Sözlükte “ihtiyar, ak saçlı, tecrübeli kimse” anlamındaki Farsça pîr kelimesi tasavvufta mürşid, velî ve şeyh ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Bu kullanıma göre pîr sâlike rehberlik yapan kimsedir.
Piri Olmak, Bu İşin Piri Ne Demek? Piri olmak, bu işin biri demek o işte en iyi kişiyi anlatmak için kullanılan bir kelimedir. Bir işte en iyi olan kişiyi, en deneyimli kişiyi anlatmak için o kişiye bu işin biri denmektedir.
Yaşlı ve ihtiyar olan kişiler için kullanılan kelimelerden biri de, pir kelimesidir. Pir kelimesi, yaşlı olan insanlar için tercih ediliyor.
Yağmur Ritüeli; mevsimin kurak geçtiği dönemde yağmurun yağmasını sağlamak amacıyr la, inanç ve büyü ögelerinin bir arada uygulandığı törenlerdir. Kökeni ilkel topluluklardaki törenler re uzanır.
Muhammed (sav), Hoca Ahmed Yesevî'nin hocası ve pîridir. Pîr-i kâmil, pîr-i mugan sıfatlarıyla da sıklıkla anılır ki Allah-u Teâlâ'dan sonra çoklukla Hakk'ın yanında adı en çok zikredilen kişidir. Hz.
İlgili 43 soru bulundu
Hak yolunda sâlike rehberlik yapan kimse ve tarikat kurucusu anlamında tasavvuf terimi. Tasavvufta Hakk'a ulaşmak için benimsenen usul, tutulan yol. Müridlere rehberlik yapan ve onları irşad eden kişi anlamında tasavvuf terimi.
1. Pîr, Pîr-i Sânî: Pîr: Farsça'da «yaşlı, ihtiyar» anlamında olup tarikatın kurucusu olan sûfîye denir.
PÎRİFÂNİ (ﭘﻴﺮ ﻓﺎﻧﻰ) i. (Fars. pіr “ihtiyar” ve Ar. fānі “ölümlü” ile pіr-i fānі) Çok yaşlı kimse: Karşısında nûrânî yüzlü, yeşil sarıklı pîrifâniyi görmüş (Reşat N. Güntekin).
Piro kelimesi, bir konuda çok iyi olan, yani o işin “piri” olarak sayılan ve saygı duyulan kişileri nitelendirmek amacıyla kullanılır.
Bu dünyada, şımarıklık yapan çocuklar Yiling Piri (Wei Wuxian'ın lakabı) ile korkutuluyor, klanlar, doğru yöntemi bırakıp karanlık, şeytani güçlerle çalışanlar böyle olur diye onun sonunu gösteriyor.
Türkçe'de “baba”, “dede” ve “ced” mânalarında kullanılan bir kelime. Bazı mutasavvıflara, tarikat şeyhleriyle halifelerine veya meczuplara verilen bir unvan. Müridlere rehberlik yapan ve onları irşad eden kişi anlamında tasavvuf terimi.
Abdal, Türk tasavvufunun daha radikal formlarında karşılaşılan en üst mânevî mertebenin bir adıdır. Sünnî İslam dışında kalan birçok Türkmen dinsel topluluğunda rastlanmakta, Derviş veya Baba da denmekteydi.
Etimoloji. "Pir" kelimesi Azerbaycan diline Farsçadan (پیر) geçmiş, "yaşlı adam" anlamına gelir. "Ocak" kelimesi Eski Türk'den türemiş, "od" kelimesi ve "+çAk" ekinden oluşmuştur.
Tahammül, zor, olumsuz, kötü, güç vb. durumlara karşı gösterilen dayanmadır. Yine tahammül dayanabilme gücü olarak da açıklanır. TDK Sözlük Anlamı Nedir? Kelime anlamları ve Türkçeyi doğru kullanmada en doğru kaynak olan Türk Dil Kurumu, tahammül sözcüğünü dayanç, kaldırma, dayanma şeklinde açıklar.
İkrar kelimesinin anlamı TDK tarafından da açıklanmaktadır. İkrar sözlük anlamı saklamayıp dorudan, açıkça söyleme, bildirme demektir. Bir diğer anlamı ise, kabullenme, onama, benimseme ve tasdik olarak bilinmektedir.
Bir söylemek pir söylemek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: uzatmadan gereği gibi söylemek.
Hani ilçesinden gelen İbrahim Halil Dalbudak, Zaza olduğunu ve özellikle Zazaca evet anlamındaki "Eya" kelimesi önünde fotoğrafını çekmemi istiyor.
Seküler, dinden bağımsız, dinî ya da ruhanî olmayan; manastır düzeninin bir parçası olmayan. Sekülerite, devlet ve dinin ayrı olması veya özellikle bir dine bağlı veya karşı olmaması; dinî ve sivil işlerin birbirinden ayrılması inancı.
Müller çalışmasında Zazaca'yı Farsça'nın bir lehçesi olarak değerlendirmekle birlikte Zazacanın Kürtçe ve Farsçadan daha eski olduğunu ve tarihsel gelişim bakımından Zazacanın Kürtçe ve Farsçadan farklı olduğunu tespit etmiştir.
Fenâ, kulun kulluğunu görmekten fâni olmasıdır. Bekâ ise ilâhi tecellileri temâşâ etmekle bâkî olmasıdır. Sûfîler nezdinde “Ben kulumun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum” kudsî hadisinde ifade edilen durum da budur. Zira bu halde olan kimse artık Allah'ta fâni olmuştur.
Hacı Bayram-ı Veli'nin, hocası Safev'îyye şeyhi Hoca Alâ ed-Dîn Ali Erdebilî'nin talebelerinden Şeyh Hâmid Hâmid'ûd-Dîn-i Veli'nin Aksaray'da ölümünden sonra Ankara'ya dönüp irşâd fa'aliyetlerine başladığı 1412 tarihi, ilk Türk tarikatı olan Bayramiye'nin kuruluşu olarak kabul edilir.
Uşşâkilik veya Uşşâkiyye, Şeyh Seyyid Hasan Husameddin'e dayanan Halvetilik tarikatının bir koludur. Uşşâkî, âşık kelimesinin Arapça'da çoğulu olan 'uşşâk'tan türemektedir. Uşşâkiyye yolu kendi içerisinde de birçok kollara ayrılmıştır. Uşşakîlik'in merkez tekkesi İstanbul Kasımpaşa'da bulunan Âsitane-i Uşşâkiyye'dir.
Nakşibendi tarikatı, 1318-1389 yılları arasında Türkistan'da yaşayan Bahaeddin Nakşibend tarafından kurulmuştur ve İslam dünyasında çok yaygındır. Farsça bir kelimedir.
Hacı Bektaş'ın Tarikatın oluşumundaki rolü
Bu nedenlerle Hacı Bektaş-ı Veli, Alevi-Bektâşî toplumunun gözünde yolun-yolağın “Piri” ve Tarikat kurucusudur.
Ali soyundan gelenler mânasında, ayrıca siyasî, tasavvufî ve itikadî anlamda kullanılagelmiştir. Hz. Ali soyundan, oğulları Hasan, Hüseyin, Muhammed b. Hanefiyye, Ömer ve Abbas vasıtasıyla gelenlere Alevî denilmiştir (Makrîzî, I, 8).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri