Muamelat (Arapça معاملات, kelimenin tam anlamıyla "işlemler" veya "alışverişler"), İslam hukuku veya fıkhın bir parçasıdır. Kaynaklar, muamalat'ın İslami "ticari işlemleri yöneten hükümleri" ve Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye) kapsadığı konusunda hemfikirdir.
Muamelat, alanına ve konusuna bakılmaksızın her tür hukuki işlemi inceler ve düzenler. Ukubat ise yine alan ve konu ayrımı yapılmaksızın cezalarla ve (aslında daha geniş olarak ve daha doğru bir karşılıkla) yaptırımlarla ilgilenir.
Toplu olarak baktığınızda; muamelat, ibadetler dışında şeriat düzeninin iş ve pratiğe yönelik hukuki, idari, mali, evlenme, boşanma, miras gibi tüm münasebetleri düzenleyen bölümü…
İslam dininde fiili ibadetlere göre verilen hükümlerin yanı sıra insanların birbiri arasında veya toplumların birbiri arasında olan hukuki, idari ve mali gibi beşeri konuları düzenleyen terim olarak adlandırılıyor.
Bu ayetler, müminlerin arasındaki ilişkilerde adaleti ve doğruluğu korumaları gerektiğini, emanetleri ehline vermenin önemini, borç vermenin ve yardımlaşmanın gerekliliğini ve insanların mallarının Allah'a karşı bir borç olduğunu hatırlatmaktadır.
İlgili 40 soru bulundu
Muamelat kelimesinin sözlük anlamı işler ve eylemlerdir. Örnek Cümleler: 1- Bu iş yerinde çalışanlar bu muamelatı hiç mi hiç hak etmediler. 2- Bana gösterdikleri muamelattan ziyadesiyle memnun ve müteşekkirim.
Ameli hükümler (fer'i hükümler), dinen yükümlü kişilerin ibadet (ibadat) ve hukuki ilişkilerini (muamelat) düzenleyen hükümlerdir.
Kur'an 'Allah, tevhid, uluhiyet, insan, aile, toplum yapısı, ahlak, hukuk, Allah ile insan, Allah ile alem, insan ile insan, insan ile alem münasebetleri ve peygamber kıssaları' konularını detaylarıyla açıklamaktadır.
Ankara Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt:III, Sayı:l, İstanbul 1946, s.126; "Ukubat Ceza ve Azap anlamındadır. Darp ile, hapis ile kat'ı uzuv ile veya katil ve recm ile yapılabilir.
Buna göre ibâdât, sırf Allah'ın rızasını veya bunun semeresi olan uhrevî karşılığı elde etmek maksadıyla yapılan veya yapılması gereken fiilleri düzenleyen alan olarak tanımlanabilir.
Türk Dil Kurumuna göre muamelat kelimesinin anlamı davranışlar ve işlemlerdir. Örneğin muamelat müdürü kelime öbeği sözcüğün kullanım yeridir. Bu kelime öbeğinde muamelat müdürü derken davranış müdürü denmektedir.
Fetva: Bir olayın hükmünü açıklayan veya hükmünü koyan, güçlükleri çözen kuv- vetli cevaptır. Hayatın akışı içerisinde Müslümanların karşısına çıkan problemlere ilişkin, sahasında uzman olan İslam fıkıh âlimlerince gösterilen çözüm yoludur.
Edâ ehliyeti bulunmayan veya eksik olanları himaye ve mallarını idareye ilişkin yetki ve sorumluluk anlamında fıkıh terimi. İnsanın söz ve davranışlarının sebep ve sonuçlarını idrak edebilme ve bu idrake uygun biçimde iradesini kullanabilme gücü anlamında fıkıh terimi.
b) Muâmelât: Ibadetin dışında kalan hukuki tasarruflar, akitler, suç, ceza ve benzeri hükümlerdir. Bunlar; ferdin fertle, ferdin toplumla veya toplumların birbiriyle olan ilişkilerini düzenleyen kaidelerdir.
”.12 Öğretide Bilmen, ukubet kelimesinin anlamı için şu açıklamayı yapmaktadır: “Ukubet : Ceza ve azap anlamındadır.
Fıkıh ilmi; münakehât, ibadetler, muamelat (alış-veriş, faiz, kira, miras v.b.) ve ukubat (cezalar) olmak üzere dört bölüme ayrılır. Fıkhın ibadaat bölümü, kısaca öğrenmek, her müslüman için farzdır. Münekehat başlığı altında incelenen konular nikahla ilgili konulardır.
Hayatı güzelleştirmeyi hedefleyen ve insanı mükemmeli aramaya teşvik eden -zarûriyyât ve hâciyat düzeyine çıkmamış- düzenlemeleri ve bunların sağladığı faydaları ifade eden fıkıh usulü terimi. Genelde dinin, özelde ibadetler ve hukuk alanındaki dinî hükümlerin gayeleri anlamında bir tabir.
Herhangi bir mümine yardımcı olmak üzere Allah tarafından yaratılan olağan üstü durumlar anlamında terim.
1. Zina cezası (hadd-i zina): Evli erkek ve kadın için recm (taşlayarak öldürme), bekâr erkek ve kadın için yüz sopa (celde) vurmaktır: "Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun.
Böyle düşünürsek Kuran'ın ilk ayeti, Fatiha suresinin ilk ayeti olan Elhamdülilláhi rabbil álemin (bütün övgüler álemlerin Rabbi olan Allah'adır) ayetidir.
Kur'an, Peygamber'in 632'deki ölümünden kısa bir süre sonra, Ebû Bekir'in hâlifeliği döneminde (632–634), bazı kısımlarını yazan veya ezberleyen sahabeler tarafından derlendi.
İslam'ın erken tarihinin önemli bir bölümünü oluşturur. İslam inanışında Kuran'ın vahyi 610 yılında melek Cebrail'in (Allah tarafından gönderildiğine inanılır) Mekke yakınlarındaki Hira mağarasında Muhammed'e görünüp ona Alak Suresi'nden ilk ayetleri okumasıyla başlar ve Muhammed'in 632'deki ölümüne kadar devam eder.
Muâmelât, fıkhın ibadetler dışında kalan kısmını, yani hukukun tamamını ifade eder. Buna, “kişinin diğer fertlerle ve cemiyetle münâsebetlerini tanzim eden fıkıh kâideleri” de diyebiliriz.
Her bir davranışla ilgili hükmün dayandığı özel delil anlamındadır. Bir hükme delil olan tek bir âyet ya da hadis, tafsîli delil niteliğindedir.
Nikah ve aile ile ilgili tüm konuları kapsayan fıkıh dalına münakehat denir. Örneğin hangi durumlarda boşanmanın caiz olduğunu öğrenmek için fıkhın bu bölümüne müracaat edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri