Kırmızı soğan: Mor soğan olarak da bilinen kırmızı soğan, yemeklerin içerisine girdiğinde, piştikçe lezzetini kaybetmesi nedeniyle özellikle çiğ tüketilmesi önerilir. Yemekler ya da salatalar haricinde, az balzamik sirkeyle birlikte fırınlandığında ya da ızgara edildiğinde de daha çok lezzeti ortaya çıkar.
Öncelikle bir orta boy mor soğanı 4'e bölmek suretiyle hazır hale getirin. Daha sonra önceden kaynatılmış olan 2 klorsuz su bardağı içerisine soğanları atın. Daha sonra ocakta 5 dakika boyunca bekledikten sonra gün içerisinde rahatlıkla tüketilebilir.
Salata ve yemeklerin içinde sık sık kullanılan soğanın, kırmızı, beyaz, mor, siyah gibi çeşitleri mevcuttur. Fransız mutfağından dünyanın birçok yerine yayılan soğan çorbası, özellikle kış aylarında vücut direncini arttırmak için tüketilir.
Sarı soğanın en büyük avantajı ucuz ve her mevsim bulunabiliyor olmasıdır. Ayrıca sarı soğanlar hemen hemen her yemekte kullanılabilir. Salatalarda, soslarda ve çorbalarda sarı soğanla harikalar yaratabilirsiniz. Kırmızı soğanın en önemli avantajı, sert ve lezzetli olmasıdır.
Mor soğan ise daha acı ve ekşi bir soğan çeşidi olduğu için kebaplarda yahut salatalarda daha çok tercih edilmektedir.
İlgili 17 soru bulundu
Kalp çarpıntılarını gideren mor soğan şeker hastalığına karşı da bolca tüketilmesi gereken besinlerden. Kesik ve yanıklarınıza doğal bir çözüm olabilecek besinlerden biri de mor soğandır. Mor soğan, yaraların mikrop kapıp iltihap oluşmasını önler. Safra kesesi salgısını arttırarak taş oluşumlarının da önüne geçer.
Soğan olarak beyaz ve sarı soğanı tercih ediyoruz, tek tip soğan da kullanabilirsiniz ya da elinizdeki soğanları karıştırabilirsiniz. Biraz kırmızı soğan ekleyebilirsiniz ama bu çorba çok kırmızı soğanlık değil.
Peki, bu sizin için gerçekten sağlıklı bir seçim mi? 2017 yılında yapılan ve Food Research International'da yayımlanan bir araştırmaya göre insanlardaki kanser hücrelerini yok etmede bir soğan tipi diğerlerinden çok daha etkili: Kırmızı soğan.
Yemeklerde pişmiş olarak arpacık, beyaz ve kuru soğan tercih edilirken taze yeşil, kırmızı ve mor soğan ise salata veya yemeklerin üstünde çiğ olarak kullanılır.
Hatta mor soğanların daha acı, beyaz soğanların daha tatlı olduğu düşünülür. Ancak bu doğru değildir. Soğanların göz yakıp yakmaması içerdikleri sülfür miktarına bağlıdır. Yani aslında gözümüzü yakan soğanın acısı içindeki sülfürdür.
Vücuttaki kesikler ve yanık yaralarının üzerine mor soğan suyu sürmek, mikropları öldürmesi açısından önemli ve etkilidir. Şeker hastalığına karşı mor soğan yemek oldukça önemli ve etkilidir. Mor soğan safra kesesi salgısını arttıran özelliğe sahiptir ki bu da safra kesesinde taş oluşumunu büyük oranda önler.
Mor soğan süt karışımı tansiyon düşürücü özelliğe sahiptir. Mide kanaması ve karın sancılarına karşı mor soğan süt karışımı çok etkili bir yöntemdir. Mor soğanı ince ince doğrayın ve sütün içinde kaynatın. Bu sütü için ve dibinde kalan soğanları da yiyin.
Kırmızı soğan, vücuttaki sağlıklı hücrelere zarar veren serbest radikalleri ortadan kaldıran antioksidan maddeleri sarı soğana göre daha fazla içerir. Bu antioksidan maddelerden bir tanesi olan 'kuersetin' kansere karşı güçlü bir koruyucudur.
Kapıdağ Yarımadası'nda üretilen soğanların hepsi mor renktedir. Renginin diğer kırmızı soğan çeşitlerine kıyasla çok daha koyu olması nedeniyle Kapıdağ Mor Soğanı olarak uzun yıllardır bilinmektedir.
Kırmızı ve beyaz soğan arasındaki fark. Yemeklerinin yanında tüketilen mor soğanın faydası saymakla bitmiyor. Ancak bu sebzenin öyle bir faydası var var ki hayretler içinde bırakıyor… Mor Soğan suyu kalbi güçlendirmektedir, taşıdığı esterler kanın pıhtılaşmasını önler.
Adı genelde mor soğan olarak bilinen kırmızı soğanı yemeklerde pişirip tüketmek yerine çiğ tüketmeniz daha doğru olur. Çünkü kırmızı soğan pişirdikten sonra lezzetini kaybediyor. Daha çok salatalar da çiğ olarak tüketmeniz gereken bu soğan çeşidini ayrıca Balsamik sirkeyle birazcık fırınlayıp da tüketebilirsiniz.
Kırmızı soğan
Soğan salatasına en çok yakışan soğan o. Karamelize soğan yapma niyetindeyseniz de kırmızı soğanlar şahane seçeneklerden. Yemekler ya da salatalar haricinde, az balsamik sirkeyle birlikte fırınlandığında ya da ızgara edildiğinde daha çok lezzeti ortaya çıkıyor.
Kırmızı soğan
Sarı sğana göre daha fazla antioksidan vardır. Antioksidan ise vücuttaki sağlıklı hücrelere zarar veren serbest radikalleri ortadan kaldırır. Kırmızı soğanda bulunan quercetin ve diğer antioksidanlar sayesinde kansere karşı koruyucu kalkandır. Kanser riskine karşı sarı soğana oranla daha koruyucudur.
Beyaz soğan
Sulu, ince katmanlı, acı ve şeker oranı düşüktür. Aslında mutfağımıza geç giriş yapmış ve Türk yemeklerindeki uzun süre pişme durumuna uygun olmayan bir yapısı var. Daha çok sotelerde, tava yemeklerinde kullanılmalı.
Sarı Soğan
Her markette ve pazarda bulunan, her yemeğe, salataya, mezeye düşünmeden kullandığımız soğan.
Uygun bir tavaya zeytinyağını alalım ve soğanları ilave ederek kavuralım. Soğanlarımız yumuşayama başladığında üzerine şekeri ekleyelim ve karamelize edelim. Soğanlarımızın rengi dönünce 2-3 yemek kaşığı kadar su ekleyelim ve tavamızın kapağını kapatarak bir kaç dakika pişmeye bırakalım.
Gaz problemine sebep olan diğer yiyecekler gibi soğan da fruktoz dediğimiz doğal şeker içeren yiyeceklerden biri. Bağırsaktaki bakterilerin bu şekeri kırmaya başlaması gaz oluşumuna sebep oluyor.
Soğan, her an kolaylıkla bulabileceğiniz sebzelerden biri. Aynı zamanda bir antioksidan deposu olması, oldukça sağlıklı sonuçlar almanızı sağlıyor. Pişmiş soğan ise bu noktada öne çıkıyor. Çiğ soğana oranla çok daha faydalı olan pişmiş soğan, adeta doğal bir antibiyotik görevi görüyor.
BUZLU SUYA SİRKE KATIN
İlk yöntem doğradığınız soğanları buzlu soğuk suyun içerisine almak. Bu suyun içerisine 1 tatlı kaşığı sirke ve 1 çay kaşığı da tuz atarsanız tüm acılığını alacaktır. Bu suyun içerisinde 10 dakika kadar bekletip süzdürdükten sonra kullanabilirsiniz.
Yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki olan soğan, çiğ ve pişirilerek tüketilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri