Mütesâhil ise Hadîs ilminde “Râvîleri cerh ve ta'dîl ederken titizlik göstermeyen, gevşek davranan kişi” için kullanılmaktadır17.
Bazı muhaddisler hadisleri tenkit ederken bu kurallara sıkı sıkıya bağlı kalarak ve daha ağır şartlar şart koşarak hadisleri eleştiri süzgecinden geçirmişlerdir. Bu gruptaki muhaddislere, hadis ıstılahında müteşeddid âlimler denir.
Cerh ve Ta'dil, hadis rivayet eden kişilerin dini ve bilimsel açıdan eleştirisini konu edinen ilimdir. Cerh ve Ta'dil'in amacı hadisleri, güvenilirlik açısından zayıf olanlardan ayırmaktır. Temel hedefi ise İslam dinini korumaktır.
Sözlükte “doğru olmak, adaletle hükmetmek” anlamındaki adl kökünden türeyen ta'dîl “adalete nisbet etmek, adalet sahibi olduğunu söylemek” mânasına gelir.
İbn Ebû Hâtim er-Râzî'nin (ö. 327/938) hadis râvilerinin tenkidine dair eseri. Cerh ve ta'dîl konusunda yazılan ilk eserlerden biridir. Birincisi mukaddime olmak üzere dokuz ciltten meydana gelmektedir.
İlgili 40 soru bulundu
Sözlükte “çıkarmak” anlamına gelen istihrâc kelimesi, terim olarak “bir hadis kitabındaki bütün rivayetleri bir müellifin kendisine ulaşan başka senedlerle rivayet etmesi” demektir. Bu hadislerin toplandığı kitaba müstahrec, bu işi yapan müellife de müstahric denmektedir.
Bazı muhaddisler hadisleri tenkit ederken bu kurallara sıkı sıkıya bağlı kalarak ve daha ağır şartlar şart koşarak hadisleri eleştiri süzgecinden geçirmişlerdir. Bu gruptaki muhaddislere, hadis ıstılahında müteşeddid âlimler denir.
Halk dilinde dolaşan hadisler ya da hadis bilinen sözler şeklinde tarif edilen müştehir hadis, bir olgu halinde kökleri Hz. Peygamber zamanına götürülebilecek kadar eskidir.
Sözlükte “bırakılmış, terkedilmiş” anlamına gelen metrûk kelimesi, terim olarak “hadis uydurmamış olsa bile günlük hayatında yalan söylediği bilinen râvinin tek başına rivayet ettiği hadis” mânasında kullanılmakta ve zayıf hadis çeşitlerinden biri olarak matrûh ile aynı anlamı taşımaktadır.
Sözlükte “vermek” anlamına gelen münâvele kelimesi, hadis terimi olarak “hocanın kendi rivayetlerini içeren nüshayı rivayet etmesi için öğrencisine vermesi veya o nüshanın kendine ait olduğunu onaylaması” demektir.
İmlâ ile ilgili olarak kullanılan istimlâ da, imlâ meclisinde hocanın yazdırdığı hadisleri yazmak veya hocanın yazdırdığı hadisleri uzaktakilere nakletmek anlamını ifade eder. Yazan kimselerin kalabalık olması halinde hocanın söylediklerini uzaktakilere yüksek sesle nakledenlere ise müstemlî veya mübelliğ denilmiştir.
el-Müstedrak alâ el-Sahîheyn (Arapça: المستدرك على الصحيحين) ya da kısaca Müstedrek, Hakim el-Nişaburi (ö. H 405) tarafından yazılan beş ciltlik Hadis derleme eseri. 72 yaşında iken H 393/M 1002-1003'te yazmıştır. 9045 adet hadis içermektedir.
Senedin tamamı İmâmî olmakla beraber bir kısmı adalet sahibi, bir kısmı da memdûh râvilerden müteşekkil ise hasen, âdil ve memdûh İmâmî râvilerin yanı sıra senedde İmâmî olmayan, ancak güvenilen râviler mevcutsa hadis müvessak kabul edilir.
Tarik kelimesi de sened anlamında kullanılmış olup, “Bu hadis yalnız bu tarikten bilinmektedir” denirken onun bu senedle bilindiği belirtilmek istenir. Senedle tarik birlikte kullanıldığında biri ana senedin yan kolunu veya ana senedin bir râviden sonra kollara ayrılışını ifade eder.
Metin itibarıyla hadisler, hadîs-i şerifler ve hadîs-i kutsîlerdir.
Sözlükte “birbirini takip etmek” mânasındaki silsile kökünden türeyen müselsel kelimesi, hadis terimi olarak “Resûl-i Ekrem'in bir hadisi söylediği sırada yaptığı bir hareketi veya kullandığı bir sözü ya da hem hareketi hem sözü seneddeki bütün râvilerin aynen tekrarladığı hadis” anlamında kullanılmaktadır.
Böylece eserdeki mütevâtir ha- dîslerin sayısı 111 olmaktadır.
Günümüzde genel kabul gören sahih hadis tanımı İbnu's-Salâh tarafından yapılmış olan tanımdır. Bu egemen tanıma göre hadisin sahih olabilmesi için, ravinin adalet ve zabt sahibi olması, senedin muttasıl olması ve rivayetin şâz ve muallel olmaması gerekir.
En meşhur hadis kitabı olan Buhari'de, mükerrer olanlar dâhil 7275 tane hadis vardır. Mükerrerlerin olması başka raviler tarafından da rivayet edilmesinden dolayıdır. İkinci meşhur hadis kitabı Müslim'de de, 7275 hadis vardır. Büyük kısmı birbirinin aynıdır.
Hadis âlimleri, çok yüksek insanlardır. Ravileri ile beraber, yüz bin hadis-i şerifi ezbere bilene hâfız denir. Kur'an-ı kerimi ezberleyene hâfız denmez kâri denir.
edebiyâtında Müsned, en çok kullanılan anlamıyla, konularına ba- kılmaksızın hadisin ilk râvisi olan sahâbe ismine göre tertip edilen hadis mec- mûalarını ifade etmek üzere kullanılan bir terimdir.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Ümmetimin müflisi, kıyamet gününe; namaz, oruç ve zekât görevlerini yerine getirdiği halde, ona-buna sövmüş, iftira etmiş, şunun-bunun (haksız yere) malını yemiş, kanınım dökmüş , onu-bunu dövmüş olarak gelen kimsedir. Bu kişinin iyiliklerinin sevabından hak sahiplerine verilir.
Müsned Ahmed bin Hanbel, dört fıkıh mezheplerinden Hanbeli ekolu kurucusu, Sünni âlim Ahmed bin Hanbel'in toparladığı Hadis eseri. Ahmed b. Hanbel'in 200-228 (815-843) yıllarında 700.000 hadis arasından seçerek meydana getirdiği eser 904 kadar sahâbînin rivayetlerini ihtiva etmektedir.
Bir hadisi belli esaslara uyarak öğrenmeye “tahammül”, onu ezberden veya bir kitaptan usulüne uygun olarak rivayet etmeye “edâ” denir.
Sözlükte “bir yükü sırtına alıp taşımak; bir kimsenin güç durumlar karşısında dayanabilmesi” anlamlarındaki tahammül kelimesi hadis terimi olarak “râvinin bir hocadan dinlemek, yazmak vb. yollarla emanet aldığı hadisleri herhangi bir değişiklik yapmadan (tashîf ve tahrîf) talebelerine nakletmesi” demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri