Sanattaki sembolizm 1870 yılına doğru Fransa ve Belçika'da natüralizme ve Parnasse akımına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Akım daha sonra özellikle Valéry Brioussov vasıtasıyla Rusya'ya da sıçramıştır. Sembolizm genellikle Servet-i Fünun döneminde görülür. Ayrıca Ahmet Haşim bu akımın en büyük temsilcilerindendir.
Servet-i Fünun edebiyatının önemli isimlerinden olan ve şiiri "sözcüklerle yapılmış bir resim" olarak tanımlayan Cenap Şehabettin, vefatının 85. yılında anılıyor. Türk Edebiyatında sembolizm akımının öncüsü olarak kabul edilen şair ve yazar Cenap Şahabettin, vefatının 85. yılında anılıyor.
Sembolizmin ilkelerini ve kuramını Stephen Mallarme hazırlamış, bildirgeyi ise Jean Moreas ortaya çıkarmıştır. Sembolizmin öncüsü ise bu akımın ortaya çıkmasından çok önce ürünler hazırlayan Charles Boudelaire'dir.
Sembolizm (simgecilik), gerçekçiliğe tepki olarak 1885 yılına doğru Fransa'da ortaya çıkan bir şiir, edebiyat ve sanat akımıdır.
Sembolizmde dış dünyayı sembollerle anlatmak esastır. Sembolist şairler, semboller aracılığıyla dış çevrenin insan üzerindeki etkilerini ve izlenimlerini anlatmışlardır. Sembolistler, şiirde müzik unsuruna önem verirler, hatta müziği şiirin amacı hâline getirirler. Şiire lirizm egemendir.
İlgili 41 soru bulundu
Bu yankılardan dolayı etkilenen şairler sembolizmin özelliklerini eserlerine yansıtmaya başlamışlardır. Akımın ilk uygulayıcısı ise Cenap Şehabettin olmuştur. Akımdan etkilenen diğer şairler ise; Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Haşim ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi isimlerdir.
Gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleştirme, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlık, sembolizmin en belirgin özelliklerindendir. Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen gölgeler ve ölüm başlıca temalarıdır.
Pozitivist, rasyonel ve materyalist görüşlerin insanlar üzerinde olumsuz etkisine karşın bireyin duyum ve duygularıyla var olduğunu savunan, somut varlıkların dış dünya ile insan duyuları arasında köprü görevi gören simgeler olduğu iddiasında olan sembolizm, anlamda kapalılığa ve musikiye önem veren bir akım olarak ...
Klasisizm akımının öne çıkan temsilcileri; François de Malherbe, Pierre Conhielle, Jean de La Fontaine, John Milton ve Moliere olarak ifade edilebilir.
Kendi görüşleriyle beraber Gautier ve Banville'in de referanslarıyla ifade edilen ortak açıklama şudur ki; Parnasizm, söz boyama diye tabir edebileceğimiz şiirde mûsikî ve armoniyi, bununla beraber “sanat, sanat içindir” ifadesini temel alan bir akımdır.
Fransa'da parnasizm akımına tepki olarak doğan sembolizm akımındaki şiirler sessiz bir şarkı olarak bilinmektedir. Çünkü bu akımdaki amaç duygulara seslenmektir. Sembolizm akımının en bilinmesi gereken özelliklerinden biri de karamsarlık, gerçek olanlardan kaçıp hayal dünyasına geçmektir.
Sembolik sanat, dünyanın tarihsel başlangıcında bulunan ve ilkel(primitif) olarak ortaya çıkmış olan içeriğin henüz netlik kazanmamış bir durumudur. Bu içeriğin belirsiz olma durumu bir sanat yapıtı olarak nitelendirilebilecek bir nesnenin oluşmasına engel değildir.
Şiir anlaşılmak için değil, duyulmak hissedilmek içindir. Sembolist şairler, önceki şiirde olan klasik kalıpları değil, kendi belirlediği kalıpları kullanmıştır; büyük oranda serbest şiiri benimsemişlerdir. Sembolist şiir lirik ve bireyseldir. Sembolizm büyük oranda şiirde etkili olmuş bir akımdır.
Sembolizm. 1885-1902 yılları arasında egemen olmuş bir edebiyat akımıdır. Türkçede «Simgecilik» sözcüğü ile de karşılanmaktadır. Akımın adı, 1886'da bildirisini hazırlayan Jean Moreas tarafından konulmuştur.
Bu akımın başlıca temsilcileri arasında Théophile Gautier, Theodore de Banville, Leconte de Lisle, Jese Maria de Heredia, S.Prudhomme ve François Coppée bulunmaktadır. Türk edebiyatında ise özellikle Servet-i Fünûn döneminde ilgi görmüştür, Tevfik Fikret, Yahya Kemal ve Cenap Şahabettin başlıca şâirlerdir.
Edebî Akım Olarak Sembolizm
Cenap Şahabettin'in, 1890-1894 yılları arasında Fransa'da bulunduğu sıralarda realizm, natüralizm ve parnasyen yazar ve şairler ile sembolist şairleri tanıdığı açıktır.
Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola'nın yanı sıra Honore de Balzac, Stendhal, Rusya'da Lev Tolstoy, İvan Sergeyeviç Turgenyev, Dostoyevski, İngiltere'de Charles Dickens ve Anthony Trollope, Amerika'da Theodore Dreiser, Ernest Hemingway, John Steinbeck İrlanda'da James Joyce realizmin önemli temsilcileridir.
Parnasizm genellikle sone türünde şiir yazımını tercih eder. Sembolizm şiirde serbest nazım biçimini benimser. Parnasizm geçmişteki mutlu ve üstün dönemlerin özlenmesini konu alırken, Sembolizm daha çok bireye hitap eden hüzünlü ve kötümser konuları anlatır.
Sembolizm Sanat Akımı, Simgecilik, nesne ya da şeylerin orijinal anlam ya da işlevinden farklı olarak yeni anlam yükleme ile evrensel anlama ulaşmaya çalışır. Metafor, alegori ve kinaye, sembolizm gelişiminde yardımcı olan edebi biçimlerdir.
Sembolik anlatım bir duygu, düşünce ve inancın daha etkili ve vurucu bir şekilde aktarılabilmesi için kendi gerçeğinin dışında bir başka simgede somutlanarak anlatılmasıdır. Kavramlar, anlayışlar, düşünceler kişileştirilir, duygular bir başka sembole dönüştürülür.
Türk edebiyatındaki parnasizm temsilcileri arasında ise Cenap Şahabettin, Tevfik Fikret ve Yahya Kemal isimleri yer almaktadır. Parnasizm akımı Türk edebiyatına ilk olarak Servet-i Fünun döneminde girdi.
1886 da Parnas adlı derginin yayınlanmasıyla ortaya çıkan Parnasizmde şiirler, realist bir yöntemler kaleme alınmaktadır ve Parnasizmin temelinde, sanat sanat içindir anlayışı vardır.
Musiki, her şeyden önce musiki; Onun için tekli mısradan şaşma. Kıvrak olur, erir havada sanki; Ağır aksak söyleyişe yanaşma. Tekli dize dışında sembolist şiirin yeni tasarım arayışları arasında özgür dize (vers libre), uyaksız şiir ve düzyazı şiir (poème en prose) sayılabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri