Türemiş bağlaçlar, isim ya da fiil soylu kelimelerden türetilmişlerdir: anlaşılan, gerçekten, kısacası, mesela, örneğin, üstelik gibi.
- Aynı fikrin farklı bir şekilde de söylenebileceğini belirtmek için “yani” ya da “bir başka deyişle” bağlaçları kullanılır. Page 4 Erkan ÖZDEN Cilt : 9 • Sayı :3 • Aralık 2019 594 - Bir önceki tümcede anlatılan şeyi örneklendirmek için “örneğin” veya “mesela” gibi bağlaçlar kullanılır.
Eğer cümlede ile kelimesi yerine "ve" getirilebiliyorsa, ile o cümlede bağlaç olarak kullanılmış demektir. Fakat ile kelimesi yerine "ve" getirilemiyorsa, ile kelimesi edat olarak kullanılmış olur.
Bağlaç olan ki ayrı yazılır: bilmem ki, demek ki, kaldı ki vb. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Birkaç örnekte ki bağlacı kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.
“İle” yerine “ve” getirilebiliyorsa; “ile” bağlaçtır. (Birincisinde “ve” gelebildiği için bağlaç; ikincisinde “ve” kullanılamadığı için edattır.) “Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur.
İlgili 26 soru bulundu
Edatlar cümleden atıldığında cümle anlamsızlaşıyor ancak bağlaçlar cümleden çıkartıldığında cümlede en fazla daralsa da cümle anlamsızlaşmaz. Bir örnekle ifade etmemiz gerekirse, "Onun gibisi çıkmadı" cümlesinde 'gibisi' kelimesini çıkardığımda anlamda bir bozulma meydana geliyor. Dolayısıyla bu kelime bir edattır.
Yalnız ya da ancak kelimeleri kullanıldığı zaman bu bir bağlaç anlamına gelir. Ancak bunlar yerine sadece kelimesi kullanıldığı vakit ise edat olarak öne çıkar. Yani bu doğrultuda bir kelimesi edat olarak ifade edilir. Genelde cümleleri birbirine bağlayan sözcükler bağlaç olarak ifade edilir.
Cümle başı bağlaçları (fakat, lakin, ama, ancak, yalnız, yeter ki, sanki, hatta, çünkü, keşke vb.) (Bağlaçların dilimizde sayıca en zengin olanları cümle başı bağlaçlarıdır; açıklama, sonuç, üsteleme, sebep, zıtlık vs. anlamlarıyla cümleleri birbirine bağlarlar.)
Gel gelelim, ne bileyim, zorla değil ya gibi bazı kısa cümleler de kalıplaşarak bağlaç niteliği kazanabilir. Öbekleşmiş bağlaçlardan yinelemeli bağlaçlar da çok yaygın olarak kullanılır.
4. yalnız kelimesi geçtiği cümlelerde sıfat, zarf ve bağlaç olarak görev yapar. Ancak bu kelime edat olarak kullanılamaz.
Cümle içerisinde bulunan ile sözcüğünün edat mı yoksa bağlaç mı olduğunu anlamak için ise cümleden ile sözcüğünü çıkararak yerine ve getirmek gerekmektedir. Eğer ve sözcüğü geldiğinde anlam bozulmuyorsa ile sözcüğünün bağlaç olduğunu söylemek mümkündür.
ile, ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir. ile, ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna uyar: bulut-la (bulut ile), çiçek-le (çiçek ile), kuş-la (kuş ile) vb.
Tek başına kullanıldığında bir anlamı olmayan ve sözcükler arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan kelimelere edat denir. Bağlaçlar ise hem kelimeleri hem de birleşik cümleleri birbirine bağlar. En çok kullanılan bağlaçlar şu şekilde sıralanabilir: 1- Ve 2- İle 3- Kadar 4- Ancak 5- Ama.
Bağlaçlar; kendi başlarına hiçbir şey ifade etmeyen, ancak cümle içindeki şekil ve anlam bakımından ilişkili cümleleri, aynı görevde kullanılan kelime ve kelime gruplarını birbirine bağlayan ve ilişkili oldukları kelimeler arasında anlam ilişkileri kurabilen kelimelerdir.
meğer, meğerki, ne var ki, aksine, yoksa, gelgelelim, çünkü, zira, madem, mademki, üstelik, hatta, dahası, bile, nitekim, yani, örneğin, mesela, söz gelişi, kısacası, özetle, velhasıl sözcükleri bağlaç görevinde kullanılan sözcüklerdir. Bağlaçlar, eş görevli sözcükleri veya cümleleri birbirine bağlar.
Kelimenin doğru yazılışı ADETA şeklindedir. Bu sözcük diğer edatlar gibi ek almadan kullanılır.
Türk Dil Kurumuna Göre İçin Bağlaç mı, Edat mı Nasıl Anlaşılır? Türk Dil kurumuna göre için sözcüğü edat olarak kabul edilmektedir. İçin sözcüğünün kullanıldığı cümleden için çıkarıldığında anlamda daralma ve bozulma oluşmaktadır. Bu nedenle için sözcüğü edat olarak kabul edilmektedir.
Deha kelimesinden türetilmiş olan dahi, dilimize Arapçadan geçmiştir. Deha, üstün zeka manasına gelirken, dahi kelimesi de üstün bir zekaya ve ferasete sahip olan kişi demektir. Dahi kelimesi dilimizde hem bağlaç hem de sıfat olarak kullanılır.
“Yalnız, ancak” kelimeleri yerine “ama” bağlacı getirilebiliyorsa, bu kelimeler bağlaçtır. “Sadece” kelimesi getirilebilirse bu kelimeler edat olur.
Türk Dil Kurumuna göre neyse kelimesi ekseriyetle "Önemi yok, olan oldu" anlamında kullanılan bir sözdür. Neyse kelimesi cümle içinde bağlaç, zarf ve ünlem görevi görmektedir.
En sık kullanılan bağlaçlar ise; ama, fakat, lakin, ancak, ve, ile, çünkü, zira, madem, şayet, yoksa, hatta, gene, yine, meğer, yahut, veya, ya da, gibi bağlaçlardır.
Bu sözcükleri “Cevap Edatları” baĢlığı altında inceler (Hacıeminoğlu, 1992: 290-292). Edat, bağlaç ve ünlemleri ayrı birer sözcük türü olarak ele alan Ediskun evet, hayır, olur, peki, yok sözcüklerini edatlar içinde ele alır (Ediskun, 2005: 291, 294, 298, 300).
İçin, üzere, dolayı, ötürü, nâşi, diye gibi sebep bildirmede kullanılan edatlardır.
Cümlenin anlamı bozulursa de, bağlaç değil ismin hal ekidir. İsmin hal ekleri sırasıyla -i, -e, -de ve -den ekleridir. Bulunma eki adıyla da bilinen -de eki ayrı değil bitişik yazılır.
Gibi kelimesi günümüzde her cümlede kullanılabiliyor. Anlamı bilinen gibi kelimesi, bir edat olarak kullanılıyor. Bağlaç olabilmesi için kelime veya cümle bağlaması gerekiyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri