Mütekellimîn yöntemine göre yazılmış olan Fıkıh Usûlü eserlerine şunları örnek gösterebiliriz: a. “er-Risâle”, el-İmam eş-Şâfiî (ö. 204 h./819 m.) “er-Risâle”, Ebû Bekr es-Sayrafî (ö. 330 h./941 m.), Ebû‟l-Velid en-Nisâbûrî (ö. 349 h./960 m.), el-Kaffâl eş-Şâşî el-Kebîr (ö.
Daha çok bir fıkıh mezhebinin fürû hükümlerini temellendirmeye ve bunların ilgili delillerden elde ediliş biçimini açıklamaya yönelik kaleme alınan usul kitaplarının yöntemi “fukaha metodu”, aynı amaçla fakat kelâm ilke ve mezhepleriyle de ilgisi kurularak yazılanlarınki “mütekellimîn metodu” diye adlandırılmıştır.
Bugün bilinen ilk fıkıh usûlü eseri hicri 2. asırda İmam Şafii tarafından kaleme alınmış er-Risale adlı eserdir.
İlgili 44 soru bulundu
Bu mezheplerden Sünnî İslam inanışında yaygın olanları Malikî, Hanefî, Şafiî ve Hanbelî mezhepleridir. Bu nedenle bu dört mezhebe zaman zaman dört büyük fıkıh mezhebi denmiştir.
Söz gelimi Hanefî fıkhına ilişkin Türkçeye tercüme edilen en büyük üç eser el-Mebsût, Fetâvây-ı Hindiyye ve Reddü'l-muhtâr adlı eserlerdir. Söz konusu üç eserin Hanefî mezhebi içinde önemli bir konumunun bulunduğu kuşkusuz olmakla birlikte kanaatimizce her üç eserin seçimi de isabetli değildir.
Er-Risâle, fıkıh usûlü alanında yazılan ilk eser olarak kabul edilir. İmam Şâfiî, bu eserini Mısır'a gittikten sonra kaleme almıştır.
Konulara göre sistematik ilk fıkıh kitaplarının Emevîler döneminde (I. [VII.] yüzyılın sonunda ve II. [VIII.] yüzyılın başında) yazıldığı anlaşılmaktadır.
Ebû Zeyd ed-Debûsî'nin (ö. 430/1039) fıkıh usulüne dair eseri.
Geniş anlamıyla fıkhın ibadetler dışında kalan kısmını, dar anlamıyla daha çok mal varlığına ilişkin hükümleri ifade eden terim.
Her bir davranışla ilgili hükmün dayandığı özel delil anlamındadır. Bir hükme delil olan tek bir âyet ya da hadis, tafsîli delil niteliğindedir.
Bir ilim dalında kaleme alınan özlü eser; bir kitabı kısaltmak, ikmal ve tashih etmek, yeniden düzenlemek suretiyle ortaya konulan eser.
Bu eser Ebû Yusuf, Muhammed ve Şafiî gibi büyük hukukçuların eserleri hariç tutulacak olursa bu alanda yazılan ve günümüze ulaşabilmiş olan ilk eser sayılabilir. Bu dönemde müellifin çağdaşı olan Taberî'nin İhtilâfu'l-Fukaha adlı eseri, önemli hilafiyat eserlerindendir.
Bu bağlamda usul kelimesi kişinin anne, baba ve onların anne ve babası şeklinde yukarıya doğru devam eden ve kendisine kan bağıyla bağlı üst soy hısımlarını, fürû ise aynı şekilde aşağıya doğru devam eden alt soy hısımlarını ifade eder.
“Tafsîlî delillerden elde edilen amelî-şer„î hükümlerin, üzerine bina edildiği şeye Fıkıh Usûlü adı verilmektedir.” hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmeye yarayan kuralların tamamına Fıkıh Usûlü denir.” Şer„î-amelî hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmeye yarayan kuralların tamamına Fıkıh Usûlü denir.
Genel anlamı ile dinin ince ölçüleri ile bilinmesi ve öğrenilmesi için kullanılmaktadır. Fıkıh ilmi, dinin ince ölçüleri demektir. Biraz daha güncelleştirilmişine ilmihâl adı veriliyor. Zikretmeye gerek yoktur ki, fıkhın esas aldığı bilgi kaynağı kitabımız Kur'an ve Peygamber aleyhisselamın hadisleridir.
Müctehid Arapça bir terimdir. İslam dininde, bir konu hakkında var olan delilleri inceleyerek hüküm çıkartan din adamlarına verilen isimdir. Müctehidlerin yaptıkları işe ise dinde ictihâd denmekte.
Ankara Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt:III, Sayı:l, İstanbul 1946, s.126; "Ukubat Ceza ve Azap anlamındadır. Darp ile, hapis ile kat'ı uzuv ile veya katil ve recm ile yapılabilir.
İmam Şafiî'nin er-Risâle ve el-Ümm Adlı Eserlerinde İstihsân Anlayışını konu edinen bu çalışma bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır.
İmam Şâfiî'nin (ö. 204/820) fıkıh usulüne dair eseri.
Çalışmamızın temel kaynağı olan er-Risâle, fıkıh usulünün temelleri üze- rine lügâvî-mantıkî metodla kaleme alınmış ve günümüze ulaşmış en eski te- orik eser olarak kabul edilir.
Hanefilik, Ebû Hanîfe'nin; Malikilik İmam Malik'in; Şafiilik İmam Şafii'nin; Hanbelilik Ahmet b. Hanbel'in; Caferilik Cafer-i Sadık'ın adına nispet edilmektedir. Hanefilik, bu mezhepler arasında en yaygın olanadır.
İsmini asıl adı Nûman bin Sâbit olan kurucusu Ebu Hanife'den (699-767) alır. Başta Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türk devletleri olmak üzere Balkanlar, Tacikistan, Afganistan, Suriye, Ürdün, Bangladeş ve Pakistan'da yaygındır. Dört Sünnî mezhebin nüfus açısından en genişidir.
Türkiye'deki Türk ve diğer etnik gruplardan olan Sünnilerin çoğunluğu Hanefilik mezhebine mensuptur. Türkler arasında Şafii mezhebine mensup olana pek rastlanmamaktadır. Kürtler'in ise büyük bir bölümü Şafii mezhebinden olup, az bir kısmı Hanefi mezhebini takip etmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri