Mühür kazma işine hakkâklik; bu işi yapana da hakkâk, mühür kesen gibi isimler verilirdi. Osmanlı toplumunda hakkâklik itibarlı bir meslek olarak kabul edilirdi. Zira bu mesleği icra edenler hem kabiliyetli, sanatkâr insanlar hem de asla sahtekârlık yapmayan, güvenilir insanlardı.
Mühür TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim Bir kimsenin, bir kuruluşun adının veya unvanının tersine kazılı bulunduğu, metal, lastik vb.nden yapılmış araç, damga, kaşe. Bu araçla basılan ve imza yerine geçen ad.
Resmî mühürlerin başında, mühr-i hümâyûn adı verilen, padişahın, tuğralı, devlet işlerinde kullanılmak üzere hazırlanmış mührü gelmektedir. Her padişah tahta çıktığında; biri kendisinde, diğerleri de sadrazam, has odabaşı ve harem hazinedarında olmak üzere en az dört mühür kazıtırdı.
Mühür (hâtem), genelde yazıların altına basılıp sözü bitirdiği ve son sözün söylendiği belgeleri geçerli hale getirerek bahis konusu olayı sonuçlandırdığı için hatm fiil kökü "bir şeyi sona erdirmek" anlamında da kullanılmış ve özellikle Hz. Peygamber'e "hâtemü'l-enbiyâ" (hâtemü'n-nebiyyîn) denilmiştir.
Madde 2 – Resmi mühür; yapımına 3 üncü maddede belirtilen mercilerce karar verilip, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü'nce imal ve tescil edilen ve resmi mühür beratı ile birlikte kullanılma imkanı olan bir araçtır.
İlgili 22 soru bulundu
Madde 6 – Yapılması kararlaştırılan mühürler Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından imal edilir. Bu Genel Müdürlükçe imal edilmemiş resmi mühürler kullanılmaz. TESLİM ALMA: Madde 8 – İmal edilen resmi mühürler mühür beratı ile birlikte mahalline gönderilir.
Mühür kimde ise Süleyman odur.
[1] Mühürlemek. [2] Onaylamak.
1- Etin iki tarafını yüksek ateşte kızdırılmış tavada kızartarak suyunu içine hapsetme yöntemi. 2- Üzeri kuruyup kabuklaşabilen bazı sos veya yiyeceklerin üzerine çiğ tereyağı dokundurarak kabuk bağlamasını önleme yöntemi.
Mühür ya da kaşe, belge, senet, sertifika ve vesika gibi çeşitli evrakın onaylanması ve bazı durumlarda iletilen bilgilerin güvence altına alınması gibi fonksiyonları üstlenebilen, balmumu ya da kil gibi materyaller üzerine basılarak bırakılan işarete verilen isimdir.
Peykler genellikle padişahın hemen yanında bulunur, resmî haber ulaştırma ve istihbarat gibi görevleri icra ederlerdi.
Mühürler; mühr-i hümâyûn, şahsî mühürler, vakıf mühürleri ve resmî mühürler gibi kullanım amacına ve kullanan şahsa göre tasnif edilir. Yapıldığı malzeme, sanat değeri açısından da mühürler farklılık gösterir. Örneğin, padişahların biri zümrüt, üçü altın olmak üzere dört mührü olurdu.
Nişancı, Divan-ı Hümayun'un bürokratik örgütünün başında yer alan kişi olup, Divan-ı Hümayun toplantılarında görüşülecek işlerin belli bir gündeme bağlanmasından, en önemli görevi sayılan Padişah fermanlarına tuğra çekmeye varıncaya kadar çok sayıda görevi yerine getirmekle ödevli kılınmıştır.
Mühür kelimesinin eş anlamı olan "kaşe" ve "ıstampa" kelimeleriyle örnek cümleler kurmak gerekirse: Mektubu yazdıktan sonra mumu eritip üzerine kaşe bastı. Resmî belgelere kaşe basılması çok önemlidir.
Mühürlemek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: -i Bir yazı, belge vb.nin doğruluğunu veya kabul ve onayını belirtmek amacı ile altına mühür koymak, mühür basmak.
Değerli kardeşimiz, Kalp mühürlenmesi, bir kalbin küfür ve isyanla katılaşmak ve kararmak suretiyle imanı kabul edemez hale gelmesi şeklinde tarif edilir.
Et mühürleme, etin lezzetli suyunun içinde kalması için tavada etin bir süre çevrilerek pişirilmesidir. Bu, yüksek ısıda ve doğru tavada yapılması gereken bir işlemdir ve doğru şekilde yapıldığı sürece etiniz oldukça lezzetli olacaktır.
Üstadın ifadesiyle, “salâh ve hayrı kabule liyakati kalmaz.” İşte sözü edilen âyet-i kerime, Allah Resûlüne (asm.) cephe alan, onunla mücadele eden müşrikler hakkında nâzil olmuş ve o müşriklerin kalplerinde şirkin tam hâkimiyet kurması ve tevhide yer kalmaması, “kalp mühürlenmesi” şeklinde ifade edilmiştir.
Mühür bozma suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. İlgili kanun düzenlemesinde suçun işlenmesi, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührün kaldırılması veya konuluş amacına aykırı hareket edilmesine bağlıdır.
Mühür (hâtem), genelde yazıların altına basılıp sözü bitirdiği ve son sözün söylendiği belgeleri geçerli hale getirerek bahis konusu olayı sonuçlandırdığı için hatm fiil kökü “bir şeyi sona erdirmek” anlamında da kullanılmış ve özellikle Hz. Peygamber'e “hâtemü'l-enbiyâ” (hâtemü'n-nebiyyîn) denilmiştir.
Muzip sözcüğü, TDK'ya göre takılgan anlamına sahiptir. Muzip kelimesinin anlamını öğrenen bireyler, günlük hayatta takılgan anlamında kullanabiliyor.
Eğer kırmızı renkte bir mühür varsa elektriğin kaçak kullanıldığını ya da elektrik borcun ödenmediğine dair bilgi sunar.
Mühür bozma suçunun cezası, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır (TCK md. 203).
Eşya ya da herhangi bir alan için konulan mührün kaldırılması; mührün o yerden alınması, kırılması ya da koparılması anlamını taşımaktadır. Korunan eşya ya da herhangi bir yerin, mühür kırıldıktan sonra farklı amaçlarla kullanılması şartı aranmaz. Mührün kırılması başlı başına bir suçtur.
Madde 155- (1) Tutanak, hakim ve zabıt katibi tarafından derhal imzalanır. (2) Tutanağa imza atamayacak durumda olan kimsenin parmak izi alınır, bunun hangi parmağa ait olduğu belirtilir. Ancak elinde parmak bulunmayanlar, imza yerine mühür veya özel işaret kullanabilirler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri