Arapça dilinden Türkçeye geçen sakıt kelimesi, düşük anlamına gelmektedir. Özellikle Osmanlıca kelimelere ilgisi olanlar, sakıt kelimesini bolca kullanmaktadır.
(ﺷﺪ) i. (Fars. şuden “olmak, gitmek”ten şud) “Gitme, gidiş” demek olup “geliş gidiş” anlamına gelen Âmed (ü) şüd söyleyişinde geçer: Sopa vuran eli dâimî âmed ü şüdü ile gözünün önünden eksik olmuyordu (Ahmet Râsim).
Farsça'da “muahede, tasdiknâme” anlamındaki çek kelimesi Arapça'ya sakk (çoğulu sukûk) şeklinde geçmiş olup geniş mânasıyla “yazılı belge, resmî tutanak” demektir.
Kelime anlamı kadeh sunan, içki veren demek olan sâkî, bezm âleminin en önemli un- surlarından biridir. (PALA 2010:387). Sâkî kelimesi aslında Arapçadır. Kelimenin kökü olan «es-sakaa» ve «et-teskiye». 'su aramak ve su içirmek' anlamlarında kullanılır.
(ﺳﻜﻨﺎﺕ) i. (Ar. sekne'nin çoğul şekli sekenāt) [Tekil gibi kullanılır] Durma, duruş, hareket etmeme, kımıldanmama: Hatta kârbânın nakîbi oldur ki leyl ü nehar kāfilenin umûr u mesâlihinde ve hareket ü sekenâtında (…)
İlgili 26 soru bulundu
Kubbealtı Lugatı (ﺷﺪﻳﺪﻩ) i. (Ar. şedіd “şiddetli, güç, sert”den şedіde) Büyük sıkıntı, belâ.
Sevi kelimesi aşk demektir.
صیانة ] 1 - (مص م .) حفظ کردن . 2 - خویشتن نگاهداشتن . 3 - (اِمص .)
(ﺗﻌﺸّﻖ) i. (Ar. 'işḳ “çok sevmek”ten te'aşşuḳ) Âşık olma, gönül verme: Herkes gibi var sende de ezvâk-ı temâyül / Bilsem ne demektir bu taaşşuk, bu tahayyül (Abdülhak Hâmit'ten). Eyvâh o zaman taaşşuk ettim (Cenap Şahâbeddin).
(ﺻﻮﺏ) i. (Ar. ṣavb) Yön, yan, taraf: Takdîr-i Kirdgâr edip kāzî-yi harem / Tahrîk edip o savba rikâb-ı azîmeti (Nâbî).
Mahzar, istihkak belgesi, ödeme emri, çek gibi anlamlara gelen bir hukuk, maliye ve ticaret terimi. Şer'î mahkemelerde düzenlenen hukukî belge.
(osmanlıca, isim) dam, çatı, tavan, asuman, gökyüzü, sema.
Silivri Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (SAK) ekipleri, AFAD Akreditasyon Sistemi Eğitimlerinin 3 aşamasını da tamamladı.
Sünbül; rengi, kokusu, perişan görünümü ve diğer bitkisel özellikleriyle şair için zengin bir ilham kaynağıdır. Klasik Türk şiirinde gül ve lâleden sonra en sık kullanılan çiçek sünbüldür.
Görüldüğü üzere sâye kelimesi beyitte elbise anlamında kullanılmaktadır.
(ص فا.) سزاوار، شایسته . şayın(izah: (< say).) yarar(izah: uyqun. münasib.) yarar(izah: yarıq. yaraşıq.)
سكوت Arapça ve farsça anlamları
سَكوت [مفرد]: ج سُكُت، مؤ سَكُوت، ج مؤ سُكُت: صيغة مبالغة من سكَتَ/ سكَتَ عن/ سكَتَ على: دائم السكوت قليل الكلام.
(ﺗﺎﺑﻨﺪﻩ) sıf. (Fars. tābіden “ışıldamak, parıldamak”tan tābende) Parlayan, parlak: Tâbende yüzün tâbişi bedr-i dücâya ta'n eder / Ferhunde zülfün sâyesi zıll-i hümâya ta'n eder (Nesîmî).
1. Çinko. 2. Sürme, tûtiyâ: Girsek gözüne n'ola adûnun / Biz çeşm-i alîle tûtyâyız (Dâniş'ten).
İşte belirtilen sebeple kendisi bu “Nesâyih”(Nasihatlar)ı derleyip sıralamış; İslâmî emirler içinde sultana itaatin dünya ve ahirette Allah'ın rızasına vesile, itaatsizliğin her iki cihanda hüsrana sebep olduğunu anlatmıştır.
sayha - صیحه
(صَ حَ) [ ع . صیحة ] (اِ.) بانگ ، فریاد.
sipihr - سپهر
(اِ.) 1 - آسمان .
HISAL – HİSAL
ḫaṣlet'in çoğul şekli ḫiṣāl) Hasletler, huylar, güzel huylar, hasâil: Rahm eder hâlime bir gün deyü ol hûb-hısâl / Dil-i şûrîde müdâm etmede bî-hûde hayâl (Rûhî-i Bağdâdî).
Savlet - صولة
- حنطة صولة؛ گندم برآورده و پاکیزه.
sefil - سفیل
1 - پست ، زبون .
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri