Merhaba. Peygamberimiz torunlarına sevgi ve merhametle davranan torunları çok seven bir dede idi, onların arasında ayrım yapmaz hepsine eşit davranırdı sürekli onları ziyaret eder dertlerini dinlerdi. =Peygamberimizin özellikleri, şefkatli, merhametli, adaletli, affedici, öğüt verici yardımsever Vb.
Çocuklarına karşı merhametli ve iyi bir baba olmuştur. O dönemde kız çocukları diri diri toprağa gömülürken o, çocuklarını sahiplenmiştir, cahiliye devrine uymamıştır. Torunlarına da aynı şekilde davranmıştır. Torunlarını çok sever ve her zaman vakit geçirirdi.
Peygamberimiz Hz. Muhammed [s.a.v], iyi ve müşfik bir baba idi; çocuklarına samimi ve içten bir sevgi besliyor, yeri geldikçe bu sevgisini izhar ediyordu. Çocuklarıyla olan ilişkileri sadece maddî ve geçici duygulara değil, köklü fikirlere ve derin sevgiye dayanıyordu.
Hadislerden gelen bilgilere göre Muhammed'in şemaili şöyledir: Boyu ne çok uzun ne de çok kısaydı, kırmızıya çalan duru parlak beyaz tenli, yuvarlak ve ayın ondördü ışık saçan parlak yüzlü, gözleri iri ve simsiyah, kirpikleri uzun ve sık idi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı.
Peygamberimiz mükemmel bir babaydı. Kendisi tüm insanlara ve hayvanlara karşı şefkatli olduğu gibi, çocuklarına da büyük bir şefkat beslerdi. Çocuklarının sevgilerine karşılık verir, onlara sarılır, öper, onlarla oyun oynar ve onlar ile şakalaşırdı.
İlgili 27 soru bulundu
Hz.
Muhammed'in babasının adı Abdullah, annesinin adı Amina'dır. Peygamber efendimizin soyu Hz. İsmail'e dayanır.
Soyağacı ve Aile Şeceresi her müslüman vatandaş tarafından merak edilir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in soyu, büyük peygamberlerden olan Hz. İbrahim aleyhisselama dayanır.
Peygamberimiz (asm) resim çizmeye izin vermiyordu.
Yüzyıllar boyu süren bu batıl inancı, İslam, tevhid inancıyla kaldırdı. İnsanların kötü alışkanlıklara tekrar dönmemeleri için Peygamberimiz (asm) her tür resim, heykel, put ve benzeri "gölgeli-gölgesiz" resimlemeleri yasakladı.
Bizim kültürümüzde, minyatürlerde Hz. Peygamber'in yüzü daima peçeyle gösterilmiştir. Çünkü yüzünün tam olarak aksettirilemeyeceği, bir fotoğraf gibi olamayacağına inanılır.
O Nebiyy-i Mücteba (seçilmiş, kıymetli peygamber), ezherüllevn (rengi nurlu, parlak) idi; yani ne ak, ne de kara esmer, belki ikisi ortası ve gül gibi kırmızıya mail (benzer) beyaz ve nurani ve berrak olup, mübarek yüzünde nur lemean (parlardı) ederdi.
Hz. Peygamber'in soyundan gelenleri ifade eden bir terim. Sözlükte “efendi, bey, önder, sahip, faziletli, kerim” gibi anlamlara gelen seyyid kelimesi (çoğulu sâdât) Kur'ân-ı Kerîm'de “toplumda seçkin bir yere sahip olan kimse” (Âl-i İmrân 3/39) ve “kadının kocası” (Yûsuf 12/25) mânasında yer alır.
Özetle söylemek gerekirse: Peygamberimiz (asm) İslamiyet'ten evvel, yine hak dinin vecibelerini yaşıyan muvahhid ve abid bir insandı. Hz. İbrahim (a.s.)'in dininin devamcısı idi. Fakat mecburiyet altında değil, iradesi ile ibadet ederlerdi.
Muhammed'in soyu, Fatıma ve eşi Ali bin Ebu Talib'in çocukları yoluyla devam etmiştir, çünkü Muhammed'in ölümünden sonra hayatta kalan tek çocuğu Fatıma'dır.
♣ Doğmadan önce babası, 6 yaşındayken annesi, 8 yaşındayken de dedesi vefat etti.
Abdülmuttalib doğduğu zaman, saçında veya perçeminde bulunan beyazlıktan dolayı ona Şeybe veya Şeybetü'l-Hamd denilmiştir. Bazı rivayetlere göre, cömertliğinden dolayı ona “Şeybetü'l-Hamd” lakabını verilmiştir.
Altı yaşında iken annesini kaybeden Peygamber Efendimizi yaşlı dedesi Abdülmuttalib himayesine aldı. Kureyş'in reisi Abdülmuttalib de nur-u Ahmedî'den nasibini almıştı.
Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi.
Hz. Peygamber, boş duranları sevmez, kendisi de boşa vakit geçirmekten son derece endişe ederdi. Nitekim O, vaktini boşa geçirenleri sevmediğini, "İnsanların çoğu sıhhatin ve boş vaktin kıymetini bilmezler." (3) ve "Hastalığın için sıhhatinden, ölümün için hayatından istifade et.
Peygamber Efendimizin (sav) mübarek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah ve gözlerinin beyazı da bembeyazdı. Aydın yüzlü ve güzel yaradılışlı idi; zayıf ve ince de değildi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı. Saçı ile kirpik ve bıyıkları gümrahtı (bol, gür).
Efendimiz (s.a.v.)'in soyu Fatıma ile devam etti. Allah Teala'nın bu takdiri, cahiliyyenin 'kız çocuklarını hakir görme' gibi çirkin adetini ayaklar altına almıştır. Hz.Fâtıma'nın künyeleri; Ümm'ül Hasan, Ümm'ül Hüseyin ve Ümm'ül Muhsin'dir.
Hanifler adlı bir grubun içindeydi. İslamiyetten önce Allah'ın birliğine inanan ve kendilerini İbrahim peygamberin dininden olarak vasıflandıran bir zümredir hanifler. Yani, İslam Peygamberi Hz. Muhammed, İslam'ı tebliğ etmeden önce, hanifler adlı bir grubun içindeydi.
Peygamberlerin diğer insanlardan farkı, anında uyarılmaları, yanlışı hemen düzeltip ve tövbe edip, bir daha o yanlışa düşmemeleridir. Hz. Muhammed'in de, görevini yaparken uyguladığı, bazı yöntem veya davranışlarıyla ilgili uyarıldığını ayetlerden anlıyoruz.
Bir rivayete göre peygamberler içinde en uzun ömürlüsü Nûh'tur; kendisine 350 yaşında vahiy gelmiş, 950 yıl kavmini davetle geçirmiş, dolayısıyla 1300 yıl yaşamıştır (a.g.e., VI, 30).
Ulu'l-azm peygamberler
Ahzâb Suresi'nin 7, Ahkaf Suresi'nin 35 ve Şûrâ Suresi'nin 13. ayetlerinden yola çıkan İslam âlimleri, ulu'l-azm peygamberlerin ilgili ayetlerde ismi geçen Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed peygamberler olduğuna karar vermişlerdir.
Sadece Nuh, Tanrı'nın gözünde değerliydi; çünkü kendisi sadık ve eksiksiz birisiydi. Büyük tufan, Nuh 600 yaşında iken başlar.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri