Peygamberimiz Hz. Muhammed [s.a.v], iyi ve müşfik bir baba idi; çocuklarına samimi ve içten bir sevgi besliyor, yeri geldikçe bu sevgisini izhar ediyordu. Çocuklarıyla olan ilişkileri sadece maddî ve geçici duygulara değil, köklü fikirlere ve derin sevgiye dayanıyordu.
Peygamberimiz mükemmel bir babaydı. Kendisi tüm insanlara ve hayvanlara karşı şefkatli olduğu gibi, çocuklarına da büyük bir şefkat beslerdi. Çocuklarının sevgilerine karşılık verir, onlara sarılır, öper, onlarla oyun oynar ve onlar ile şakalaşırdı.
Âlemlere Rahmet Efendimiz'in, doğumundan ölümüne kadar oğluna gösterdiği bu muhabbet ne kadar derindir. Allah'ın emâneti olarak aldığı evlâdına gerekli ihtimâmı göstermiş, babalık vazîfesini hakkıyla edâ etmiş, vefât ettiğinde ise ona olan muhabbet ve şefkatinden dolayı gözyaşı dökmekten başka bir şey yapmamıştır.
Muhammed (sav), her alanda olduğu gibi aile hayatında da örnek bir kişiliğe sahip olup, iyi bir eşti. * Eşlerine her zaman sevgi ve saygı gösterirdi. * Eşleriyle ilişkilerinde son derece nazik, saygılı, anlayışlı ve hoşgörülüydü. * Eşlerinin görüşlerine değer verir, önemli konularda onlara danışırdı.
Peygamber, çocuklara ilgi gösterir, yanlarına uğrar ve onlara selam verirdi. Çocuklara beddua edilmesini yasaklayan Allah Resulü onlara sevgi ile hitap eder, gönüllerini hoşnut etmek için hediyeler verir, onlarla oynar ve şakalaşırdı. Hz. Peygamber, çocukların oyun oynamasına karışmaz, karışılmasına da müsaade etmezdi.
İlgili 15 soru bulundu
Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanına giderdi. Hz. Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu.
Peygamberimiz gelince 'Ya Resulullah bir kadın geldi' deyip şahit olduğu olayı anlatınca Allah'ın Resulü 'Her kimin üç kız çocuğu olursa ve onları güzelce eğitir, yetiştirir, terbiye eder ve evlendirirse o çocuklar anne baba ile ateş arasında bir perde olur. ' dedi.
Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi.
Peygamber Efendimiz (asm) İslamiyet'ten evvel, yine hak dinin vecibelerini yaşıyan muvahhid ve abid bir insandı. Hz. İbrahim (as)'in dininin devamcısı idi. Fakat mecburiyet altında değil, iradesi ile ibadet ederlerdi.
İşte, merak edilen tüm detaylar. Mekkeliler Hz. Muhammed'e peygamber olmadan önce Muhammed'ül Emin diye seslenirlerdi. Peygamber efendimiz, dürüst ve örnek bir kişilikti.
Peygamberimiz Hz. Muhammed [s.a.v], iyi ve müşfik bir baba idi; çocuklarına samimi ve içten bir sevgi besliyor, yeri geldikçe bu sevgisini izhar ediyordu. Çocuklarıyla olan ilişkileri sadece maddî ve geçici duygulara değil, köklü fikirlere ve derin sevgiye dayanıyordu.
"Ben, aileme karşı en hayırlı olanınızım." sözünü yaşantısıyla doğruladı. O, aile reisi olarak bir Müslümanın aile fertlerine nasıl davranması gerektiğini emir ve tavsiyeleriyle ifade etti. Kısacası Efendimiz (sav) bu özellikleriyle, geçmiş ve gelecek tüm insanlar içinde "en mükemmel baba" sıfatına sahipti.
Kur'an-ı Kerimde:“Allah dilediğine kız dilediğine erkek çocuk bahşeder. Kimine hem erkek hem kız çocuğu verirdilediğini de kısır bırakır. Her şeyi hakkı ile bilen ve her şeye gücü yeten ancak Allahtır.” buyuruldu.
Sevgisini kimi zaman şefkatle yanaklarını okşayarak, kimi zaman c!a ellerinden tutarakdillendirirdi. Ve sözcüklerle desteklerdi anlatımını.Yavrularının ellerinden tutar ve sevgisini tanımlardı. "Ciğer köşem!" derdi. Çocuklarını hiç onun kadar seven bir baba olmadı.
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, babasını hiç göremedi.
Merhaba. Peygamberimiz torunlarına sevgi ve merhametle davranan torunları çok seven bir dede idi, onların arasında ayrım yapmaz hepsine eşit davranırdı sürekli onları ziyaret eder dertlerini dinlerdi. =Peygamberimizin özellikleri, şefkatli, merhametli, adaletli, affedici, öğüt verici yardımsever Vb.
Resûlullah (asm) vefat etmeden önce, "Lâ ilahe illallah, ruh teslimi ne zor şeymiş!" dedi ve Hz. Âişe (r.anha)'nin kolları arasında "maa'r-refîkil-a'lâ" (en yüce dosta) sözüyle ruhunu teslim etmiştir.
Nitekim İslamiyet'ten önce Arabistan'da Hanifler olarak bilinen ve İbrahim aleyhisselamın dininden geriye kalanlarla amel eden bir çok insan vardı.
Âyet-i kerîmelerden, namaz ibadetinin sadece Hz. Muhammed (s.a.s.) ümmetine has olmayıp, önceki ümmetlerde de var olduğu anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz (asm)'in resmi yapılmadığı gibi, Hz. Ali (ra)'nin resmi de bütünüyle bir hayal ürünüdür. Peygamberimiz (asm)'in zamanında insanların resmini çizme gibi bir alışkanlık yoktu.
O Nebiyy-i Mücteba (seçilmiş, kıymetli peygamber), ezherüllevn (rengi nurlu, parlak) idi; yani ne ak, ne de kara esmer, belki ikisi ortası ve gül gibi kırmızıya mail (benzer) beyaz ve nurani ve berrak olup, mübarek yüzünde nur lemean (parlardı) ederdi.
Mus'ab bin Umeyr.
Bir sahâbi kendi kızı veya başka birinin kızına iyilik yapmış ise Allah'ın elçisi o sahâbiye iltifatta bulunuş ve onu cennetle müjdelemiştir. Cahiliye dönemindeki 'soyu erkek evlat sürdürür' anlayışının aksine dört kız babası olan Hz. Peygamber'in soyu kızları ile devam etmiştir.
Bu bağlamda Resulullah'a isnad edilen "Kim üç tane kız çocuğu yetiştirir, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara iyilikte bulunursa, o kişi için cennet vardır." rivayeti önem arz etmektedir.
Reformcu yazar diyor ki: (18 yaşına kadar, bir genç kızın başını kapatmaması günah olmaz.) Dinimizde namaz, oruç, zekât, hac, tesettür gibi işlerde mükellef [yükümlü, sorumlu] olmak, yaşla değil, âkil ve bâliğ olmakla başlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri