Mutlak İctihâd: “Şer'î (dînî- hukûkî) meselelerin tamamında ictihad ederek hüküm elde edebilme ve fetvâ verebilme kudretidir”. Bu melekeye sahip olan âlime, “mutlak müctehid” denilir. 2. Mukayyed İctihad: “Şer'î meselelerin tamamında değil de sadece bir kısmında ictihad edebilme ve fetva verebilme kudretidir”.
İçtihat, yasa tarafından hüküm belirtilmemiş bir konuda, daha önceki bir mahkeme kararının esas alınmasıdır.
İçtihat "Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç." ve "Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış" anlamlarına gelmektedir.
Kişinin müctehid olabilmesi veya ictihad yapmaya yeterli görülebilmesi için hem İslam hukuku ve diğer İslam ilimlerine vakıf olması (kısacası “ilim”) hem de hukukî bir kabiliyete sahip olması gerekir.
İlgili 36 soru bulundu
İÇTİHAD NEDİR? İçtihad'ın lügat manası, “meşakkate tahammül”dür. İstilah olarak ise, hakkında hüküm (nas) bulunmayan fer'i bir meselenin halli ve ona cevap bulmak için, İslam Hukukunu iki kaynağından, yani kitap ve sünnetten, delile dayanarak hüküm istinbat etmektir.
Muhammed'in ictihad ve te- emmül ile elde ettiği ahkâm» (42) şeklinde tarif etmiştir. Bu ta- riften istidlal ederek müellifimizin de Hz. Peygamberin ictihadi- nı kabul ettiğini söyleyebiliriz.
1. Beyan İçtihadı: Dinî metinlerin (nasların) ne demek istediğini, hangi hükmü koyduğunu bizzat nassın kendisini dil ve yöntembilim (usul) kuralları doğrultusunda inceleyerek tespit etmektir. Mesela “Başınızı meshedin!” (Mâide, 5/6) ayetinden başın ne kadarının ve ne şekilde meshedileceğinin çıkarılması gibi.
İçtihat; haklarında kesin delil, nas bulunan konularda yapılmaz. Bunun dışındaki konularda yapılır. İçtihat için belli bir zaman veya mekân şartı da aranmaz. Buna göre içtihat kapısı kapanmamıştır ve kimsenin de Allah'ın Müslümanlara vermiş olduğu bu hakkı almak gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.
İçtihat, hukukun yardımcı kaynaklarından biridir. Hukukun uygulanmasındaki yardımcı kaynaklar, hakkında yazılı veya yazılı olmayan bir hukuk kuralı (örf ve âdet kuralı) bulunmayan konulara ilişkin uyuşmazlıklarda, başka bir deyişle, hukuk boşluğu söz konusu olduğunda hâkimin başvurabileceği kaynaklardır.
Hadis, Sünnet, İcma, Kıyas ve İçtihat da İslam dininin temel kaynakları içerisindedir.
Danıştay içtihatları birleştirme kararları bağlayıcıdır. Bu kararların bağlayıcılığı Danıştay Kanunu'nda belirtilmiştir. Danıştay içtihatları birleştirme kararlarına, Danıştay dava ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır (İnan, 1996: 78).
Belli bir hukuk alanında yargısal içtihatların kurucu, kanunların (yazılı kuralların) ise tamamlayıcı konumda bulunması durumuna içtihadîlik denir.
Bir müçtehidin ulaştığı sonuç ile aynı düzeydeki bir başka müçtehidin ulaştığı sonucun birinin diğerine bir üstünlüğünden bahsedilemeyeceği için “içtihat içtihadı nakz etmez” ifadesi genel geçer bir ilke olarak yaygınlık kazanmıştır.
Kurucu ictihad
kendi kendini inkar ve imha etmesi, yok oluşa mahkum etmesi anlamına gelir.
Bilimsel içtihada, doktrin (öğreti) adı da verilmektedir. Doktrin, hukuk bilginlerinin hukuksal meseleler hakkındaki bilimsel görüş ve kanılarını ifade etmektedir. Roma Hukuku'nda kanunların belirsizlikleri durumunda hukuk biliminin en yetkin uzmanları çözüm önerileri getirmekteydiler.
Bu söylemi dile getirenlerden biri de Joseph Schacht'tır. O hicri dördüncü yüzyıldan itibaren içtihat kapısının kapandığını, İslam hukukunun erken dönemlerde teşekkülünü tamamladıktan sonra asırlarca değişmeden devam ettiğini ve hukukun değişmez katı kurallar bütününe dönüştüğünü iddia etmektedir.
Re'y ve ictihad, en genel anlamıyla, aslî iki delil olan Kur'an ve Sünnet'i, sayılan metotları ve benzerlerini kullanarak anlama, yorumlama ve metinle akıl ve toplum arasını buluşturma faaliyetidir.
Nass (Arapça: نصّ ); Arapça'da "malûm", ya da aşikâr, yasal karar ve kesin emir mânâsına gelen bir kelime. İslami terminolojide ayet ve hadisler, başka bir ifadeyle Kur'an ve sünnet kastedilir.
Sonradan Müslümanlıktan çıkan kişiler sahabe sayılmaz. Her ne kadar kafirken Hz. peygamberi (S.A.V.) kişi görmüş olsa dahi, eğer Müslüman olmamış ise sahabe olamaz.
(ﺗﺒﻴﻴﻦ) i. (Ar. beyān “açıklamak; zâhir olmak”tan tebyіn) Açık açık anlatma, beyan etme: Yevm-i Hendek'te eyleyip tebyin / Etti Ammâr şehâdetin ta'yîn (Sâlim Tezkiresi). Âgāz ile hitâba ettim şu yolda tebyîn (Recâîzâde M.
Istılahî manada ise içtihad; kesin ve açık delillerle sabit olmayan zannî ve fer'i hükümleri, şer'î delillere uygun olarak istihraç ve istinbat hususunda, bütün güç ve takatini sarfederek çalışmaktır. Yani, Kur'an, hadis ve icma ile sabit olan şer'î delillerden hüküm çıkarmaktır.
İçtihat: Nassın lafız ve manasından hareketle,nassın bulunmadığında da çeşitli istinbat metotları kullanılarak şer'i hüküm hakkında zanni bilgiye ulaşma çabasının genel adıdır (Apaydın 2000: 432).
İçtimai tefsir ekolü son zamanlarda ortaya çıkan bir okuma metodudur. Asıl amacı; Kuran'ı hayat ile bütünleştirmek ve İslam'ı çağa uygun bir şekilde tecdit ve ıslah etmektir. Kurucusu Mısırlı âlim Muhammed Abduh'tur (1849-1905). Bu tefsir metodu Kuran'ın gramer yapısı üzerinde detaylıca durmayı doğru bulmaz.
İçtihadın sözlük anlamı; meşakkatli, külfetli, zor bir işi meydana getirmek için, bütün gücünü sarf ederek ceht ve gayret göstermektir. Terim anlamı ise; kesin ve açık delillerle sabit olmayan öznel yargıları, şer'î delillere uygun olarak ortaya çıkarma konusunda bütün güç ve takatini sarf ederek çalışmaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri