Muhal ve müstahil sözcükleri aynı kökten (h-v-l) eş anlamlı kelimeler olup ‚sözün bir karşılığı olmaması, bir şeye denk gelmemesi‛ demektir. ‚Mustakîm‛ kelimesi, ‚karşılığı olan bir söz‛ anlamında muhalin zıddıdır.
“Yokluğu zâtının gereği olan” veya “konunun özü itibariyle yokluğunu gerektiren” anlamında kelâm ve mantık terimi.
olamaz, olmaz, olmayacak, olması, gerçekleşmesi olanaksız anlamlarındaki sözcük. cümle içinde kullanımına örnek: gizli düşmanların elinden memleketi kurtarmak muhal bulunuyordu.
FARZIMUHAL KELİMESİNİN ANLAMI
Olmayacak, gerçekleşmeyecek bir şeyi olacakmış, gerçekleşecekmiş gibi düşünerek anlamında kullanılır. Bu kelime genellikle farzı muhal, farzumuhal şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı farzımuhal şeklinde olmalıdır.
Dilimize Arapçadan geçen mümteni kelimesi imtina sözcüğünden türetilmiştir. İmtina, çekinmek, arka planda kalmak ve utanmak anlamına gelir. Mümteni kelimesinin ilk anlamı, kabul etmeyen ve uzak durandır. Bu kelime gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyler için de kullanılır.
İlgili 41 soru bulundu
Sehl-i mümteni kolay görünen, ancak benzeri söylenmeye kalkılınca zor olduğu anlaşılan, özlü söz söyleme sanatı. Bu tür sözler, derin anlamlıdır. Türk halk edebiyatında, Yunus Emre bu sanatı ustalıkla kullanmıştır.
Nazire, bir şiire başka bir şairin aynı konu ve vezin, kafiye veya redifle yazılan şiirlerin genel adıdır.
Farazi kelimesi gerçeği yansıtmayan sadece bir fikirden öteye gitmeyen durumlar için kullanılmaktadır. Yani herhangi bir gerçek duruma dayanmayan ve kanıtı olmayan durumlar söz konusu olduğu zaman farazi kelimesi kullanılır.
Farz-ı kifâye, İslâmî toplumda gerekli olan işlerin kesinlikle yapılması gerektiğini ifade eder. Farz-ı kifâye sayılan fiillerden bazıları şunlardır: Cenazeyi yıkamak, kefenlemek, cenaze namazı kılmak ve gömmek farz-ı kifâyedir.
Müsrif kelimesi anlam olarak, elinde bulunan herhangi bir şeyin kıymetini bilmeden ölçüsüz bir şekilde harcama yapan insanlar olarak açıklanmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre müsrif kelimesi, tutumlu olamama ve ziyan etme anlamında ifade edilmektedir.
Kelime Anlamı: Müphem kelimesi, anlaşılması zor, belirsiz veya açık olmayan bir şeyi ifade eder. Genellikle net olmayan veya anlamı belirsiz olan bir konuyu tanımlamak için kullanılır. Kökeni: "Müphem" kelimesi Arapça kökenlidir.
"Zahir" ismi, Arapça kökenli bir isim olup "parlak", "göz alıcı" ve "açıkça görünen" anlamlarına gelir.
(ﺑﺎﻟﻔﻌﻞ) zf. (Ar. harf-i cer bi-, harf-i târif el- ve fi'l “iş, hareket” ile bi'l-fi'l) Fiilen, gerçekten, nazarî değil iş olarak: “Bilfiil çalışıyor.”
Öncelikle şunu net olarak ifade etmek gerekir: Allah'ın kudreti muhale taalluk etmez. Dolayısıyla muhal olan bir şey için "Allah bunu yaratabilir mi?" sorusu, kudret sıfatının taallukunu bilmemenin neticesidir. Yani cehalettir.
Araplar bu mealde 'devamu'l hâl mine'l muhal' demektedirler. Yani eski hâl muhal. Bundan dolayı eskiler hayat yolunun kıvrımlarla dolu olduğunu söylerler. Bu kıvrımlar daire şeklindedir ve bundan dolayı da tarih tekerrür ve deveran eder.
olmasi imkansiz kilinmis diye cevrilebilir ya da olmamasi emredilmis denilebilir.. osmanlı fermanlarından popülerite kazanmış günümüzde kullanılmayan söz öbeğidir. karşılığında, emir demiri deler, deyimi ile kabadayı ağalarınca karşılandığı bilinir.
Farz-ı ayn kişinin yükümlü olduğu Allah'ın emirleridir. Bu emirler şartlar yerine geldiği zaman bütün Müslümanlar tarafından uygulanması gerekir. Farz-ı Kifaye ise Müslümanlardan bir kısmının kifaye olan emirleri yerine getirmesiyle diğer Müslümanların sorumluluktan kurtulduğu emirlerdir.
Huzur vesilemiz Kuran-ı Kerim.” “İşte bu hafızlarımız Kuran'ın muhafızlığını üstlenmiş, Bahtiyar kimselerdir. Onlar bizim adımıza da bu görevi üstlenmiş olan kimselerdir. Çünkü Kuran'ı ezberlemek Farz-ı kifayedir.
Dini olarak da yapılması kesinlikle emredilen amellere (işlere) deniyor. İman, İslam, namaz, abdest ana başlıklarında toplam 32 adet farz bulunduğu için literatürde ve halk arasında 32 farz olarak geçiyor.
(Fr. hypotétique) Kabullere, varsayımlara dayanan, farazî: Galileo'nun bıraktığı yerden tartışmaya katılan Isaac Newton ise, konuyu bambaşka bir boyuta taşıdı ve ilk kez tümden gelimi hipotetik bir bağlamda anlamlandırma yoluna gitti (Bilim ve Teknik).
Kelime Anlamı: Fasıl kelimesi, bir hikaye, şarkı veya performansın bölümlerinden her birini ifade eder. Özellikle müzikte birkaç parçanın ardışık olarak çalındığı veya söylendiği bölümleri tanımlamak için kullanılır. Kökeni: "Fasıl" kelimesi Arapça kökenlidir.
Ayyuka en yüksek demektir. Bir diğer anlamı ise herkes tarafından bilinen ve görülen anlamındadır. TDK verilerine göre ayyuka kelimesi çok yüksek ve hızlı yayılan şeklinde ifade ediliyor.
latife etmek, şaka yapmak.
2 Tahmis: Başka bir şahsın gazelinin, her beytinin üst tarafına üçer mısra eklemek suretiyle meydana getirilen şekildir. En başa eklenen üç mısra, matla ile aynı kafiyede olur. Diğer beyitlere eklenen üçer mısra ise o beyitlerin (ikinci değil) birinci mısraları ile kafiyelenir.
Anlamı: "Mütemadi," devamlı, sürekli, aralıksız veya düzenli bir şekilde gerçekleşen bir şeyi ifade eder. Bu kelime, belli bir düzen içinde tekrar eden olaylar veya davranışlar için kullanılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri