Zihgir ya da Okçuluk yüzüğü, başparmak çekişi tekniğinde kullanılan atış yüzüğü, okçuların sağ ellerinin başparmaklarına taktıkları, yayı çekerken parmağın incinmemesi için kullanılan (genellikle kemikten) halka şeklindeki yüzük.
Zihgir (okçu ya da şast (kemankeş, tirkeş) yüzüğü), Hun İmparatorluğu'ndan giderek yayılan bir okçuluk malzemesi olarak biliniyor. Ok atışı yaparken, yay kirişinin baş parmağı parçalamaması için kullanılır. Bu kiriş bırakma mekanizması ortaya çıkaran tırnaklı bir yüzüktür.
Zihgir, tarihinin eski çağlarında başlayıp halen kullanılmaya devam eden bir okçuluk malzemesidir. Zihgir okçu yüzüğü olarak da bilinen malzeme, sağ elin başparmağına takılır.
Zihgir, okçu yüzüğüdür. Atış eli başparmağa takılan atış yüzüğüdür. Kirişin kolay çekilmesini sağlamaya ve parmağın yaralanmasını engellemeye yarar. Parmak üzerine binen kısma damak veya kaş, iç tarafına yapıştırılan deri parçasına kulak, kiriş takılan iç kenarına ise eşik denir.
Şimşir ağacı , manda boynuzu ve metal lerden bir çok çeşidi vardır.
İlgili 39 soru bulundu
Tirkeş: İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı anlamına gelmektedir. 2014 yılında çıkan 6360 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu kapsamında köy; Tirkeş Mahallesi olmuştur. Mahallede Alevi ve Sunniler bir arada yaşamaktadırlar.
Saf ipekten yapılan sert bir sicimden oluşur. Kirişin ortası, ok tutturabilmek için belli miktarda iplik sararak kalınlaştırılır. Günümüzde polyesterden yapılma kirişler kullanılmaktadır. Hafif, sağlam ve aşınma ile suya karşı dayanıklı olması yeğlenir.
Genellikle hep sağlak okçular resmedildiğinden tirkeşin bel hizasında, okçunun sağında durduğunu görürüz. Tirkeş, kemer veya benzeri bir bel kuşağına iki noktadan asılmak suretiyle takılır. Genellikle tirkeşin arka yüzünün kenarından ve ortasından çıkan iki askılık bulunmaktadır.
Zihgir (şast), atış sırasında işaret parmağının ilk boğumu, başparmak tırnağı üzerine konur; parmakların aldığı bu şekil, (eski Arap parmak hesabında) 60 sayısının karşılığıdır.
Soru: Bayanların baş ve işaret parmaklarına yüzük takmalarının hükmü nedir? el Cevab: Kadınların uygun olan ziynetleri uygun olan ve imkan olan bütün azalarına takmaları ve süslenmeleri mübahtır.
Karanlıklar Efendisi'nin tek yüzüğü taktığında hayalet evrenine taşıyabileceği herhangi bir bedeni yok. Ayrıca yüzüğünün sadece Sauron'a itaat ediyor olması, Karanlıklar Efendisi'nin görünmezlik gücünü kontrol edebilmesini de sağlıyor.
İşaret parmağına yüzük takmanın herhangi bir anlamı bulunmamaktadır. Çünkü bu parmağa takılan yüzüklerin sadece aksesuar amaçlı olduğu tahmin edilmektedir. Ancak toplumumuzun bazı kesimlerinde bireyin bekar olduğunu belirtmek için bu parmağa yüzük taktığı düşünülmektedir.
Osmanlıcada keman=yay, keş=çeken demektir. Kemankeş de yay çeken, yâni okçulara verilen ad. Ashâb-ı Kirâm arasında Aşere-i Mübeşşere'den olan Sa'd b. Ebî Vakkas, Peygamber Efendimiz'in dahi iltifâtını kazanacak kadar okçuluğundaki mahâreti sebebiyle kemankeşlerin pîri addedilmiştir.
Orta Parmağa Yüzük Takmak Ne Anlama Gelir? Beğendikleri yüzükleri orta parmağında kullanmayı tercih eden kişiler, genellikle güvenilir ve samimi bir yapıya sahiptirler. Bu kişiler, arkadaş ilişkilerinde ılımlı tavırları ve sıcacık samimi yaklaşımları ile çok iyi birer dostturlar.
Orta Dünya'da Sauron ve Eregion Elfleri'nin Sauron'un öğrettiği bilgilerle birlikte yarattıkları yüzüklere güç yüzükleri deniyor. Bu dönemde toplamda 19 büyük yüzük üretildi.
Baş, işaret ve orta parmağa takılmaz. Zira Hazret-i Ali, orta ve şahâdet parmağını işaret ederek "Resûlullah aleyhisselâm yüzüğümü şu parmağa koymamı yasakladı" buyurdu. Taberânî'de de “Yüzük ancak küçük parmakla yanındakine takılır” hadîs-i şerifi vardır.
Tek söz ya da söz ve nişanın beraber yapıldığı merasimlerde de yüzük her daim sağ el yüzük parmağına takılır. Söz yüzüğü kadın erkek fark etmeksizin sağ ele takılır. Evlilik ile beraber ise alyanslar sol ele takılır.
Ali yüzüğü sağ eline takardı, çünkü Resulullah (s.a.a)'tan sonra o ashabu'l-yemin'in (sağ ehli - kurtuluş ehli olanların) önderiydi… ve bu bizim Şia'mızın bir alametidir.”[4] Yani sağ ele yüzük takmak Peygamber (s.a.a)'e, Hz. Ali(a.s)'ye ashabu'l- yemin bağlılığın bir simgesidir.
Spor dalı, dart tahtası adı verilen hedefe, belirli bir uzaklıktan ufak okların atılması ile başlar. Yüksek puanı alarak skor kazanmak amacıyla oynanan spordur.
Yaya sarılan sırmaya "toz", okun ucundaki demir parçaya "temren", okun arkasındaki tüyeyse "yülek" ya da "yelek" denmiştir. Yayların taşınması için bir kap bulunmamış, genellikle kola veya omuza asılarak taşınmıştır; ancak okların taşınması için özel olarak tasarlanmış ve süslenmiş kılıflar üretilmiştir.
Dayanak noktası, elin çene üzerinde olduğu ve kirişin de okçunun yüzüne değdiği yeri ifade eder. Okçulukta uzun mesafe atışına menzil atışı adı verilir.
Arkeolojik çalışmalarda, Mısır'da M.Ö. 5000 yılında okun avlanma ile ortaya çıktığı görülse de tarihçilere göre ise okun ortaya çıkışı 25 bin yıl öncesidir. M.Ö. 1500'lü yıllarda Asurluların yayı daha da geliştirmesi ile atıcıya kolaylık sağlayan bir model ortaya çıkmıştır.
Geleneksel Türk Okçuluğu atış tekniğinde oldukça kısa bir yay -sağlaklar için- sol elle tutulur, ok en arkasından, gez kısmından tutularak sporcunun sağ tarafa takılan tirkeşten çekilir. Yay tutan ele tutturulan ok, yayın sağında kalacak şekilde kirişe takılır (gezlenir).
Karbon, alüminyum, cam elyaf (fiberglas) ve ahşap olarak binbir çeşit ok şaftı bulunmaktadır. Örneğin, menzil atışları yapan geleneksel okçular sedir ağacından yapılmış şaftları çok severken, bir salon makaralı okçusu alüminyumdan şaşmayabilir.
Geleneksel Türk Okçuluğunda okların konulduğu yere "tirkeş" denir. Modern okçulukta sadak olarak geçer.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri