Kahve ilk kez 1460'lı yıllarda İstanbul'a gelmesine rağmen yaygın olarak tüketilmeye başlamadı Kanuni Sultan Süleyman dönemini buldu. 1554 yılında Tahtakale'ye getirilen kahve burada depolanarak şehrin ve hatta ülkenin farklı noktalarına gönderilirdi.
Bu konu hakkında çok fazla görüş olsa da, en çok kabul edileni kahvenin Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa vasıtasıyla bu topraklara geldiğidir. Bir başka görüşe göre 1555 yılında Halepli 2 tüccarın Tahtakale'de açtıkları kahvehane sayesinde Osmanlıların kahveyle tanışmış olmasıdır.
İlk olarak 1554 yılında Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanıştı. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurdu.
İlki; 1517 yılında Yemen Valisi olan Özdemir Paşa tarafından Yemen'den İstanbul'a Kanuni Sultan Süleyman'a sunulmak üzere getirmesidir. Yemen Valisi Özdemir Paşa'nın getirdiği kahvenin tadını beğenen sultan ve saray çevresi kahveci ustaları tarafından hazırlanan kahve içme ritüellerine başlarlar.
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası olan Memlûk Çerkeslerinden Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Yeni hazırlama yöntemi ile kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını aldı.
İlgili 29 soru bulundu
Kahvenin anavatanı Etiyopya'nın Kaffa bölgesi olmuştur. Kaffa'nın ormanlarında yetişen Arabika kahve ağaçlarındaki kahve çekirdekleri ilk işlenen kahve olarak bilinmektedir.
1.İSTANBUL. Kahve Osmanlı döneminde ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman tarafından yasaklanmıştır; bunun sebebi olarak, kahvenin aylaklığa sebep olduğu gerekçe gösterilmiştir.
Kahve'yi ilk olarak işleyip içmeye başlayan Yemen'deki Sufi tarikatıdır. Buradan 1470'li yıllarda Aden'de, 1510'da Kahire'de 1511'de Mekke'de görülmüştür .
Kahve Arap Yarımadasına Gidiyor
Kahve Arabistan'ın Yemen bölgesinde yetiştiriliyordu ve 16. yüzyılda İran, Mısır, Suriye ve Türkiye'de biliniyordu. 16. yüzyılda yaşayan Arap yazar Ceziri'ye göre kahveyi ilk içen kişi ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said'dir.
ABD'deki Texas Üniversitesi'nin 4 bin erkek üzerinde gerçekleştirdiği yeni bir araştırma, günde 2 bardak kahve içmenin, cinsel performansı artırdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, düzenli olarak günde 2 bardak kahve içen erkeklerde ereksiyon bozukluğu yaşama riski, kahve içmeyen hemcinslerinden yüzde 42 daha az.
Günümüzde her ne kadar kahvenin anavatanı Brezilya gibi görünse de, köken olarak ilk kahve ağaçları, Etiyobya ülkesinde keşfedildi. Ülkenin Kaffa adı verilen bölgesinde ormanlık alanlarda yetişen Arabica adıyla bildiğimiz kahve ağaçları, dünya üzerindeki ilk kahve ağaçları olarak bilinir.
Geleneksel Osmanlı Kahve Çeşitleri ve Özellikleri
7 karışımlı Osmanlı kahvesi Adıyaman yöresine aittir.
Osmanlıda "Fındıki" diye adlandırılmıştır kahverengi. 1400'lü yıllarda Türklerin kahveyle tanışması sonrasında zaman içinde kahve bu renge adını vermiştir. Japonlar aynı renge, çay rengi anlamında "chairo" (Cha:çay, İro:renk) derlermiş. İngilizcede de adını fındıktan (hazel) almıştır bu renk.
Türkiye'de kahve yetişir mi sorusunun cevabı “hayır”dır. Kahve çekirdeklerinin elde edildiği kahve ağacı, narin bir bitki olup her ortamda yetişemez. Türkiye'nin bulunduğu iklim kuşağı, kahve üretimi için uygun koşullar sunmadığından kahve Türkiye'de yetiştirilemez.
Saray mutfaklarında ağırlıklı olarak bulgur, pirinç, bal-pekmez, esmer ekmek ve beyaz mayalı ekmek çeşitleri tüketilirdi. Osmanlı sofralarında su bolca tüketilirdi. Bunun yanı sıra şerbet ve hoşaf da eksik edilmezdi. Sığır etinin aksine hazmı kolay ve yumuşak olması bakımından koyun ve kuzu eti tercih edilirdi.
Eski Osmanlı'da kahve ikram edilince önce kahveye uzanılırsa misafirin tok olduğu düşünülürmüş. Eğer misafir önce suya uzanırsa aç varsayılıp hemen sofra hazırlanırmış. Yani önden hep su için, pişman olmazsınız. Genellikle kahvaltıdan sonra içilir.
Kopi luwak, Endonezya'nın Sumatra adası ile çevresindeki birkaç adada yaşayan palmiye misk kedisinin (Endonezce: luwak) yediği ve sonrasında dışkıladığı kahve çekirdeklerinden üretilmektedir.
Kahvenin bulunuşu 3. yüzyılda bir keçi çobanı tarafından olmuştur. Etiyopyalı Khaldi, keçi çobanlığı yapmaktadır. Keçilerin kahve çekirdeklerini yemelerinin ardından enerjik davranışlarda bulunmalarının ardından kahve keşfedilmiştir.
Nescafé, Nestlé'ye ait bir hazır kahve markası.
Kolombiya, kahve üretim hacmi bakımından rakip ülkelerin gerisinde kalmış olsa da, dünyanın en iyi kahvesinin üretildiği yer olarak ün yapmış bir ülke.
Kahve ağacı tropikal ve ekvatoral iklimlerin hüküm sürdüğü bölgelerde yetişir. Ekvator çizgisinin 25 derece kuzeyi ile 25 derece güneyi arasında yer alan ülkelerde yetişir. Günümüzde Asya kıtasından Amerika kıtasına kadar, 80'e yakın ülkede kahve yetiştiriciliği yapılmaktadır.
19. yüzyılın sonlarına doğru İtalya Turin 'de Angelo Moriondo adlı mucit ilk espresso makinesini icat etmiştir. Buhar gücünü direkt kahvenin üzerine vererek icadını tamamlamış ve 1884 yılında patentini almıştır.
Sonuç olarak; kafeinli içecekler; çay kahve ve koladaki kafein, sağlığa zararlı olmadıkça içilmesinde sakınca yoktur. Çünkü çoğu zarar veren mübah bir şeyin, zarar vermeyen az miktarının kullanılması haram değildir.
Dünyanın en pahalı ve aynı zamanda en az üretilen kahvesi unvanına sahip Luwak kahvesi, Misk kedisinin dışkısından üretilmektedir. Kökleri Endonezya' ya dayanan bu üretim süreci, Misk kedilerinin kahve çekirdeklerini yutması ile başlıyor.
Kahve, Sultan Ahmet I zamanında (1606-1611) yılları arasında üçüncü defa yasaklandı. Kahvenin son defa yasaklanması ise Sultan IV Murat zamanında olmuştur. 1633 yılında kahveyle birlikte tütün de yasaklandı. Gerekçe olarak İstanbul'daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olması gösterildi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri