İslam inancına göre, Hazreti Muhammed, Miraç gecesi, Allah'ın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselam'ın rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi. Hazreti Muhammed, yolculuğunda "Burak" adlı binekle seyahat etti.
Recep ayının 27. Gecesinde Peygamber Efendimiz (s.a.s), Cebrail ile birlikte Mekke'den Kudüs'e oradan da 7 kat semaya yükseldiği, döndüğünde ise ümmetine 5 vakit farz namazı müjdelediği mucize gecedir.
Miraç'ın gerçekleşmesinin ardından Müslümanlar namazlarını 5 vakit olarak kılmaya başlamışlardır. Bu mübarek gecede namaz dışında Bakara Suresi'nde bulunan son 2 ayet indirilmiş ve Müslümanlara cennet müjdelenmiştir. Cennet müjdesinde ise Allah'a şirk koşmamak şartıyla olduğu bildirilmiştir.
Peygamber (s.a.v) Burak isimli bir binekle önce Beytü'l Makdis'e vardı ve oradan göğe çıkarıldı. Her bir kademede peygamberlerden biriyle görüştü ve melekleri gördü. Ardından cennet ve cehennem gösterildi, Sidre-i Müntehâ'ya geçti, ve Allah'ın melekût âleminden bir çok şeyler gördü.
Peygamberimiz (asm) miracta Cenab-ı Hakk'ı bizzat baş gözü ile görmüştür.
İlgili 44 soru bulundu
Efendimiz (asm) mi'racda Cenab-ı Hakk'ı baş gözü ile mi yoksa ruh gözü ile mi gördü? Değerli kardeşimiz, Peygamberimiz (asm) mi'racta Cenab-ı Hakk'ı bizzat baş gözü ile görmüştür. Mü'minlere en büyük müjde: cemâl-i ilâhiyi seyretme bahtiyarlığına kavuşacaklar.
Allah'ı kim yarattı?” diye sordular. Bu soru üzerine Cebrail cevap olarak, Allah'tan İHLÂS SURESİ'ni getirdi. Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Bu ve benzeri sorular Allah hakkındaki bilgi ve inanç yetersizliğinden kaynaklanıyor.
Semaların her birinde sırasıyla Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülma'mûr'un bulunduğu yedinci semada Hz. İbrâhim'le buluştu. Sidretü'l-müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah'ın huzuruna çıktı.
Yusuf, dördüncü katta Hz. İdris, beşinci katta Hz. Hârun, altıncı katta Hz. Mûsa ve yedinci katta da Hz.
Muhammed (asm) denizi görmemiş ve gemiye binmemiştir.”
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır.
Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir. Diğeri de Cenab-ı Hakkın biz kullarından istediklerini, emir ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir. İbadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi...
Recep ayının 27. gecesine Miraç gecesi denir. Mirâç, rahmet ve hikmet dolu bu gecede, Peygamberimizin Mescid-i Aksâ'dan göklere yükselip Yüce Allah'tan vahiy almasıdır. Miracın hediyesi, Allah'a ortak koşmayan kimselerin günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri müjdesidir.
Miraç ya da Mirac İslamiyet'te peygamberimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) göğe yükselmesi vakasıdır. Arapçada kelime olarak yükseğe çıkma anlamına gelir ve merdiven anlamına gelen uruc kökünden gelmektedir. Mirac olayı hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir.
Semanın katları sırasıyla Venüs, Merkür, Güneş, Merih, Jüpiter, Satürn, Satürn sonrası şeklindedir.
Burak (Arapça: براق), İslam inancına göre, Muhammed'in Miraç'ta kullandığı binektir. Burak, anlam olarak Allah'a yaklaşan ve yaklaştıran demektir. Burak, Arapça yıldırım, şimşek, parıldamak, ışıldamak anlamlarına gelen Berk kelimesinden türetilmiştir.
Birinci kat semada "hayat" sıfatı hâkimdir. Hz. Âdem (a.s) bulunduğu makamdır. İkinci kat semada "kudret" sıfatı hâkimdir.
Ömer'den gelen rivayette: Allah yedinci kat semanın üzerine su yarattı.
Peygamber Efendimizin miraç duası
Rasul-i Ekrem s.a.v. Miraç ile hiçbir beşerin ulaşamayacağı bir makama yükseltildiğinde Yüce Rabbini şu ifadelerle övdü: “Ettehiyyâtü lillâhi ve's-selâvâtü ve't-tayyibât: En güzel övgüler, selamlar, ibadet ve taatler Allah'a mahsustur. O'na layıktır.”
Adem, İdris, Nuh, Hud, Salih, İbrahim, Lut, İsmail, İshak, Yakub, Yusuf, Eyüp, Şuayb, Musa, Harun, Zul-Kifl, Davud, Süleyman, İlyas, Elyesa, Yunus, Zekeriya, Yahya, İsa ve Muhammed. İslam peygamberlerinin büyük bir kısmı Yahudilik ve Hristiyanlıkta peygamber kabul edilmez, sadece din büyüğü olarak anılırlar.
Hadislerde de kalem hakkında çeşitli bilgiler verilmiştir. Resûl-i Ekrem kalem hakkında şunları söylemiştir: Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir.
Allahü teâlânın kıdem sıfatı da vardır. Yani evveli yoktur, yaratık, yani mahlûk değildir. Allah'ın yarattığı her şey mahlûk olur. (Allah, evveli olmayan, yani kıdem sıfatlı bir varlık, yani bir ilah yaratabilir mi?) demek tenakuz [çelişki] olur. Yaratılan şey yaratıktır, mahlûktur.
En yüce varlık olarak inanılan, bütün kemâl sıfatları şahsında bulunduran ve her türlü noksan sıfatlardan uzak olan gerçek Ma'bud. Varlığı zorunlu olan tek yaratıcıya ait yüce bir isim. Bu isimle çağrılan bir başka varlık olmamıştır, olmayacaktır da.
"Ey Cabir! Her şeyden önce Allah'ın ilk yarattığı şey senin peygamberinin nurudur. O nur, Allah'ın kudretiyle onun dilediği yerlerde dolaşıp duruyordu. O vakit daha hiçbir şey yoktu.
konudaki sözleri şu mahiyettedir: Allah'ın ilk yarattığı ruh-ı müdebbirdir, bu da Hz. Peygamber (a.s.) bütün varlıkların hakikati, aslı, esası olarak ilk yaratılan ruhtur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri