haber / خبر / خَبَرْ Yeni havadis. Ağızdan ağıza nakledilen söz.
muhabir / muhâbir / مخابر
Haber veren, haberci.
ihbar / اخبار / ihbâr / اِخْبَارْ
Haber vermek.
ahbar / ahbâr / اخبار (Tekili: Haber) Haberler.
hatve / خطوه / خَطْوَه
(Hutve) Adım. Bir adım atışta iki ayak arasındaki mesafe. Bir adım atmak.
İlgili 29 soru bulundu
Hakaret, zillet, alçaklık, zelillik, aşağılık, horluk.
hevl / هول / هَوْلْ
Ürkmek. Dehşet. Yılgınlık. İhtilâl-ı dimağ (beyindeki bozukluk) sebebi ile bâzı hayâli suretler tevehhüm ederek ondan korkmak.
Arapça χbr kökünden gelen χabar خَبَر “bilme, bilgi, birinci elden bilinen şey” sözcüğünden alıntıdır.
Mübteda, cümlenin öznesidir. Genellikle isim cümlesinin başında bulunur ve ref durumunda gelir. Haber ise cümlenin yüklemidir ve mübtedadan sonra gelir. Haber, mübteda hakkında bilgi veren ögedir.
Pirüpak kelimesinin kökeni Farsça dilidir. Pirüpak kelimesinin Farsça dilindeki karşılığı pīr + pāk şeklindedir.
erkek veya kadın sevgili, mâşuk, mahbub, mâşuka, mahbube.
Hayr kelimesi, eski Osmanlıcada olduğu gibi hayr olarak günümüzde pek kullanılmıyor. Ancak bu kelime hayırlı kelimesinde olduğu gibi 'hayır' şeklinde hala kullanılmaktadır.
Mahbub, sevgili olan.
Göktürkçe diline ait olan konçuy kağan kızı, prenses, soylu kız ve soylu adamların eşlerine verilen bir isimdir.
saadet / saâdet / سعادت
Talihi iyi olmak. Mutluluk.
Eski Türkler 'düşman' karşılığında yav, yavu, yağı, yağu gibi sözcükler kullandılar. Türkçedeki yavuz sözcüğü de Eski Türkçe yav kökünden türetilerek 'kötü adam' karşılığında telaffuz edilmiştir. Sonraları bu lakaba daha 'münasip' karşılıklar aranmıştır.
C- Haber konumunda olan fiil cinsiyet ve sayı bakımından mübtedaya uyar. Yanlış ifade A dır. Zira haber, bir fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelir ve nekra değil, marife olur.
Muzaf: tamlanan; muzâfun ileyh ise tamlayandır.
Nekra: Söylendiği vakit, kimden ya da neden bahsedildiği tam olarak anlaşılamamakta olan, belirsiz bir kişiyi ya da belirsiz bir şeyi gösteren isimlere denilmektedir.
Ez-Zâhir zahir isminin anlamı ise görünen, varlığı aşikar olan anlamına gelmektedir. Diğer bir anlamı ise aşikar olan ve kati delillerle bilinen anlamına gelmektedir.
1. Çekilmiş, sürüklenmiş. 2. dilb. Arapça gramere göre son harfinin harekesi esre olup “ı, i” şeklinde okunan (kelime); “Harf-i cerle mecrur.” “İzâfetle mecrur.”
Arapça'da başında lâm-ı ta'rif olup olmamasına göre isimler gruplandırılır; başında lâm-ı ta'rif olmayan kelimeye “nekra/belirsiz”; başında lâm-ı ta'rif olan kelimeye de “marife/belirli, bilinen” denir.
Veçhile kelimesi genel olarak bu yüzden ve bu yönden manalarına gelmekte olan bir kelime olarak ifade edilebilir. Aynı zamanda veçhile kelimesi böylece anlamına gelecek şekilde de kullanılmaktadır.
bela / belâ / بلى
Evet. Farsçada "Belî" diye söylenir.
Velî şahıs, evliya; büyük zât.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri