Mutezile, Kur'ân tefsîrini özellikle tevhid ve adalet prensipleri üzerine temellendirmiştir.
Bu bağlamda Mutezile ekolü de, kendine ait fikir ve düşüncelerinin doğruluk ve geçerlilik zemini olarak Kur'an'ı temel almıştır. Mutezile murad-ı ilahiyi anlama ve yorumlama gayretini, en önemli hedef olarak belirlemiş ve anlama çabalarını belirledik- leri ilke ve esaslar (usul-ü hamse) etrafında gerçekleştirmiştir.
Kur'an tefsirinde Mu'tezile akımının somut en belirgin özelliği ‚akılcılık‛ olduğuna göre doğal olarak her şeyden önce bu akılcılığın anlamını ve esaslarını açıklamak gerekir. Daha sonra da onların metinlerine ve tefsire dair düşüncelerine giriş yapılabilir.
Mutezile Tefsirinin Kaynakları
1- Ebu Müslim Muhammed b. Bahr el-İsfehani (ö. 322/934), Camiu't-te'villi muhkemi't-tenzil. 2- Kadı Abdülcebbar (ö.414/1024), Tenzihu'l-Kurani'l-metain.
Mutezile, İslam düşüncesinin genel yapısı içinde müstakil bir yeri olan bir fikri disiplin, bir dini düşünce ekolüdür. Bu ekolün karakteristik özelliği, dini anlamada metod olarak akli düşünceyi ön plana çıkarması ve vahiy müessesesini bir din felsefesi halinde ele almasıdır.
İlgili 34 soru bulundu
Bunlar; Tevhid, Adalet, Va'd ve Vaîd (Söz ve tehdit, kişinin amelinin haliki oluşu), El Menzile beyne'l-menzileteyn (büyük günah işleyenlerin iman ve inançsızlık arasında bir yerde bulunmaları), Emr-i bi'l ma'rûf ve Nehy-i Anil Münker'in farz-ı ayn oluşu olarak sayılabilir.
Önce Cehmiyye, daha sonra Mu'tezile, Kelâmullahın Allah'ın sıfatı değil fiili olduğunu ve Kur'an'ın yaratılmış olduğunu savunmuştur. Çünkü o, kelimeler, harfler ve ses- lerden oluşur. Bunların her biri de bir diğerinden sonra varlık alanına gelir.
MUTEZİLE'NİN TEMEL GÖRÜŞLERİ
Bu şekilde Kelam ilminin temellerini atan Mu'tezile'nin görüşleri, tevhid, adalet, el va'd ve'l-vaîd, el-menzile beyne'l-menzileteyn, emr-i bi'l-ma'ruf ve nehy-i ani'l-münker şeklinde beş esas olarak sistemleştirilmiştir.
MU'TEZİLE, İslam'da kuramsal kelam ilminin temellerini atan, problemlerini tespit ve tayin eden, bu problemleri çözüme kavuşturmaya çalışan en önemli teolojik okullardan biridir. Bu okul, İslam akaidini felsefi ilke ve yöntemlere dayanarak ispat etmeye ve savunmaya çalışan bir düşünce sistemi olarak da bilinmektedir.
* Her ne kadar geleneksel tefsirler içerisinde [İmam Gazâlî (ö.505/1111), Râzî (ö.606/1210), Ebu'l-Fazl Mursî (ö.655/1257) gibi] bir takım cılız bilimsel yorumlar yer almışsa da Bilimsel Tefsir hareketi, geniş ölçüde rağbet görüp ekolleşmesi esas itibariyle 19. asırda/modern dönemde gerçekleşmiş bir tefsir akımıdır.
Cehm b. Safvân'ın (ö. 128/745-46) itikadî görüşlerinden oluşan mezhebe ve bu mezhebi benimseyenlere verilen ad. Basra ekolünün kurucusu Mu'tezilî âlim.
Tefsir: Açıklayan, kapalılığı gideren, haber veren, fısıltı yapan anlamındadır. Kur'an ayetlerinin yazıldığı döneme ait Arapça dilbilgisi (belağat, bedii, beyan), varsa ilgili hadis rivayetleri ve kontekst (konu, bağlam, İslami literatürde esbab-ı nüzul) özelliklerini kullanarak açıklamaya çalışan bilim dalıdır.
Mu'tezile'nin beş temel prensibinden (usûl-i hamse) biri. İyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışma yönündeki faaliyetler için kullanılan dinî, ahlâkî ve hukukî bir tabir. Kādî Abdülcebbâr'ın (ö. 415/1025) Mu'tezile mezhebince benimsenen beş inanç esasını açıkladığı eseri.
Bu mezhep, itikadi bir mezheptir. Bu mezhebe göre, büyük günah işleyen bir kişinin küfür ile iman arası bir mertebeye sahip olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet alimleri arasında yer alan Hasan-ı Basrî'nin dersini terk eden Vasıl bin Ata ile ona uyanların ortaya çıkardığı Mutezile mezhebi, bu isimle anılmaya başladı.
Mu'tezili hareket genellikle Emevilerin son dönemi olan 740-750 yılına kadar götürülür.
Tefsir ilmi, genel olarak rivâyet ve dirâyet tefsirleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunlarla birlikte zamanla daha çok dirâyet tefsirinin alt kolları olan mezhebî, işârî, fıkhî, içtimâî ve ilmî tefsir gibi ekoller ortaya çıkmıştır.
Atâ ile birlikte bir mezhep olarak başlayan Mu'tezile, Amr b. Ubeyd ile olgunlaşmaya başlamış ve Allâf ile de kelamî bir ekol haline gelmiştir.
Mu'tezile, ahlâkın temellendirilmesinde vahyin rolünün, aklen bilinen hususları tamamlayıcı olması, onları doğrulaması ve bu davranışların sosyal hayata aktarılmasında teşvik edici bir yönünün olması olarak belirtmektedir.
konuya daha sistematik nitelikte bakacak olursak Vâsıl b. Atâ (ö. 131/748) Mu'tezile'nin gerçek anlamda kurucusu olarak karşımıza çıkmaktadır. 2 Hicrî 80 yılında Medine'de dünyaya gelen Vâsıl b. Atâ'nın mevâlîden olduğu ve Muhammed İbnu'l-Hanefiyye'den ders aldığı kaynaklarda belirtilmektedir. 3 Ayrıca Vâsıl b.
Bu şekilde kelam ilminin temellerini atan Mu'tezilenin görüşleri, tevhid, adalet, el-va'd ve'l-va'îd, el-menzile beyne'l-menzileteyn ve emr-i bi'l-ma'rûf ve nehy-i ani'l-münker şeklin- de beş esas olarak sistemleştirilmiştir.
- Ehl-i sünnet itikadına göre kadere iman etmek imanın altı şartından biridir; yani kadere iman etmek farzdır ama; Mu'tzile mezhebi kaderi inkar ediyor ve kader diye bir şeyin olmadığını söylüyor. Böylelikle imanın altı şartından birine inanmamış oluyor.
Bunlardan Bağdat Mu'tezilî âlimlerinden olup önde gelenlerden ikisi Sümâme b. el-Eşres (ö. 213/828) ve Ahmed b. Ebi Duâd (ö. 240/854)'tır.
Kur'ancılar, Kur'an'ın dini kanun ve İslami rehberlik için tek kaynak olduğunu savunur, bununla birlikte hadis ve sünnet gibi dış kaynakları kabul etmezler.
Kur'ân hem manası hem de lafızları itibariyle Allah'a (c.c.) aittir.
Mâtürîdî'nin Kur'an İnancı
Kur'an, Allah kelamı olup, mushaflarda yazılı, kalplerde mahfuz, dil ile okunur ve Muhammed'e indirilmiştir. İnsanların Kur'an'ı teleffuzu, yazması ve okuması mahluktur fakat Kur'an mahluk değildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri