaminleri açısından önemli bir kaynaktır. Ayrıca kükürt, iyot, kalsiyum, demir, folat, magnezyum, fosfor, potasyum ve antioksidanlar açısından da zengindir. A vitamini hem enfeksiyonlara karşı bağışıklığı hem de göz sağlığını destekler B vitaminleri ise suda eriyen vitaminlerdir.
Soğanlarınız 3-4 gün içinde yeşillenmeye başlayacak, 1 hafta sonrasında ise filizler iyice kendini belli etmeye başlayacaktır. Bu aşamadan sonra taptaze soğanlarınızın kullanılabilir hale gelmesi hızlıca gerçekleşir.
Pırasa sindirim sistemi dostu besinler arasındadır. Sindirimi kolay olduğu gibi sindirim işlemi için de organlara yardımcı olur. Mide, böbrek ve bağırsaklar için faydalı mineraller içerir. Pırasa kötü huylu tümörlerin oluşumuna neden olan unsurları ortadan kaldırır.
Zengin lif içeriğine sahip olan pırasa posalı besinler listesinde yer alır. Çiğ olarak rahatlıkla tüketilebilir. Çiğ tüketilmesi tokluk hissi yaratacağı için kilo kontrolünde etkilidir. Pırasanın çiğ olarak tüketilmesi kabızlık sorunları için de oldukça faydalıdır.
Sofralarınızda başlangıç olarak servis edip, midelere altlık görevi görebilen bu lezzet aynı zamanda ana yemek niteliği de taşıyor. İçerisindeki zeytinyağı, yemeğin hem hafif hem de sağlıklı olmasına yardımcı oluyor. Pırasalar, havuçlar birlikte pişiyor.
Erkeklerde dökülen saçları önlemeye yardımcı olur. Soğan suyunun içinde yüksek oranda antioksidan bulunduğu için zayıflamayı kolaylaştırır. Soğan suyu, aynı zamanda çok güçlü bir yağ yakıcıdır. Soğan suyu, çok iyi bir idrar söktürücüdür ve metabolizmayı hızlandırır.
Afrodizyak etkilidir, cinsel gücü arttırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, vücut direncini arttırarak vücuda kuvvet verir. Zihinsel ve bedensel yorgunluğu giderir.
Bir ay boyunca her gün soğan tüketen kişilerin kemik yoğunlukları, tüketmeyenlere oranla yüzde 5 daha fazla. Anti-inflamatuar özellikleri yüksek olan soğan, kötü kolesterolü de azaltır. Düşük kolesterol seviyesi de kalp sağlığı için iyidir. Ayrıca kardiyovasküler hastalık riskini de azaltır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri