Eskiden kendisine "kemankeş" (yay çeken, menzil okçularına bu şekilde seslenilirdi) yada "tirendaz" (ok atan, hedef okçularına bu şekilde seslenilirdi) denilen okçu Okmeydanı' nda esen rüzgarlara bakarak hava gözler, ve "Ya Hak" diye bağırarak okunu var gücüyle uzaklara salardı.
Kemankeş de yay çeken, yâni okçulara verilen ad.
Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmışlardır. Uluslararası literatürde "Part Vuruşu" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları Türkler olmuşlardır.
Yaylar genellikle fiberglas, karbon veya ahşaptan yapılır. Yayın gerilmesini ve okun doğru bir şekilde yerleştirilmesini sağlayan okçuluk dizgisi, önemli bir aksesuardır.
İlgili 30 soru bulundu
Okçunun zikr'i, doğruluk, Tanrı ve gerçek anlamına gelen "Ya Hak"tı.
Okçuluk, ok fırlatmak için yay kullanma sanatı, pratiği veya becerisidir. Ok fırlatmak için yay kullanan kişilere "okçu" denir.
Türk Dil Kurumundan alınan bilgiye göre Kemankeş kelimesi yay ile ok atan kişiye denmektedir.
Temren okun ya da kargının (benzeri fırlatma kullanımlı silahların) ucundaki özel, delici parçadır. İlk fırlatma kullanımlı silahlarda temren, silahtan ayrı bir parça değildi.
Tirkeş: İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı anlamına gelmektedir. 2014 yılında çıkan 6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu kapsamında köy; Tirkeş Mahallesi olmuştur. Mahallede Alevi ve Sunniler bir arada yaşamaktadırlar.
Şaft aslında okun kendisidir. İçi dolu veya boş malzemeden olmaktadır. Yay ve atış tarzına göre malzemesi, bunların yanında okçunun kol boyuna göre de ağırlığı ve esnekliği değişmektedir. Karbon, alüminyum, cam elyaf (fiberglas) ve ahşap olarak binbir çeşit ok şaftı bulunmaktadır.
Okçulukta kiriş, yayın tutturulduğu ve çekildiği sert iptir. Eski Türkçede kirişe "çile" de denmektedir. Saf ipekten yapılan sert bir sicimden oluşur. Kirişin ortası, ok tutturabilmek için belli miktarda iplik sararak kalınlaştırılır.
Yeniçeri Ocağı'nda Kara Hasan Ağa tarafından yetiştirildi ve zaman içinde yükselerek yeniçeri ağası oldu. Okçuluktaki yeteneğinden dolayı "Kemankeş” ve "Kara” lakaplarıyla anılmaya başlandı. Revan seferindeki başarılarından dolayı kaptan-ı deryâlığa getirildi.
Bugün ve geçmişte okçuların piri olarak kabul edilen Sa'd bin Ebu'l Vakkas, peygamberin yakın sahabelerindendir. Ona Uhud Gazası'nda “At ya Sa'd anam babam sana feda olsun.” dediği söylenir. 14. yüzyıldan itibaren yazılan okçuluk risalelerinde yay ve okun ilk yapılışı Hz. Adem ve Cebrail'e dayandırılır.
Tozkoparan İskender en uzun rekorunu, gündoğusu havasıyla atılan Akrurı Menzili'nde 1281,5 gezle kırmıştır. 846 (veya 848) metrelik bu mesafe bir dünya rekorudur.
Geleneksel Türk Okçuluğu atış tekniğinde oldukça kısa bir yay -sağlaklar için- sol elle tutulur, ok en arkasından, gez kısmından tutularak sporcunun sağ tarafa takılan tirkeşten çekilir. Yay tutan ele tutturulan ok, yayın sağında kalacak şekilde kirişe takılır (gezlenir).
Genel kanının aksine oklar havada kıvrıla kıvrıla ilerler ve oklarımız hangi malzemeden yapılmış olursa olsun her zaman esnekliğe sahiptir. Spine değeri de bir okun esneme kabiliyetini (sertliğine) gösterir. Spine değeri arttıkça okun esnekliği artar.
Ok atmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir: oku fırlatmak. halk ağzında miras kalan malları paylaştırmak için ad çekmek.
Okçu Paradoksu, yay ile okun farklı yerlere baktığı halde okun hedefi bulması durumudur. Bu paradoks günümüz teknolojileri sayesinde çözülmüştür. Genel olarak okçular, okçu paradoksundan bahsederken okun hedefi bulması durumdan değil, okların kıvrılarak gitmesini kastederler.
Okmeydanı'nda bulunan en eski menzil taşı, menzil sahibi usta bir kemankeş (okçu) olan Hattat Şeyh Hamdullah'a ilişkindir (1429–1520). Sultan II. Bayezid döneminde Meydan Şeyhliği hizmetinde bulunmuş ve ünlü Tozkoparan İskender'e atıcılık öğretmiştir.
Türklerde İslam öncesi dönemde ok tabiri ile “kabile, boy, aşiret” anlamı da kastedilmiştir.
Okçuluk, muhtemelen Taş Devri (M.Ö. 20.000)'ne kadar tarihlense de, yay ile ok kullandığı bilinen ve okçuluğu avcılıkla-savaşa da en az 5.000 yıl önce uyarlamış olan ilk insanlar; Eski Mısırlılardır. Çin'de okçuluğun tarihi Shang Hanedanı(M.Ö. 1766-1027)'na kadar dayanmaktadır.
Kendisi çok başarılı bir hedef ve menzil okçusuydu. Yıldız havasıyla 1070,5 geze ok atıp kendi adıyla anılan menzili açmış ve bu taşı diktirmiştir. Taş şu anda Kulaksız Mezarlığı'nın içinde bulunan Hamidiye Şehitliği'ndedir.
Ben NAVEK okçuluktan Burak Başaran. Okçuluğa başlamadan önce dominant gözümüzü belirlememiz gerekiyor. Dominant göz görüş açımız üzerindeki baskın gözümüzü ifade eder. Eğer sağ bir sporcu isek sol gözümüz dominant ise sol gözümüzü kapatmamız gerekecek.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri