televizyon, telefon, tablet çocukların en iyi oyun arkadaşı olmuştur. Bu araçlarla vakit geçirmek çocuğun oyun sürecini etkiler. Oyunlarını sınırlandırıp, tamamen yerine geçebilir. Bunun birlikte çocuğun genel özellikleri, kişisel tercihleri, materyal seçimi ve oyun ortamı çocuğun oyun tercihini etkileyebilir.
Oyunun çocuğun fiziksel, zihinsel oyun oynarlar. Oyunun çocuğun fiziksel, zihinsel, dil, motor, sosyal- duygusal gelişim alanlarını destekleyici rolü vardır. Oyun; çocuğa araştırma, gözlem yapma, keşfetme, yeni beceriler geliştirme ve başarısızlık endişesi duymadan istediği kadar deneme yapma fırsatı sunar.
Zihinsel gelişiminde oyunun etkisi: Oyun, çocuğa çevresini araştırma, objeleri tanıma ve problem çözme imkânı sağlamaktadır. Büyüklük, şekil, renk, boyut, ağırlık, sayma, zaman, mekân gibi pek çok kavramı eşleştirme, sınıflandırma, sıralama ve problem çözme gibi birçok zihinsel işlemleri öğrenmesini de sağlamaktadır.
Piaget'in gelişim dönemleri; duyusal-motor dönem, işlem öncesi dönem, somut işlemler dönemi ve soyut işlemler dönemi olarak sıralanır.
İlgili 43 soru bulundu
Ancak yine kendi oyununu oynar. Çocuk gelişimi alanında yaptığı çalışmalarla bilinen İsviçreli psikolog Jean Piaget'e göre erken çocukluk döneminde kural kavramı yoktur. Kesin bir kural olmamakla birlikte, gelişim düzeyi birbirine yakın olan çocuklar aynı grupta yer alır. 2–6 yaşlar arasındaki çocuklar kuralları bilir.
Piaget'ye göre oyun “kendi içinde bir bütündür, doğaçlamadır, eğlenceli bir etkinliktir, belli bir sıra ve mantık gerektirmez, çatışmalardan uzak, özgür bir ortamdır, içten güdümlüdür”. Oyun, çevredeki nesneleri ve olayları keşfetme, araştırma ve deneme etkinliğidir.
Piaget, Çocuklukta Oyun, Düşler ve Taklit'te geçici anlaşmalara dayalı kendiliğinden kurallı oyunlara odaklanmaktadır. Piaget, kendiliğinden kurallı oyunları, hem saf alıştırma oyunlarının hem de zaman zaman sembolik oyunların toplumsallaşmasının sonucu olarak değerlendirmektedir.
Piaget'e göre oyun bir uyumdur. Oyunlar, çocukların kendi seçtikleri yada gruptaki bazı öğrencilerin seçtikleri ve kendilerine göre sağlam kuralları olan eylemlerdir.
Eğitimcinin oyun için gereken planlamayı yaptıktan sonra oyun etkinliğini uygulamaya geçmesindeki ilk adım oyun oynanacak yerin hazırlanmasıdır. Seçilen oyunun planda belirlenen mekânı önceden gözden geçirilmelidir. Oyunda çocuk için tehlike yaratabilecek nesne ya da durum olup olmadığına dikkat edilmelidir.
Sosyo-Ekonomik Düzey: Ailelerin sosyo-ekonomik düzeyi çocukların oyununu etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan ailelerde materyal çeşitliliği fazla olacağından oyun türünde değişiklikler gözlenebilir.
Oyun çocuğun bilişsel, psikomotor ve sosyal kapasitesini arttıran bir araçtır. Çocukların tırmanarak oynadıkları oyunlar kasların koordi- nasyonunu geliştirir ve vücudun bütün kısımlarının çalışmasını sağlar (Schulte ve ark. 1997, Wong 1996). ❖ Motor beceri ve koordinasyonu geliştirir.
Bütün oyunlarda bulunan, olmazsa olmaz olan altı temel oyun öğesi: Aksiyon, Hedef, Kurallar, Nesne, Oyun Alanı ve Oyunculardır.
Oyun, çocuğun sosyal gelişiminin sağlıklı olması uyum ve işbirliğini öğrenmesi, paylaşmayı öğrenmesi sağlamaktadır. Oyun, çocuğun kas sistemini geliştirirken, biriken enerjisinin boşalımını ve günlük yaşamdaki gerilimden kurtulmasını da sağlar.
ÇOCUK İÇİN OYUN NEDİR? Oyun; çocuğun kendinin başlattığı, doğal olarak güdülendiği, belirli bir amacı olmayan, yetişkinler tarafından değil çocuğun koyduğu kurallara bağlı olarak kendiliğin gelişen, zevk unsuru taşıyan, enerjisini boşaltmasına yarayan ve kendine özgü davranışlardan/kurallardan oluşan bir etkinliktir.
Çocuğun çevresini tanıması, düşünmeyi öğrenmesi, ilişkiler kurma becerisini kazanması, yeteneklerini geliştirmesi oyun ile olur. Çocuk gerçek yaşamını oyun ile sembolleştirir. Çocuğun bu uygulaması, zihinsel gelişimini, kişilik gelişimini, sosyal gelişimini kısaca yaşama uyumunu sağlar.
Montessori' ye göre ise oyun çocuğun işi olarak nitelendirilmiştir. Bu yüzden oyun, çocuğun sağlıklı gelişmesi ve kişilik kazanması içim sevgiden sonra gelen en önemli duygusal doyum olarak görülmelidir. Sevgiden yoksun bir çocukluk olmayacağı gibi oyunsuz bir çocuklukta düşünülemez.
Bruner'a göre dil, bilişsel gelişimin anahtarıdır. Bruner oyunun uyarlanabilirlik ve kullanılabilirlik özelliklerini vurgulayarak, çocukların davranış pratikleri yaptıklarını ve bu pratiklerin de onların davranış repertuvarlarını, problem çözme becerilerini ve esnek davranma becerilerini geliştirdiğini belirtmiştir.
Freud'a göre oyun, çocuğun farkında olmadığı iç güdü ve duygularını yansıttığı deneyimleridir. Çocuk oyun içerisinde iç güdüleri doğrultusunda tamamen kendi kişiliğini sergiler. Çocuğun hayalleri, fantezi dünyası oyunlarda ortaya çıkar. Oyun aslında çocuğun duygu dünyasının yansımasıdır.
Vygotsky'e göre oyun, bilişsel mekanizmaların işlemesine en uygun ortamı sağlar ve çocuğun hayali bir çözüm yaratmasıdır. Oyun, keşiftir ve yeni bir oluşumdur. Oyun ve iletişim arasında bir ilişki vardır. Çocuk oyunda gerçek yaşam deneyimlerinden hatırladığı sebep-sonuç ilişkilerini kullanarak yeni davranışlar üretir.
Sembolik oyunlar: Bu dönem iki ile on iki yaşları arasını kapsamaktadır. Sembolik oyun, okul öncesi dönemde baskın olmaya başlamaktadır. İki yaşından itibaren emeklemeye ve yürümeye başlayan çocuk araştırma ve tanımaya yönelik oyunlara yönelir.
Piaget'in bilişsel gelişim teorisi, bilişsel gelişimin bebeklikten yetişkinliğe dek uzanan dört dönemde gerçekleştiğini öne süren teoridir. Adından da anlaşılacağı gibi, çocuk gelişimi alanında yaptığı çalışmalarla bilinen İsviçreli psikolog Jean Piaget tarafından ortaya atılmıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri