Bunun da üzerine ot, çam, ardıç veya herhangi ağaç dalları yerleştirilir. Böylelikle cenazenin toprak altında sıkışması engellenmiş olur. Daha sonra mezar toprakla doldurulur, yerinin belli olması için üzeri tümsek yapılır.
Göz çukurlanna, burun deliklerine, kulaklarına kâfuru, çörek otu konur. Bunun sebebi de mezarda haşaratı uzaklaştırmak içindir. Kefen örtüldükten sonra, beline de kefenden bir parça yırtılarak kuşak yapılır, bağlanır.
Kabre yerleştirilen cenazenin kefen bağları çözülür; üzerine tahta, kerpiç, kuru ot, kamış vb. örtülerek atılacak toprağın doğrudan cenazeyle teması önlenir.
Mezarların üzerine bulgur, buğday dökülmesi, doğadaki hayvanların aç kalmayıp yemeleri içindir. Mezarlara su dökülür ve çam dikilir. Özellikle mezara yiyecek bırakılması uygulaması, ölen kişiye sevabının gitmesi içindir (KK: 1, 2, 3, 4, 5).
Cenaze gömüldükten sonra herkes gider; sadece hoca kalır. Hocanın kalmasının sebebi sorgu melekleri gelince cevabı doğru versin diyedir. Hoca ölenin annesinin adını söyleyerek talkında bulunur.
İlgili 24 soru bulundu
Ceset yumuşaksa onun ardından ölümlerin devam edeceğine, • Ceset ağırsa ölenin çok günahının olduğuna, hafifse az günahı olduğuna, • Cesedin rengi siyahsa günahının çok olduğuna inanılmaktadır.
Ölünün 3.günü bütün çevrelerde helva kavrulmakta, dualarla kavrulan bu helva, dağıtılmaktadır. Böylece, helvayı yiyen kişilerin de ölünün ruhuna “fatiha” okuması beklenmektedir. Ölünün 7.günü büyük bir yemek verilmektedir. Her kesimde, bu günde yenilen yemek daha zengin, gelenler daha kalabalık olmaktadır.
İzmir'de ise mezara testi ile su33, Ordu'nun Ünye ilçesinde yemek bırakma geleneği vardır34. Mezarlıkta defin sırasında orada bulunan fakir kişilere, çocuklara yiyecek veya şeker dağıtma; mezarın üstüne buğday ya da şeker serpme ölülerin ruhlarına dağıtılan birer saçıdır.
Ölenin üç gün ruhu geldiğine inanıldığı için, ölenin ruhu aydınlık olsun diye ateş yakılır.
Bu çiçeğin veya bazı bitkilerin mezarlığa dikilmesinin kabir azabını hafifleteceği rivayet edilir. Dikilen ağaç veya çiçeğin zikirlerinin ve bundan yararlanan varlıkların yaptığı iyiliklerin, mezarın altındaki kişinin defterlerine yazıldığına inanılır.
Mezar üzerine su dökmek dinen ise Hazreti Peygamberin yapmış olduğu bir sünnet olduğundan manevi olarak fayda vereceği düşünüldüğü için yapılmaktadır. Mezarların üstüne su dökmenin sünnet olduğunu ifade eden Hatipoğlu, "Yapılan şey yanlış değildir.
her yörede ya da genel islam inancında bulunmayan, ölenin üzerine dizilen tahta sayısı. kimi yerlerde tahta da kullanılmaz. bir görüşe göre: kefen dokuz metreden biçilir. dokuz tahta (tahta metre ile) ölçülmesinden dolayı söylenmiştir.
Ölünün âdeta yeni doğmuş bir çocuk gibi yıkanması, bir yönüyle bu yeniden doğuş olayını sembolize etmekte, bir yönüyle de bu fâni yolculuğun yani dünya hayatının kendisi üzerinde bıraktığı kir, toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir.
Ölü bulunduğu odaya kedi girmemesine dikkat edilir. Kedi ölünün üzerinden atlarsa evden başka cenazelerin çıkacağına inanılır. Ölünün ağzına, burnuna ve kulaklarına pamuk, kefenine çörekotu konulur. Tabutun üzeri ayetler yazılı kumaşla örtülür.
Ölüye ait eşyalar 1 hafta-10 gün içinde yıkanarak fakir fukaraya dağıtılır. Bazı giyecekler ise hatıra olması amacıyla saklanır. Ayrıca ölen kişinin ruhunun evini kontrole geldiğine inanılarak, ölü evinde 7 gün lamba/ışık yakılır.
Kefenin içine de güzel koksun diye gül suyu döküyoruz. Daha sonra kâfur denilen bir bitki serpiyoruz. Kâfur dökmek, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in zamanından kalma bir sünnettir. Son olarak da böcek gelmesin diye kefenin içine çörek otu koyuyoruz” diye konuştu.
"İKİ SEBEPTEN DOLAYI SU DÖKÜLÜR"
Açıklamasının devamında iki sebepten dolayı mezarlara su döküldüğünü ifade eden Hatipoğlu, "Birincisi mezar yeniyse kumu, toprağı ortaya savrulmasın diye su dökülür. Bu şekilde katı bir toprağa dönüşmesi sağlanır. İkincisi ise su döküldüğünde orada yeşillikler çıkar.
Mezar Taşlarına Bakarak Yön Bulma: Müslüman mezarlarında baş taraf batıyı, ayaklar doğuyu, yüz ise güneyi gösterir. Hristiyan mezarlarının baş tarafı güneyi gösterir.
mezara naaşın gömülmesinin akabinde zamanla tahtaların çürümesinden mütevellit toprağın hazneye (sapma da denir) dolması ile mezarın üstündeki toprağın çökmesi olayı. bazı mezarlarda neden çökme olmuyor diye soranlar için de mezara tahta yerine mermer ya da briket konulmasından dolayı diyebiliriz.
ibrani kültüründe ölenin ziyaret edildiği anlamını taşır. mümkün olduğu takdirde ölenin yaşadığı yahut beraber zaman geçirilen yerlerden alınarak mezarına bırakılır. taş bırakmak unutulmadığı anlamına gelir. diğer bir yaklaşım ise ölenin ruhunun mezarın etrafında beyhude gezmemesi ve yerine oturabilmesi içindir.
Normal şartlarda bir kabre, yalnız bir cenaze defnedilir. Zaruret hâlinde bir kabre birden çok cenaze konulabilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) Uhud şehitleri için böyle bir uygulama yapmıştır.
1.1.
Mezarların “şakk” ve “lahd” olarak iki şekilde kazıldığı bilinmektedir. Buna göre ilkinde toprak tıpkı bir bebek beşiği gibi ortası boşluk olacak şekilde derince kazılır ve ölü direkt olarak kazılan çukurun ortasına bırakılıp üzeri toprakla örtülür.
Gurbette ölenin ruhu evine gider. Ruh, evine her zaman gelir; ruh genellikle Cuma akşamları ve bayram akşamları gelir. O günlerde dua okunur ki, ruh ağlaya ağlaya gitmesin; güle güle gitsin.
Peygamber: "Ailesinin (veya dirilerin) ağlaması/ağıt yakması sebebiyle ölüye azap edilir." buyurmuş, Hz. Ömer'in vefatından sonra İbn Abbas tarafından bu hadis Hz. Âişe'ye sorulunca "Allah, Ömer'e rahmet eylesin; vallahi Resûlullah (s.a.s) 'Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle mümine azap eder demedi.
Tabi ki bir insan sevdiği birinin ölmesinin ardından üzülür ama sevmede ölçülü olunması gerektiği gibi üzüntü konusunda da ölçülü olmak gerekir. Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ölen bir insanın ardından 3 günden fazla yas tutulmayacağını belirtmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri