Cenazeleri yıkanmaksızın, elbiseleriyle defnedilmeleri gerekir, çünkü üzerlerindeki kanın onlar için ahirette madalya gibi olacağına inanılır. Ünlü İslam bilgini Hamdi Yazır, şehitlerin ruhani, yani madde üstü ama gerçek bir yaşama sahip olduklarından söz eder.
İslam'a göre, ölü kefenlenmeden üzerindeki elbiseyle gömülemez. Ancak Allah yolunda savaşırken şehid düşen kimse bundan müstesnadır. Hem dünya hem de ahiret bakımından şehid sayılanlar kefenlenmez, namazları kılındıktan sonra kanlı elbiseleriyle defnedilir, zira onların kefenleri, üzerlerindeki elbiseleridir.
Şehid yıkanmaz ve cenaze namazı kılınmaz, yani bu ikisini yapmak haramdır. Çünkü; [*] - Kur'an'ın açık ifadesine göre şehid diridir. Bu hadis hem zayıf hem de yanlıştır.
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-'den rivayet olunan bir hadiste Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Şehit, ölüm anında sizlerden birinizin ısırıldığında hissettiği kadar acı hisseder.»
Kıyamet günü ise üç kişi şefaat eder. Bunların ilki peygamberler diğerleri alimler ve son olarak ise şehitlerdir. Allah yolunda ve vatan yolunda can vermiş kişilere şehit denilmektedir. Şehitlerin ise 100 kişiye şefaat etme hakkı vardır.
İlgili 30 soru bulundu
MADDE 61. – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Şehitlerin, şehit oldukları andan itibaren ruhları cennete gidip orayı gördükleri halde, diğer mü'minlerin ruhları sadece kıyamette görecektir. Şehit denilmesinin bir başka sebebi, şehidin cennete gireceğine Allah ve melekler şahitlik ettiği içindir denilmiştir.
- Biz şehitlerin cesedininin çürümediğini görebilir miyiz? Değerli kardeşimiz, "Şehitlerin cesedi çürümez." diye bir kaide bulunmamakla birlikte, bazı şehitlerin cesetlerinin çürümediği bilinmektedir.
Şehitlerin beden bütünlüğünün olmaması nedeniyle cenazelerin lehimlenerek kapatılmış tabut içerisinde defnedilmesi düşünülüyor.
İmanı varsa, yani itikadı düzgün bir Müslümansa, günahları çok olsa da, savaşta ölsün, anarşide ölsün, görevde ölsün, kanser gibi hastalıklardan ölsün, şehit olur. Doğal âfetler sebebiyle, mesela depremde, yangında, sel felaketinde, çığ altında kalmakla, yıldırım düşmekle, tsunamide, denizde ölmüş olsa yine şehit olur.
Şehidin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Kul haklarını da, Allahü teâlâ Kıyamette helalleştirecektir. Suda boğularak ölen şehitlerin kul borçları da affedilir.
'Allah yolunda ölenlerden başka şehit olanlar yedi çeşittir: Tâûndan ölen şehiddir, suda boğulan şehittir, zatülcenbden (akciğer zarı iltihabı-pleurisy) hastalığından ölen şehittir, karın ağrısından ölen şehittir, yangında ölen şehittir, yıkıntı altında kalarak ölen şehittir, hamilelikte ölen kadın şehittir.”
Şehitlerin, kul hakları hariç tüm günahları affedilir. Peygamberlerden sonra en yüksek manevi makama sahiptirler. Cenazeleri yıkanmaksızın, elbiseleriyle defnedilmeleri gerekir, çünkü üzerlerindeki kanın onlar için ahirette madalya gibi olacağına inanılır.
Kâfirler tarafından öldürülmeyen fakat cihat sırasında vefat edenler hakkında "şehit" sözü kullanılmıştır. Ancak bunlar yıkanır ve namazları kılınır.
İşte Din İşleri Yüksek Kurulu'nun o fetvası: Hakikî Şehid (Dünya ve Ahiret Şehidi): İslam'ın yücelmesi, vatan müdafaası için savaşırken ölen müslümanlara denir. Bu kimseler, yıkanmazlar, kefenlenmezler, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilirler.
İslam'ın yücelmesi (ila-i kelimetullah), vatan müdafası için savaşırken ölen Müslümanlar. Bu kimseler yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir.
Cenazelerin geleneksel yöntemle açılan kabre kefenle defnedilmesinin de riskli olduğu durumlarda, ceset torbası veya tabutla defnedilmesi de caizdir. Zaruretten kaynaklanan bütün bu uygulamalarda Müslüman kardeşimize karşı son dini vazifemizi yaptığımız bilinci ile hareket edilmelidir.”
Ancak şehitlerin -diğer veliler gibi- bazen temessül etmeleri ve dünyada bazı kimselere görünmeleri, onların yardımına koşmaları Ehl-i sünnet akidesine göre caizdir ve vakidir.
İslamiyette ölüler genellikle kefenle toprağın altına gömülürken, isteğe bağlı olarak tabutla da gömülebilmektedir, Museviler kefene sardıkları ölüyü tabuta koyarak toprağa gömerler.
Evs b. Evs'in bildirdiğine göre peygamberimiz(a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Allah peygamberlerin cesetlerini toprağa haram kılmıştır”(Ebu Davud, salat, 207, Nesaî, Cuma, 5). Buna göre, peygamberlerin dışındaki insanların cesetleri -veli ve şehit de olsa- çürür.
S-3) Peygamberlerin cesedi çürür mü? C-3) Peygamberlerin, şehitlerin, hafızların cesedi çürümez. Zira Peygamberimiz bir hadisinde: "Allah toprağa Peygamberlerin cesedini yemeği yasaklamıştır" buyurmuştur. Toprak elbette ki cesetleri çürütür.
Kuşkusuz, cennette her lezzetin yanında cinsî ilişki de vardır. Kur'an'da kişilerin eşlerinden ve ayrıca hurilerden bahseden ayetler dolayısıyla bu tür ilişkiden de söz etmiş oluyor. Kur'an'da vurgulandığı üzere (30/Rûm, 21) karşı cinsler hayatlarını birleştirmekle bedenî ve ruhî tatmin bulmaktadırlar.
[Hadiste; “cennet ehline 2 huri vardır, denilmektedir. Bu kadınları da ve erkekleri de içerir. Kadınlara olan huri erkek olacak erkeklere olan huri kadın olacaktır. Erkekler onlara kime benze derlerse ona benzerler erkek onlarla birlikte olur.
Kur'ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin beyânına göre; dünya hayatında kurulan âile hayatları, eşlerin her ikisi de -cennete liyakat kazanmaları halinde- ebediyen beraber olacak ve karı-koca münasebetleri sonsuza kadar cennette devam edecektir.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri