Rızıkların dağılması sabah namazından sonra olur. sonradır.
Vehbi Tülek yazdı: Maddi ve manevi rızıkların dağılımı "Bilinen rızıkların dağıtımı sabah namazından sonra, manevî rızıkların dağıtımı ise ikindi namazından sonradır."
Evet; rızık çalışmakla artmaz ancak çok önemli bir gerçek yatmakta bu sözün ardında. İnsan çalışmasa da rızkı onu bulur, bulur ama haram olur. Ezelden taksim edilen o rızkın helal kısmından değil haramından yemiş olur. Bizler rızkımız helal olsun diye gayretle çaba gösteririz.
Rızk hiç değişmez, azalıp çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez.
SOHBET - SABAH UYKUSU
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Sabah uykusu rızka mânidir.) (Rızık için sabahın erken vakitlerinde çıkın! Erken vakitler, bereketli ve başarılı olur.)
İlgili 26 soru bulundu
Uyumanın mekruh olduğu vakitlerde uyanık olmak, güzel şeylerle meşgul olmak sünnettir ve sevabı vardır. Ancak bu vakitlerde uyuyan kimse, bu sevaptan ve bereketten mahrum kalsa bile günah işlemiş olmaz. “Sabah namazından sonra uyumak rızka manidir.”
İkindiden sonra uyumak günah değildir; fakat bu saatlerde uyumak hoş karşılanmamıştır. İkindi namazından sonra güneş tamamen batıncaya kadar geçen zaman dilimi, keza birçok iş kolu için en verimli zaman dilimidir. Bu saatte uyumak rızkı da, ömrü de noksanlaştırır.
Allah Teala'nın canlılara yeme içme ve başka hususlarda yararlanmak üzere verdiği her şeyi “rızık” kelimesiyle ifade edilir. Sadece insanların değil, yeryüzündeki tüm canlıların rızkı Rezzak olan Allah'a aittir. O sadece inananlara değil, kendisini inkâr edenlere, hatta kendisine iftira edenlere de bol bol rızık verir.
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İnsanlar, dinimizin gösterdiği huzur yolundan ayrıldıkları için, dünyada bereket kalmadı, rızıklar azaldı. Günah işlemek, rızkın daralmasına sebep olur. Rızkı veren Cenab-ı Hak, (Beni unutursanız, rızkınızı kısarım) buyuruyor.
Allâhümmekfinî bi helâlike an harâmike, veğninî bi fadlike ammen sivâke. Allah'ım! Bana helal rızık nasip et beni haramdan koru!
Gerçek olan odur ki, rızkı biten ölür. Kimse kimsenin rızkını yiyemez, hiç kimse de rızkını bitirmeden ölmez.
İnsanın ne kazanacağı ne kadar mal mülk sahibi olacağı Allah'ın ilminde bellidir. Diğer taraftan tevekkül çalışmamak değildir. Tevekkül, sebeplere teşebbüs ettikten ve gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, Cenab-ı Hakk'ın verdiği neticeye razı olmaktır.
Kur'an'da ayrıca, hayatiyetini sürdürecek hiçbir imkâna sahip bulunmayan varlıklar dahil olmak üzere yeryüzündeki bütün canlıların rızkını verenin Allah olduğu vurgulu ifadelerle anlatılır (Hûd 11/6; el-Ankebût 29/60).
Zenginlik ve rızık bereketi için okunabilecek dualardan birisi de Vakıa Suresidir. Öyle ki bu durum, “Her gece Vâkıâ sûresini tilâvet eden kimseye ebediyen fakirlik ve sıkıntı isâbet etmez; yani darlık görmez.” (Beyhakî, Şuab, II, 492) hadis-i şerifinde belirtilmiştir.
Peygamber Efendimiz, güneş doğana kadar uyumanın rızka mani olduğunu bildirir. Mümin bir kimse sabah vakti özürsüz uyumamalıdır. Sabah namazının vakti girdikten sonra güneş doğana kadar uyumak sağlık açısından olduğu gibi rızık yönünden de sakıncalıdır.
Resulullah (s.a.a): “Evlenin, zira evlenmek rızkınızı artırır.” Resulullah (s.a.a): “Bekarlarınızı evlendirin, zira bu işle Allah onların ahlakını güzelleştirir, rızıklarını artırır ve mürüvvetlerini çoğaltır.”
Her kul kendisi için yazılmış olan rızkın peşinden koşar ve bu koşma kendisi için taksim edilen rızık bitinceye kadar devam eder. Rızkı bitince ölüm meleği gelir ve ruhunu alır.” Bilinmelidir ki, kul yaratıldığı andan itibaren rızkı asla kesilmez.
Zâlimin rişte-i ikbâlini bir âh keser / Mâni-i rızk olanın rızkını Allah keser" yazılı | Agah Müzayede.
Bol rızık ve bereket için Peygamber Efendimiz Vakıa Suresinin okunmasını buyurmuştur.
Yani, Allah, her insanın maslahat ve menfaatinin, kendisine işte o kadar miktar vermesinde bulunduğunu bilir. Buna göre de “kullarının rızıkları hususundaki farklılık, kendisinin cimri olması sebebiyle olmayıp, tam aksine, onların menfaatlerini görüp gözetmiş olması sebebiyledir" demektir.
Emek sarf edilmeden elde edilen tüm kazançlar dinimizce haram sayılmıştır. Dinimiz, el açıp dilenmeyi, “Rızkı veren Allah'tır.” diyerek çaba ve gayret göstermeden başkalarından beklemeyi uygun görmez.
Yani zarurî var, gayr-ı zarurî var. Âyetle taahhüd altına alınan, zarurî kısmıdır...
Sabah namazından sonra kerahat vakti olması sebebiyle yine uyumazmış – keza ikindi ile akşam arası da öyle-. Öğle namazından sonra ise kaylule yaparmış.
Bu vakit, günlük çalışmanın hazırlığını yapmak, serinliğinden istifade etmek zamanıdır. Güneş'in doğmasından sonra bir rehavet / gevşeme söz konusu olup, çalışmanın şevkini kırdığından ve de bereketsizliğe sebebiyet verdiğinden, hadiste “hilaf-ı sünnet / sünnete aykırı” olarak değerlendirilmiştir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz'in uyku vakti, genellikle yatsı namazından sonra ve sabah namazından önceki zamandır. Efendimiz, imkân varsa öğle namazından sonra bir saat kadar uyurdu.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri