Ölümün kardeşi sayılan uyku da, Ahiret âleminde bir anlam ifade etmeyecektir. Cennette “Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz” 3 âyetiyle de ispatladığı üzere, hiçbir yorgunluk ve acizlik olmayacağı için uykuya da ihtiyaç duyulmayacaktır.
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:
Cennette gece yoktur. Gündüzler vardır. İmam-ı Şaranî'nin âlimlerden nakline göre gündüzler arasında ise perdeler vardır. Perdelerin ve kapıların kapanmasıyla bir gündüz bitmiş, perdelerin ve kapıların yeniden açılmasıyla yeni bir gündüz gelmiş olur.
İmam Bakır'dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: Cennet ehli her zaman diridir, onlar asla ölmezler, uyanıktırlar, uyumazlar, ihtiyaç duymazlar, sevinçlidirler, üzülmezler, gülerler, asla ağlamazlar, kendilerine saygı duyulur ve asla saygısızlığa maruz kalmazlar.
Kaynaklarda görebildiğimiz kadarıyla, cennette söz konusu doğa olayları yoktur. Adı geçen doğa olaylarının, güneş sisteminde yer alan yerkürenin hareketi ve onu çevreleyen atmosferle ilgili olduğunu düşündüğümüzde, böyle olayların cennette bulunma ihtimalinin olmadığı görülür.
1-Cennette Dünyadaki gibi elem ve üzüntü verecek veya buna sebep olacak hiçbir şey olmadığından bıkma üzüntüsü olmaz. 2-Cennet Lezzetleri Dünya lezzetleriyle mukayese edilemeyecek derecede üstün olduğundan bıkma olmaz.
İlgili 21 soru bulundu
Birinci âyette, Allah katında bir gün, size göre bin yıl gibidir deniyor. İkinci âyette de, birinci âyetteki gibi bildiriliyor. Üçüncü âyet, tamamen farklı bir konudan bahsediyor. Cebrail, oraya 50 bin yıllık yolu bir günde alır deniyor.
Hadisin ilgili ifadesi tam şu anlamdadır: “İnsanın bedeninden her şey çürür, ancak acebu'z-zeneb denilen bir kemik / bir parça çürümez; kıyamet günü insanların bedeni bu parça üzerinden inşa edilir.” (Buharî, Tefsir,78). Gerçek şu ki, bütün insanlar öldükten sonra kıyamet gününde yeniden diriltilecektir.
Mü'min, dünya hayatında sevdiği insanı ölüp ahirete gittiğinde de unutmaz. Hatta Vakıa Suresi 16. ayette de geçtiği gibi ehl-i cennet karşılıklı tahtlar üzerinde oturup dünyadaki hatıralarını ve maceralarını birbirlerine anlatırlar. Böylelikle âhirette mü'minin lezzeti ve sevinci artar.
Evet Cennette bayramdır. Cenâb-ı Hak, kullarını ebedî Cennet bayramına kavuşturmayı arzu etmekte. Fakat bu ebedî bayram mükâfatı için, kullarının fânî ömür sermayelerini, Allah'ın rızasına uygun sarf etmelerini istemektedir.
Cennet'te bir adama 500 senelik yer verilecek deniyor. Bu 'beş yüz sene genişlik' tabirini yürüyüşle ulaşılacak mesafe olarak düşünebiliriz. İslâm kültüründe mesafeler tarif edilirken, zamanla kıyaslanarak ifade ediliyor.
Günahı affedilmemiş olan müminler; birinci tabakada günahları miktarı yanıp, sonra Cehennemden çıkarılarak Cennete götürüleceklerdir. Diğer altı tabakada çeşitli kâfirler sonsuz yanacaklardır. Cennet ve Cehennem şimdi mevcuttur.
Bu konuda gelen hadise göre cennetlikler, cennete otuz üç yaşlarında gireceklerdir. İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- bu yaş hakkında şöyle demiştir: "Şüphesiz bu yaşta (otuz üç yaşta), görünen pek çok hikmetler vardır. Çünkü bu yaş, lezzetleri en iyi şekilde tatma yaşıdır.
Cennette, birbirini Allah için seven herkesin sevgilerini tazeleyecekleri, eski dostlukların ebedî olarak yeniden kurulacağı, herkesin Allah için sevdiği yakınlarıyla -anne, baba, evlat, kardeş, arkadaş ve akrabaların- birbiriyle görüşeceği ve diledikleri zaman beraber olacakları da Kur'an'ın müjdeleri arasında yer ...
Çünkü cennet nimetlerinden birisi de aile hayatıdır. Burada evli olan eşler oarada da birbirleriyle evleneceklerdir. Mü'min olan aile fertlerinin cennette birlikte bulunacaklarını haber veren ayetlerde, cennete girmeyi hak eden eşlerin orada beraber olacakları özellikle vurgulanmaktadır.
Resul-i Ekrem, (Ömer, Cennet ehlinin ışığı ve İslam'ın nurudur) buyurmuş idi. Bunu boş yere buyurmamıştır. Böyle söyleyince, Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, Hazret-i Ömer'in yanına varıp, Resulullahın böyle buyurduğunu müjdelediler.
“Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler. Sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde O'na yükselir.” Secde, 5. Dikkat edilirse ayette “dünyanın bir günü 1000 yıldır” denilmiyor. “Allah katında bir gün, sizin günlerinize nisbetle 1000 yıldır” deniliyor.
Cennet koyunda gece domuzlar görülmektedir. Ancak güvenlik açısından her hangi bir problem yaşanmamaktadır. Domuzlar temiz tutulmayan kamplara uğramaktadır.
İbadet; namaz, oruç gibi belli birtakım şekillerle gösterilir, ubudiyet ise, insanda daimî bulunması gereken bir durumu ifade eder. Bu zaviyeden baktığımızda, insan için cennette ibadet olmadığını, fakat ubudiyet manasının devam edeceğini söyleyebiliriz.
Allah, bir kulunun işlediği bir amelin sevabını fazla vererek onun Cennetteki makamının yükseltebilir. Ancak Allah Hakimdir; her insana hakettiği ölçüde nimetlendirecektir. Cennetteki makamlar, katmanlar şeklinde veya bir binanın katları şeklinde düşünülmemelidir. Bütün müminler aynı cennet içerisinde olacaktır.
Ayetlerde geçen "tertemiz zevceler" ifadesi (Bakara, 2/25; Âl-i İmran, 3/15) hûrilerle birlikte dünya kadınlarını da kapsamına almaktadır. Cinsellik de nefislerin arzu ettiği şeylerdendir. Dolayısıyla ayet, cennette cinsel hayatın da bulunduğuna işaret etmektedir.
Ahiretteki insanların boyuna 30 m. deniyor; Hz.
1. Ehl-i Sünnet uleması, cennet ehlinin rü'yetullaha mazhar olacağına, gökte dolunayı görürcesine Rab Teala'yı gözleriyle göreceğine inanır ve bu hususta ittifak ederler. Allah'ın görülmesinin, cennet ehlinin mazhar olacağı en büyük nimet olacağı belirtilmiştir.
Aynı tatminin uhrevî hayatta da devam etmesi tabiidir. Bir erkeğin kaç eşe sahip olacağı hususunda sahih rivayet Buhâri ile Müslim'de yer alan hadistir. Buna göre cennetteki her erkeğe "zarif ve şeffaf tenli" iki kadın verilecek ve orada evlenmemiş kimse kalmayacaktır.
Bir başka telakkisine göre ise her erkeğe 4000 bâkire, 8000 dul ve ayrıca niteliği belirtilmeyen 500 olmak üzere 12.500 hûri verilecektir. Kur'ân-ı Kerîm'de âhiret mutluluğu hem maddî hem mânevî-ruhî çerçevede tasvir edilmiştir; benzer yaklaşım hadis metinlerinde de görülür.
Salih Müslümanlar cennette akıllarına gelen, hoşlarına giden her şeyi isteyebilecek, istemeleriyle birlikte Allah'ın izniyle bunlara anında sahip olacaklardır. Gerek kendileri, gerekse çevreleri istedikleri şekil ve surette olacak, her istediklerini yapıp, en zevk alacakları nimetler içinde yaşayacaklardır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri