Platon bunu mağara örneğiyle açıklar: Bir mağaranın girişinde durup arkası güneşe dönük olan kişi, güneşi hiç görmemiştir. Yalnızca önündeki mağara duvarına yansıyan kendi gölgesini görmektedir. Bu kişi duvardaki gölge ve ışığı gerçekliğin kendisi zanneder. Oysa gerçek, Güneş ve kendi bedenidir.
Platon'a göre gerçek varlık, değişmeden kalabilen olmalıdır; aksi hâlde bilgisine ulaşılamaz. Platon'un varlık anlayışının temelinde akılla kavranabilen, değişmeyen, kendi kendinin nedeni olan gerçek varlıklar, idealar vardır. İdealar duyusal alanın dışındadır.
Platon'a göre, varlık dairesi, idealar ve görüngüler dünyası olarak ikiye ayrılır.
Platon'a göre varlık ya görülür bir varlıktır ya düşünülür. Görülür varlıklar algı konusudurlar; değişirler, devinirler, oluş ile bozuluşa tabidirler. İnsanın böyle varlıklar hakkında ancak sanıları olabilir.
Platon her şeyden önce rasyonalist bir filozoftur. Yani o bilginin yegâne kaynağının zihin olduğunu düşünür.
İlgili 17 soru bulundu
Diogenes Laertios, Platon'un asıl isminin dedesinin adı olan Aristokles olduğunu, Platon'un iyi bir güreşçi olduğunu, 'geniş' anlamına gelen 'Platon' isminin güreş hocasının taktığını, göğsü, omuzları, çenesi ya da alnı geniş olduğunu için taktığı bir lakap olduğunu aktarmaktadır.
Platon, devleti başka deyişle toplumu doğal olan iş bölümüne dayandırmıştır. Devleti canlı bir organizma gibi düşünmektedir. Ona göre devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle birey toplum dışında var olamayacak; toplum da bireylerle var olacaktır.
Platon'un Varlık Anlayışı
Platon, gerçek varlığın değişmeden kalabilmesini savunur ve aksi halde bilgisine ulaşılamayacağını belirtir. İdealar, akılla kavranabilen, değişmeyen ve kendi kendinin nedeni olan gerçek varlıklar, Platon'un varlık anlayışının temelini oluşturur.
Düşünce tarihinde sistematik ve ontoloji temelinde geliştirilen ilk felsefi sanat kuramı Platon'un “mimesis” kuramıdır.
8-) Platon'a göre gerçek varlık, değişmeden kalabilen olmalıdır; aksi halde bilgisine ulaşılamaz. Platon'un varlık anlayışının temelinde akılla kavranabilen, değişmeyen, kendi kendinin nedeni ola gerçek varlıklar, idealar vardır. İdealar dünyanın dışındadır. İdeaların gerçeğin kopyası olduğu belirtir.
Platon'a göre İdealar ve görünenler (fenomenler) evreni. olmak üzere iki türlü evren vardır.
1.Yunan felsefesinde, özellikle Platon'un (yaklaşık olarak M.Ö 427-347) felsefesinde, yalnızca akıl yürütme yoluyla bilinebilen deney-üstü gerçeklerin aksine, fenomenler, deneyim dünyasını oluşturan duyumsanabilir şeylerdir.
Ona göre varlı- ğın temelinde bulunan arkhe, ana madde, ateştir. Her şey ateşle yanarak değişir. Ateşin yanarken aldığı haller düşünülerek her şeyin bir değişim içinde olduğu anlatılır. Evrendeki zıt olan varlıklar çatışarak oluşu meydana getirirler.
Güneş görünür alemde olduğu için, İyinin formu anlaşılır alemdedir. "Bilinenlere hakikat ve bilene bilme gücü veren şeydir". Bu sadece "bilgi ve gerçeğin nedeni değil, aynı zamanda bir bilgi nesnesidir". Platon, İyi'nin biçiminin, bilişin adalet gibi zor kavramları anlamasına nasıl izin verdiğini tanımlar.
469-399 yılları arasında Atina'da yaşamış bir filozofdur. Platon ise Sokrates'in öğrencisi, Aristo'nun da hocası olan M.Ö. 428/427-348/347 yılları arasında yaşamış başka bir filozoftur .
Gerçek kavramının felsefe tarihçileri tarafından “en genel anlamıyla, dış dünyada nesnel bir var oluşa sahip olan varlık, var olanların tümü, var olan şeylerin bütünü; bilen insan zihninden bağımsız gerçekliğe sahip var olan her şey” olarak tanımlandığı görülmektedir.
İdealar kuramında Platon, yaşadığımız dünyanın “idealar evreni”nin bir yansıması olduğunu ve gerçek evrenin idealar evreni olduğunu açıklar. Ontolojik alanda onun için ikilik söz konusudur. Nesneler, ideaların kötü birer kopyası ve yansımasıdır. [1] Bu düşüncesiyle Platon, idealist felsefenin öncüsü olmuştur.
Arapça'da "p" sesi yoktur ve yerine "f" sesi gelir. Ayrıca "o" sesi de yoktur ve "u" sesine evrilir. Kelime başında iki sessiz (pl gibi) harf telaffuz edilmez, başına veya artasına sesli bir harf eklenir. Bu üç nedenden dolayı Araplar bu isme Felatun veya Eflatun demişlerdir.
İdealizmin kurucusu sayılan Platon, felsefesi kadar eğitim anlayışıyla da incelenmeye değer ol- duğundan, araştırmamızın iskeletini oluşturmaktadır.
Sanatı sadece bir kopya olarak gören Platon sanatın bir bilgi nesnesi olduğunu unutur. Sanatı sadece biçimsel yönü ile ele alır. Sanatın içerik yönüne pek dikkat etmez. Sanat Platon'a göre sadece kaba bir taklittir.
Platon'un 2400 önce kurguladığı mağara alegorisi, evrensel ve zamansız metaforlardan birisidir. Bu alegoriyle birlikte Platon; sürü psikolojisiyle özgürlükten uzak ve toplum tarafından belirlenmiş doğruların çizgisinde, kendi algı mağaralarında yaşayan insanları anlatmayı hedefler.
Metafizik-Ontoloji
Varlığı, var olanları bir bütün olarak ele alıp inceleyen felsefe konusuna Ontoloji (Varlık bilim) denilir. Yunanca bir kavramdır. verdikleri isim. Metafizik: "Fizik Ötesi", "Fizikten Sonra".
Öte yandan İlkçağ Yunan filozofu Sokrates'e göre felsefe, neleri bilmediğini bilmek iken, Platon'a göre felsefe, gerçekliğin hakiki doğasını kavramak, tek tek her şeyin ne için olduğunu bilmek yani amaçların bilgisine sahip olmak anlamına gelir.
Böylelikle Atina'ya geri dönebilen Platon, döndüğünde şehrin hemen dışında Akademeia adlı okulunu kurmuştur. Bugün dilimizde kullandığımız 'akademi' ismi de Platon'un bu okulundan gelmektedir.
Devlet'te aynı zamanda kopya ya da gölge teorisini savunan Platon; varlık ve oluşu, gerçek objeler ve gölgeleri, idealar ve sanıları keskin bir bölen çizgi ile ayırır (Platon,1992: 196-198).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri