Vücutta östrojen hormonunun üretiminin azalmasıyla beraber yumurtalıklar küçülür ve üreme yeteneği kaybolur bu da adet döngüsünün sonuna gelindiği menopoz dönemi olarak tanımlanır. Dünya genelinde menopozun meydana geldiği yaş 45 ila 55 yaş arasıdır.
Stres, testosteronu baskılayabilir ve stres hormonu kortizolü yükseltebilir. Doğumdan ve emzirmeden sonra östrojen, vajinal kuruluğa da neden olabilir. Kadınlar, 45 ila 55 yaşları arasında menopoza girerken önemli hormonal değişiklikler yaygın olarak görülür.
Yumurtlama sonrası östrojen düzeyi hızlı bir şekilde düşer. Başka bir değişle yumurtlamanın yani türün devamlılığının sağlanmasının ana sebebi östrojenin vücutta düzenli bir şekilde salgılanmasıdır.
Östrojen hormonu seviyesinin düşmesi, kadınlarda bir dizi belirtiye neden olabilir. Bunlar arasında sıcak basması, terleme, uyku sorunları, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik, depresyon, anksiyete, hafıza sorunları, kemik yoğunluğunun azalması ve osteoporoz riskinin artması yer alır.
Bir yıl boyunca adet görmeyen kadında menopoz dönemi başlamış olur. Menopoz döneminde östrojen seviyesi minimum seviyeyi düştüğü için artık yumurtlama olmaz. Östrojenin azalması ayrıca kadınlarda vajinal kuruluk, duygudurum değişiklikleri, gece terlemeleri ve sıcak basması gibi semptomlara da neden olabilir.
İlgili 27 soru bulundu
Menstrüel döngünün ikinci yarısında (adet görmeye yaklaşırken) östrojen progesterona oranla en düşük halindedir ve bu zaman dilimi ruh halindeki oynamaların ve aşermelerin, yeme krizlerinin en yoğun yaşandığı dönemdir.
Kadında o dönem bu hormonlardan hangisi hakimse onun etkisi altında kalır. Reglinin ilk günü östrojenin başlangıç günü olarak kabul edilir ve bu hormon değeri git gide yükselir. 15. gün yani reglinin tam ortasına gelindiğinde ovülasyon yani yumurtlama gerçekleşir ve östrojen de en yüksek seviyeye ulaşır.
Vücutta östrojen seviyelerini artırmak için tercih edilebilecek yollar mevcuttur. Düzenli ve aşırıya kaçmadan yapılan egzersiz, düşük beden kitle endeksi hedefi, sağlıklı ve etkili cinsel hayat, stresten olabildiğince kaçınmak, beslenme kontrolü ve yeterli uyku etkin ve ucuz yollar arasındadır.
Fındıkta ve lif oranı yüksek gıdalarda ve neredeyse tüm tahıl ürünlerinde lignanlar denilen fito-estrojenler, hormonların üretimini, ve etkisini modüle eder. Bu lignanlar, aromataz inhibitörlerine benzeyen aromataz enzimini bloke ederek östrojen üretimini düşürür.
Östrojen hormonunun vücuttaki yağ metabolizmasıyla etkileşimi bilinmektedir. Östrojen hormonu yüksekliğinin bacak ve kol gibi uzuvlarda bulunan cilt altı yağ dokusunun kalınlaşması ile doğru orantılı olduğu tespit edilmiştir.
Doğum sonrası ilk üç ayda bebeğiniz için bir rutin oluştursunuz. İlk üç ayda hormonlarınızın hala normale dönmemesi normaldir. Doğum sonrası geçen iki/üç ayda hormonlarınız hamilelikteki seviyelerine döner.
Menopoz tıpkı bebeklik, ergenlik, cinsel olgunluk gibi hayatın bir dönemidir. Menopoz döneminde yumurtalıklardaki (overler) folikül miktarı azalır ve buna bağlı olarak östrojen üretimi azalır.
Östrojen hormonu yumurtalıklar tarafından salgılanır ve ergenlik döneminde vücutta salgılanma seviyesini arttırarak göğüs bölgesinde de büyümeyi sağlamaktadır.
"Kadınlarda cinsel isteği ve gücü arttıran yiyecekler; muz, zencefil, çilek, bal, avokado, havyar, istiridye, vanilya, kırmızı biber, kuşkonmaz, yumurta gibi besinlerdir. Bu besinler; kadınlarda cinsel isteği ve libidoyu arttıran besinlerdir.
Dopamin size zevk veren duygularınız, hafızanız, öğrenme seviyeniz ve vücudunuzdaki diğer motor sistemlerle ilgili hormondur. "İyi hissetme" hormonu olarak da bilinen dopamin hormonu, ruh halinizi anında yükselterek hızlı bir şekilde mutlu hissetmenize yardımcı olur.
Günde bir kafeinli içecekten fazlası, özellikle soda ve yeşil çay, östrojen artışına neden olduğu için önerilmemektedir.
Östrojen vücudumuzdaki en önemli hormonlardan biridir. Üreme, ruh hali, kemik yoğunluğu ve daha fazlası dâhil olmak üzere birçok işlevi düzenlemeye yardımcı olur. Östrojen, adet, hamilelik ve menopozun düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan kadınlık hormonudur.
Östradiol seviyesi ise maksimum 20 pg/ml olmalıdır. Erişkinlik döneminde ise östron seviyesi 10-200 pg/ml ve östradiol maksimum 350 pg/ml olmalıdır. Menopoz öncesi dönemde östron 17-200 pg/ml ve östradiol 15-350 pg/ml olmalıdır. Menopoz sonrası östron 7-40 pg/ml ve östradiol seviyesi 10 pg/ml altında olmalıdır.
Östrojen, progesteron üretimi yeterli B5 vitamini olduğunda üretilebilir. Beyindeki nörotransmitterlerin üretiminde rolü vardır. B6 vitamini beyinde bulunan sinirler arası iletişimi sağlayan nörotransmitter dediğimiz dopamin, serotonin, glisin, glutamat ve gama-amino bütirik asit (GABA) dengesini sağlar.
Sarımsakta bol miktarda bulunan E vitamini sayesinde kadınlarda östrojen ve progesteron gibi cinsiyet hormonlarının dengesi korunur, yumurtlama düzeni sağlıklı bir şekilde devam eder.
Stres, korku ve şok gibi durumlarda böbreküstü bezlerinden salgılanan adrenalin ve noradrenalin vücudun direncini artırır. Kan basıncının artması, kalp hızının artması, göz bebeklerinin büyümesi ve kan şekerinin yükselmesi, adrenalin salgılandığında oluşan olaylardır.
Nasıl Anlaşılır? Hormon bozukluğu belirtileri arasında ishal, kabızlık, kilo kaybı, kilo alma, soğuk ve sıcak hassasiyeti, depresyon ve kaslarda zayıflık şeklinde ortaya çıkabilir. Genel hormon bozukluğu belirtileri yanında vücutta 50'den fazla hormon oluştuğundan farklı semptomlar da görülebilir.
Hormon bozukluğu belirtileri
Genel belirtiler, adet düzensizliği (sık ya da seyrek kanama olabilir), adet dışı kanama, tüylenmede artış, sivilcelenme, ödem ve buna bağlı kilo değişimi olabilir. Tiroit hormonları da üreme fonksiyonlarını etkiler; bozukluğunda hipo ya da hipertiroidizm bulguları olabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri