Değişen okyanus akıntıları, Güney Yarımküre'nin soğuk sularına süzülerek ısıda değişimlere neden oluyor! Fosil yakıtları yakarak neden olduğumuz emisyonlar, Dünya'mızda ısının fazladan hapsolmasına sebep olur. Okyanuslarsa bu hapsolan tüm ekstra ısının yüzde 90'ından fazlasını emer.
Büyük su kütleleri muazzam miktarlarda ısıyı emebiliyor. Dünya'nın denizleri ise çoğunlukla atmosfere ciddi miktarlarda CO2 salan ilkel fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan insan faaliyetleri nedeniyle gezegende hapsolmuş ısının yüzde 90'ından fazlasını emiyor.
Havadaki fazla karbondioksit oranı suyun pH değerini değiştiriyor ve asitlenmesine yol açıyor. Bu da Nemo'nun da evi olan hassas mercan resiflerine zarar veriyor. Bir de suyun 3 derece daha ısınması mercanlar ve orada yaşayan canlılarının ölümü anlamına gelebilir.
Spesifikasyon olmadan kullanılan "okyanus" veya "deniz" ifadeleri, Dünya yüzeyinin çoğunu kapsayan birbirine bağlı tuzlu su kütlesini ifade eder.
Deniz yüzeyi sıcaklığı, yılın bu döneminin ortalamasının çok üzerinde 20,96 dereceye kadar çıktı. İklim dengesi açısından hayati öneme sahip olan okyanuslar, sıcaklığı emiyor, Dünya'nın oksijeninin yarısını üretiyor ve düzenli hava hareketlerini oluşturuyorlar.
İlgili 31 soru bulundu
Okyanusun dibine inen ilk insan, 1960 yılında Jacques Piccard ve Don Walsh'tı. Piccard ve Walsh, Trieste adlı denizaltıyla Pasifik Okyanusu'ndaki Mariana Çukuru'nun en derin noktasına indiler.
Yeryüzünde bulunan suyun %96,5'i okyanuslarımızda bulunur; fakat bu su, tuzla doygun haldedir ve içilemez.
En tuzlu açık deniz Kızıldeniz'dir. Aşırı buharlaşma, düşük yağış, denize karışan nehir suyunun azlığı ve kısıtlanmış su dolaşımı bu durumun başlıca sebepleridir. Lut Gölü gibi kapalı havza denizlerde ise tuzluluk kayda değer derecede daha fazladır.
Mariana Çukuru, Pasifik Okyanusu'nda yer alan dünyanın en derin noktasıdır.
Okyanuslar, büyük kara parçalarını birbirinden ayıran su birikintileridir. Denizler ise, okyanuslardan çok daha küçük olan ve genellikle okyanuslar ile karaların buluştuğu bölgede yer alan su birikintileridir. Denizlerin etrafı genellikle karalar ile sarılıdır.
Okyanuslar, suyun buharlaşarak atmosfere geçtiği su döngüsünün önemli bir parçasını oluşturuyor. Okyanusların kuruması, buharlaşma hızının azalmasına ve atmosferdeki su miktarında düşüşe neden olabilir. Bu da yağış desenlerinde ve su kaynaklarının dağılımında değişikliklere yol açabilir.
Okyanusun ne kadarı keşfedildi? Modern teknolojilere rağmen, okyanusların sadece yüzde 5'i keşfedildi. Bu nedenle, geri kalan yüzde 95 'e dokunulmamış, görülmemiş ve bugüne kadar keşfedilmemiş olarak bekliyor. Deniz canlılarıyla ilgili olarak, bilim insanları okyanuslarda kaç tane olduğunu henüz keşfetmedi.
Bilinenin aksine dünyada oksijenin ana kaynağını ormanlar değil okyanuslar oluşturuyor. Dünya yüzeyinin üçte ikisini kaplayan okyanus ve denizlerde yaşayan su yosunları, dünyadaki oksijenin yaklaşık yüzde 80'ini üretiyor.
Kuzey Kutbu'nda artan ısınma donmuş toprakların erimesine, buzulların geri çekilmesine ve deniz buzu kaybına katkıda bulundu. Daha yüksek sıcaklıklar aynı zamanda daha yoğun fırtınalara, kuraklıklara ve diğer aşırı hava koşullarına neden olmaktadır.
Oksijenin yüzde 70'i denizlerde üretiliyor, ekosistemdeki milyonlarca canlı için yaşam alanı yaratır, su döngüsünü sağlar, karbondioksit ve sera gazı gibi önemli gazları emerek atmosferdeki havayı temizler.
Sıcaklığın artması ile buzulların erimesi ve suları buharlaşma oranları da yükseldi. İngiltere merkezli ActionAid insani yardım kuruluşunun paylaştığı verilere göre, her 1 derece sıcaklık artışı, atmosferde tutulabilen su buharı miktarını yüzde 7 oranında artırıyor.
Karadeniz çanağını dolduran suların hacmi 537000 km3 civarındadır. Karadenizin en derin yeri 2245 m ve ortalama derinliği 1271 m'dir. Bu nedenle türkiye denizleri arasında ortalama derinliği en fazla olanıdır.
“Deniz herkese aittir ve dolayısıyla tek başına kimseye ait değildir” Bu söz, yalnızca dünyanın en geniş kamusal alanını tanımlamakla kalmıyor, aynı zamanda o alanı dile getirilmeyen bir yer olarak bırakıyor. Dünyanın her yerinde okyanuslar, denizler ve kıyı bölgeleri yoğun bir tehdit altında.
Açık suda veya okyanusta yüzmek, mercan yanıkları veya diğer keskin nesnelerden kaynaklanan yaralanmalar, gücünüzü veya yüzme yeteneğinizi abartmak ve dehidrasyon gibi ek riskler oluşturabilir. Sınırlarınızı anlayın ve yetkin bir yüzücü değilseniz güçlü akıntıların veya dalgaların olduğu bölgelerde yüzmekten kaçının.
Ülkemizde en tuzlu deniz Akdeniz'dir. Akdeniz'in en tuzlu deniz olma sebebi ise ekvatora en yakın deniz olmasıdır. Ekvatora yaklaştıkça denizlerin tuzluluk oranı artmaktadır. Çünkü sıcaklık ekvatora yaklaştıkça artar ve deniz suları daha çok buharlaşır.
Karadeniz tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. MÖ 6. bin yıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür.
Marmara denizine Karadeniz'den gelen üst akıntılardan dolayı üst kısımlarında tuzluluk oranı %0 23 tür. Marmara denizinin alt kısımlarında tuzluluk oranı ise %0 36 civarındadır.
Su molekülleri uzun dalga halinde gelen kırmızı, turuncu, sarı ve yeşil ışığı daha iyi emiyor. Mavi ise daha kısa dalga boyuna sahip olduğu için kalıyor. Yani mavi ışığın emilme olasılığı daha az olduğu için daha derinlere inip derin suların mavi görünmesine neden oluyor.
Sanılanın aksine deniz tuzu göze faydalı değil, aksine gözü kurutur, kızarıklık, yanma batmaya ve enfeksiyon kapmasına neden olabilir" Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Doç.
Türkiye'de deniz suyundan içme suyu elde edilen ilk ve tek tesis olma özelliği olan Avşa İçme Suyu Arıtma Tesisi hakkında bilgi verir misiniz? Balıkesir'in Marmara Adası ilçesine bağlı iki ada mahallesinden biri olan Avşa Adası bölgenin turizm açısından göz bebeği konumunda.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri