Neo-klasik yönetim yaklaşımının temelini George Elton Mayo ve F. Roethlisberger'in öncülüğünü yaptığı bir grup akademisyenin 1924-1932 yılları arasında “Western Electric” adlı işletmenin Hawthorne fabrikalarında yaptıkları araştırmalar oluşturmuştur.
Neoklasik teorinin gelişmesine Elton Mayo, Fritz Roethlıshberger, Douglas Mc Gregor, Abraham Maslow, Kurt Lewin, Rensis Likert, Chester Barnard, Chris Argyris, Oliver Sheldom gibi birçok ünlü yazar ve araştırmacı katılmıştır.
Neo-klasik yönetim kuramı temelde klasik yönetim kuramının görüş ve ilkelerine dayanır, ancak bunlara yenileri eklenmiş özellikle insan unsuru öne çıkartılarak, insanın örgüt içinde nasıl davrandığı, davranışının nedenleri ve örgüt yapısı ile davranış arasındaki ilişkiler irdelenmiştir.
Sonuç, her zaman aynıdır; psikolojik ve sosyal ihtiyaçları örgüt amaçları doğrultusunda yöneterek kâr elde etmek ve işçileri sömürmek. Neo-klasik çalışmalar genel olarak insan ilişkilerini ya da insan davranışlarını temel alan çalışmalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Bu kapsamda hem yönetici hem de çok önemli bir teorisyen olarak bu çalışmanın odağında yer alan Henry Fayol (1841-1925)'un yönetim ilkeleri ve Yönetimi Süreci Yaklaşımı, uzun yıllar süren yöneticilik deneyimlerinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
İlgili 19 soru bulundu
Klasik örgütler üç ayrı grupta incelenmektedir. Bunlar; Frederick Taylor'un öncülüğünü yaptığı Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, Henry Fayol'un öncülüğünde gelişen Yönetim Süreci Yaklaşımı ve Max Weber'in geliştirdiği Bürokrasi Yaklaşımıdır.
neo-klasik ve modern yönetim yaklaşımları, genel olarak örgüt odaklı yaklaşım sergilerken bu bakış açısı örgütlerin bütününden oluşan yapıyı makro bakış açısıyla ele almıştır.
Yukarıda değinildiği gibi, neo-klasik düşünce akımları Avusturya'da Karl Menger, İngiltere'de Stanley Jevons ve İsviçre'de Leon Walras tarafından 1870 lerde ortaya atılan marjinal değer teorileri ile başlamıştır.
Neo-klasik (davranışsal) teori ise, işlerin yapılması ve yönetim esnasında işi yapan insan unsuru önemsenmiştir. Neo-klasik teori; iletişim, duygular, ihtiyaçlar, kişiler arası ilişkiler, liderlik, motivasyon, hisler gibi daha çok psikolojik konuları ele alan bir yönetim ve organizasyon teorisidir.
Neoklasisizm, Antik Yunan ve Antik Roma dönemine ait tarzların yeniden canlandırılmasıyla ortaya çıkan bir akımdır. Bu akımın en önemli özelliklerinden biri önceki dönemlerdeki Barok ve Rokoko sanatındaki aşırı süslemeciliğe duyulan tepkinin ortaya konulmasıdır.
Neo-Klasiklerin temayüz etmiş iki önderinden biri A.C. Pigou (Pigou, 1941), diğeri Don Patinkin'dir (Patinkin, 1948 ve 1956).
Neoklasik; 18. yüzyılın ortalarında başlayan ve o dönem sıklıkla kullanılan barok ve rokoko tarzının aşırı süslemelerine tepki olarak doğmuş mimari bir akımdır. Antik Yunan ve o dönemdeki yapıların görkemli sadeliği örnek alınmıştır.
Neo-klasik teori bireyin örgüt içindeki davranışlarının sadece maddi beklentilerine dayalı olmadığı görüşüne bağlı olarak işgörenin örgüt ortamındaki psikolojik beklentilerinin de tatmin edilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.
Neoklasik teori, ekonomik faaliyetleri düzenlemek için piyasaları tercih etmesine rağmen, dışsallıkların varlığı nedeniyle piyasaların her zaman sosyal olarak arzu edilen sonucu üretmediğini kabul eder. Dışsallıklar bir tür piyasa başarısızlığı olarak kabul edilir.
Dolayısıyla neoklasik yaklaşımın organizasyon konusunda yapmış olduğu en önemli katkı, organizasyon yapısı içinde insanın nasıl davrandığı, neden o şekilde davrandığı ve yapı ile davranışları arasındaki ilişkileri açıklamak olmuştur.
Frederick W. Taylor: Frederick Winslow Taylor, 19. yüzyılın sonlarına doğru ve 20. yüzyılın başlarında öne çıkan bir yönetim danışmanı ve mühendisti. Taylor, bilimsel yönetim anlayışının öncüsü olarak kabul edilir.
Fayol'un yönetimin beş fonksiyonu “planlama, organize etme, yürütme (kumanda etme), koordine etme ve kontrol etme” yaklaşımı zamana meydana okuyarak bugünkü modern yönetimin de temelini oluşturmaktadır.
Klasik yönetim kuramı veya klasik yönetim teorisi, en eski yönetim kuramıdır. Çalışanlardan en fazla verimin nasıl alınacağı üzerinde durulur. Çalışanların para ile motive olduğu kabul edilir. Çalışanların yalnızca fiziksel ihtiyaçlara sahip oldukları, bunların da para ile karşılanabileceği fikri hakimdir.
Klasik teori iki ana fikir etrafında toplanmıştır. Birincisi rutin işlerin görülmesinde insan unsurunun makinelere ek olarak nasıl etkin bir şekilde kullanılabileceği, ikincisi de formal organizasyon yapısının oluşturulmasıdır.
Çatılarda kubbeli ya da üçgen formların kullanıldığı Neoklasik stil gereksiz süslemelere tepki olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizde Neoklasik mimariye örnek gösterilebilecek yerler III.TBMM Binası, Tophane Saat Kulesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesidir.
Neoklasik iktisat kuramının Doğuşu ve Temelleri:
Neoklasik iktisat kuramı 1870'li yıllarda gerçekleşen marjinalist devrimle başlamıştır1.O yıllarda Avrupa çok ciddi bir iktisadi ve siyasi bunalımın tam ortasındaydı.
Ekonomide yaşanan krizler her dönemde iktisat teorisine hakim anlayışın sorgulanmasına yol açmıştır. Keynes'in Genel Teori'sinin yayımlanmasından günümüze kadar makro iktisatta eski ve yeni Neo-Klasik Sentez olarak adlandırılan iki oydaşma oluşmuştur.
Yönetim yaklaşımları; klâsik, neoklasik (İnsan İlişkileri), modern ve modern sonrası (postmodern) yaklaşımlar diye sınıflandırılabilir.
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
Modern yönetim yaklaşımları; sistem yaklaşımı, durumsallık yaklaşımı ve toplam kalite yönetimi olarak 3 aşamadan meydana gelir.
Modern yönetim teorisi, işletmelerin rekabet avantajını korumak ve sürdürmek için esneklik, inovasyon ve insan odaklılık gibi unsurları benimsemelerini gerektirir. Bu yaklaşım, iş dünyasındaki gelişmeler ve değişimlerle başa çıkmak için önemli bir rehberlik sunar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri