Fıkıh literatüründe ictihad ve şahsi görüşe başvurmaktan sakınıp, daha çok hadislerle yetinme yolunu tercih eden Islam alimlerine "Ehl-i Hadis"; Hadisi kabul etmekle beraber, insanların problemlerini çözmede şahsi görüş ve içtihadlarını da kullanan Islam alimlerine de "Ehl-i rey" tabiri kullanılagelmiştir.
Günümüzde Hanefi mezhebi Ehli Rey olarak tanımlanırken, diğer üç büyük mezhep Ehli Hadis ekolüne dahildir. Bununla birlikte Hanbeli mezhebinin bazı kolları Ehl- Reye daha yakındır.
Fıkıh sözlüğünde kişilerin problemlerini çözen, dini hükümleri insanlara iletirken kişisel görüşlerini eklemeyen, hadisleri kendilerine yol edinen alimlere Ehl-i Hadis denmektedir. Hadisi kabul eden ancak kendi kişisel görüşlerini de ekleyen alimler ise Ehl-i Rey olarak isimlendirilmektedir.
Re'y ve ictihad, en genel anlamıyla, aslî iki delil olan Kur'an ve Sünnet'i, sayılan metotları ve benzerlerini kullanarak anlama, yorumlama ve metinle akıl ve toplum arasını buluşturma faaliyetidir.
Osmanlı Devleti'nde padişahın icraî, idarî ve askerî yetkilerini temsil eden, ulemâ dışında kalan görevliler. Hadisçiler ve hadis taraftarları anlamında terim.
İlgili 30 soru bulundu
Fıkıh literatüründe ictihad ve şahsi görüşe başvurmaktan sakınıp, daha çok hadislerle yetinme yolunu tercih eden Islam alimlerine "Ehl-i Hadis"; Hadisi kabul etmekle beraber, insanların problemlerini çözmede şahsi görüş ve içtihadlarını da kullanan Islam alimlerine de "Ehl-i rey" tabiri kullanılagelmiştir.
Rey, esasında Arapça kökenli bir sözcüktür. Söz konusu kelime, Arapça "ray" kelimesinden Osmanlıcaya geçmiştir. Ray, "kanı, görme" anlamına gelir. Osmanlıcadan da dilimize geçen bu kelime "oy" anlamına gelir.
II. (VIII.) yüzyılda ortaya çıkan Kûfe merkezli fıkıh ekolüne verilen ad.
İctihad eden kişiye müctehid (Arapça: مُجْتَهِد) adı verilir.
Rehine veya tutsak, savaşta veya bazı eylemlerde önleyici bir tedbir olarak güvenlik amacıyla isteğin yerine getirilmesi için varlıkların veya kişilerin ele geçirilmesi, elde tutulmasıdır. Rehine eyleminde ele geçirilen varlık veya kişiye rehin ya da tutsak denir.
Oy hakkı, politik imtiyaz (basitçe imtiyaz), halka açık politik seçimler üzerinde kullanılan oyun hukuki hakkıdır. Dilden dile değişmekle birlikte bazen seçime aday olma hakkı olan pasif oy hakkından ayırt edilebilmesi için aktif oy hakkı da denir.
Buna göre ehl-i bid'at, “aklı esas alıp nasları te'vil etmek suretiyle Hz. Peygamber'den sonra sünnete aykırı bazı inanç ve davranışları benimseyenler” şeklinde tarif edilebilir (ayrıca bk. BİD'AT).
Hicri III. asrın en önemli mezheplerinden biri Ehl-i hadîs ve bunun karşısında yer alan Ehl-i re'y'dir. Bu iki mezhep arasında gerek itikâdî/inançsal alanda gerek amelî/eylemsel fıkıh alanında amansız mücadeleler yaşanmıştır.
İslâm tarihinde ortaya çıkmış çeşitli mezhep ve gruplar açısından genel olarak bakıldığında itikadî mezheplerden Selef alimleri, Mâtürîdî ve Eş'arîler, fıkhî (amelî) mezheplerden Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîler ehl-i sünnet ve'l-cemaatin ana temsilcileridir.
Hanefîlik ya da Hanefî Mezhebi, (Arapça: اَلْحَنَفِيَْة veya اَلْمَذْهَبُ الْحَنَفِيُ) İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Hanefilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Mâtürîdîliktir. İsmini asıl adı Nûman bin Sâbit olan kurucusu Ebu Hanife'den (699-767) alır.
Eşarilik, 3. asrın başlarında Ebü'l-Hasan Ali b. İsmâil el-Eş'arî ile ortaya çıkan ehli sünnet mezheplerinden birisidir.
Müctehid ise İslâm hukuku literatüründe şer'î delillerden amelî hükümleri çıkarabilme yeteneğine sahip olan kişi olarak kabul edilir. Dolayısıyla ictihad kuvveti olmayan kişi müctehid olarak kabul edilmemektedir. Bu anlamda Şâfiî usûlcüler tarafından müctehidin ehliyet ve liyakat sahibi olması şart koşulmuştur.
Müçtehid-i mutlak, bütün şeri meselelerde içtihat ehliyetine sahip olan zatlardır. Müçtehid-i mukayyed ise bazı meselelerde içtihada muktedir olup, bazı konularda ise içtihada ehil olmayan fakîhlerdir. Bunlar içtihat edemedikleri konularda diğer mutlak müçtehitleri taklit ederler.
Hukuki işlemlerin hüküm ifade etmelerinin bağlandığı şart, taliki şart (conditio suspensiva) olarak adlandırılmaktadır. Burada şart olarak saptanan olayın gerçekleşmesine kadar, hukuki işlemin hüküm ve sonuç doğurması ertelenmektedir.
Ehlü'l-hadîs, ashâbü'l-hadîs ve sâhibü'l-hadîs gibi tabirlerle, hadis öğrenim ve öğretimiyle uğraşan, râvilerin durumlarını bilen ve hadisi ilgilendiren bütün konularda söz sahibi olan kimseler kastedilmekteydi.
Birinci ekole "ehl-i re'y" *, Hicaz ekolüne de "ehl-i hadis" ve "ehl-i eser" denilmiştir. Merkezi Hicaz olan ehl-i hadisin oradaki temsilcisi İmam Mâlik b. Enes'tir (ö.93/711 - 179/795). Fazlaca hadis rivâyeti yapılan bir bölgede bulunması onun ehl-i hadis sayılmasına sebep olmuştur.
Hadisçiler ve hadis taraftarları anlamında terim.
Rey veya Şehr-i Rey (Farsça: شهر ری), İran'ın Tahran Eyaleti'nde şehir. Tahran kent sınırları içindedir ve Tahran şehrinin ilk kurulduğu yerdir.
Rey şehri aynı zamanda Selçuklu İmparatorluğu'nun başkenti olmasıyla ünlüdür. 1194 yılında Harzemşahlar ile Irak Selçukluları arasında yapılan büyük savaş da burada gerçekleşmiştir.
Rey veya Şehr-i Rey, İran'ın Tahran Eyaleti'nde şehir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri