İnsanları konuşmada usta kılma sanatının öğretmenidir yani retorik ustasıdır. Retorik yapmak da laf cambazlığı, insanları herhangi bir yolla ikna etme sanatıdır.
Bilindiği gibi Sokrates bu geleneğe karşı çıkan filozofların başında gelir. Ancak sofistlerin argümanlarını belirli bir kuramla sistemli bir şekilde eleştiren filozof Platon'dur.
Protagoras (Yunanca: Πρωταγόρας; MÖ 481 - MÖ 420), Sofistlerin en önemli ve kurucu filozoflarındandır.
Sofistler, hem kendilerinden önceki doğa filozoflarının farklı doğa açıklamaları hem de kültürel, dinî, ahlakî yargıların toplumdan topluma değişmesi nedeniyle mutlak hakikat düşüncesine uzaktılar. Sofistler, mutlak hakikat arayışından çok pratik bilginin peşindeydiler.
İlgili 30 soru bulundu
Sofistler, biliş ve bilgi (mutlak gerçeğin olmadığı veya aynı anda iki bakış açısının kabul edilebilir olduğu) hakkında göreceli görüşlere sahiptiler, doğru ve ahlak üzerine şüpheci görüş, ve felsefeleri genellikle din, hukuk ve ahlak eleştirilerini içeriyordu.
Sofistler ise daha farklı ve göreli bir etik anlayışını benimsemişlerdir; genel geçer anlamda kabul görülebilecek, doğru olabilecek hiçbir ölçü yoktur, her şeyin ölçüsü insana bağlı olduğu gibi etiğin ölçüsü de kişiye bağlıdır. Etikte görecelilik ve öznelliği savunan ilk düşünce Sofistlerindir.
Sofistlerin bilgi görüşünün temeli 'her zaman için geçerli bilgi yoktur' şeklindedir. Buradan anlaşılacağı üzere bilgi kişiden kişiye göre değişir. Doğal olarak kesin bilgiye ulaşmak oldukça zordur. Örneğin havanın soğuk olması aynı yerde bulunan iki kişiye göre aynı olmayabilir.
Sokrates bu noktada Sofistlerin doksa'sına karşı episteme'yi savunur. Sokrates'e göre doksa değişkendir, kişiye göre farklı algılanabilir ama episteme kesindir, herkes için bir ve tektir. Ona göre tıpkı evrensel doğa yasaları gibi kesin ve değişmez evrensel ahlâk yasaları vardır.
Miletli Thales (Grekçe: Θαλῆς, Thalēs; y. MÖ 624/623 – MÖ 548/545), Milet, İyonya'dan bir Antik Yunan matematikçi, astronom ve Sokrat öncesi filozoftu. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak adlandırılır.
Sofistler gerçek bilginin imkansızlığını dile getirmişlerdir. Şüphe onlar için amaçtır. Onlara göre her şeyin ölçüsü insandır. Sofistlerin bu bilinemezci tavrını, Septikler "bilgi mümkün değildir" diyecek kadar ileri götürmüşlerdir.
Doğru bilgi mümkün değildir
Antik Yunan'da, zenginlerin çocuklarına para karşılığında eğitim veren sofistler ve şüpheyi bir sistem olarak ortaya koyan septikler, doğru bilginin mümkün olmadığını savunan filozoflar arasında yer almaktadır.
sofistler, doğru bilginin imkanı konusunda tepkisel bir düşünceyi temsil ederek, dogmatizmi reddederler.onlar için değerli olan, doğru bilgi değil,kişiyi başarıya götüren bilgidir.onlara göre, herkesin üzerinde uzlaşacağı bilgi olamaz. bilgi olarak yalnızca duygusal algılardan oluşmuş zanlar vardır.bunlarsa insandan ...
Sokrates'i ilgilendiren insan ve insan doğasını, insanın mutluluğunu konu alan bilgi olduğuna göre, insana asıl gerekli, asıl faydalı, erdem ve mutluluğu için vazgeçilmez olan tek bilgi insan doğasının, insanın amacının, insanın kendisi için dünyaya geldiği veya getirilmiş olduğu şeyin bilgisi olmak durumundadır.
Kelime Anlanımıyla Tûrkçede çok gelişmiş, çok karmaşık olan, çok özel olan demektir. Bu kelime 14. yüzyıl Latincesine gelene kadar Yunancada en az 2500 senelik Sophos terimiyle alakalı bir terimdir.
Doğa üzerine felsefece düşünen ilk filozoflar, Aristoteles'in (Metapysics, 983b6-984a4) deyişiyle “doğa filozofları”, Miletli Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes'dir. M. Ö. yedinci yüzyılda Miletlilerle başlayan doğa üzerine düşünme biçimi, Sokrates'e kadar büyük bir çeşitlilik ve derinlik kazanarak sürer.
Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates'in yaşamının en belirgin olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılan davadır.
Rasyonalizm akımının en önemli temsilcileri, Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes ve Hegel'dir. Akıl yolu ile belirlenmiş, genel geçer ve kesin bilgiye dayanan matematik ve mantıktır. Sokrates, ilk rasyonel düşünür olmasına rağmen sahip olduğu görüşlere dair ardında herhangi bir eser bırakmadı.
Bu anlayışa bağlı olarak sofistler, iyinin ve kötünün kişisel, toplumsal ve geleneksel anlayışlara göre değiştiği için göreli olduklarını ve aynı zamanda ahlakın doğal bir kaynağı olmadığını belirtmişlerdir. Onlar için ahlak yalnızca bir uzlaşmadır.
Bu yaklaşıma göre, felsefeyi anlatmak gezen ve isteyen kişiler için sofistik sözcüğü değerlendirilebilir. Kısa anlamı bakımından ise, TDK'ya göre bilgicilik olarak bilinir. Aynı zamanda bu kelime ise, safsata ya da yanıltıcı olarak da karşılık buluyor.
-Yunanca “sophos ya da sophia (bilgi)” sözcüğünden türetilen sofist kavramı “bilgili kişi” anlamına gelmektedir. Antik Yunan'da polisten polise gezen, aristokratik kültüre karşı ayaklanışın ve yeni bir kültürün meşalesini taşıyıp gittikleri yerlerde bu yeni kültürün kıvılcımlarını yayan gezici öğretmenlerdir.
Ahlakın kaynağı hakkındaki ilk düşüncelerini 1764 yılında yayınladığı bir eserinde ortaya koyan Kant, 'ahlakı oluşturan, insandaki doğal duygulardır' diyerek, ahlak yargılarını doğrudan doğruya duyguya dayandırıyordu (Kant, 2010: 54).
Platon ve Aristoteles Sofist bilgi ve varlık anlayışını felsefeye tehdit olarak görüp sofist düşünceyi her yönden eleştirmiştir.
Sokrates'in ahlak görüşü iki düşünceden ibarettir: 1- Erdem bir bilgidir. 2- Kimse bilerek kötülük yapmaz. Bu bağlamda Sokrates'e göre insanı kötülüğe sürükleyen bilgisizliğidir.
Gerçek Anlamda Felsefenin Kurucusu: Eflatun (Platon) kabul edilir. Modern anlamda felsefenin kurucusu: Descartes kabul edilir.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri