Hastalığa sebep olan mikrobun viral kökenli olduğu sanılmakla beraber kesin ispatlanmamıştır. Yani bulaşıcı olup olmadığı belirsizdir.
Çoğunlukla 1 buçuk 2 ay aralığında sürdüğü bilinen madalyon hastalığı, genel olarak nedeni net bir olan bir hastalık değildir. Hastalığı geçiren kişiler ılık duşlar ile hastalığı yavaş yavaş geçirebilir.
Madalyon hastalığı (Gül hastalığı)'nın kesin nedeni belirsizdir. Bazı kanıtlar, kızarıklığın viral bir enfeksiyon, özellikle de herpes virüsünün belirli türleri tarafından tetiklenebileceğini göstermektedir. Ancak uçuklara neden olan uçuk virüsü ile ilgili değildir. Pityriasis rosea'nın bulaşıcı olduğuna inanılmıyor.
Hastalık zaten 1.5-2 ayda kendini sınırlayarak geriler. Fakat bu süreçte eğer ihtiyaç duyulursa kaşıntıya ve varsa cilt kuruluğuna yönelik semptomatik tedavi yapılabilir. Cilt kuruluğu kaşıntıya, kaşıntı da yeni lezyonlara sebep olabileceği için madalyon hastalığında, varsa kaşıntının kontrolü önemlidir.
Hastalık 6-8 hafta içinde kendiliğinden düzelir. Ancak tedavi almak bu süreci kısaltıp, kaşıntı gibi semptomlarınızı azaltmaya yardımcı olur. Hastalık deride iz bırakır mı? Bu hastalık iyileştikten sonra deride iz bırakmamaktadır.
İlgili 20 soru bulundu
Normal şartlarda tedavisi kolay olan hastalık tahriş edilirse deri üzerinde yayılabilir ve 'Eritrodermi' denilen çok ciddi bir komplikasyon oluşabilir. Bu yüzden erken ve doğru bir yaklaşım tedavi sürecini kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır.
Medikal terminolojide gül hastalığı şeklinde belirtilen diğer bir dermatolojik problem pitriyazis rosea olarak da bilinen madalyon hastalığıdır. Genellikle gövdede veya sırtta madalyon büyüklüğünde, düzgün kenarlı, zamanla ortası solan kızarıklık ve döküntü şikâyeti ile kendini gösterir.
Gül hastalığı genellikle yüz bölgesinde ortaya çıktığı için estetik olarak da kötü bir görünüme neden olur. Güneşin zararlı etkileri, çevresel kirlilik, stres ve soğuk havalar da bu hastalığın görülme sıklığı ve seyri üzerinde etkili oluyor.
Gül hastalığı bazı durumlarda strese bağlı olarak gelişir. Bunun altında da psikolojik nedenler bulunabilir.
Peki gül hastalığı olanlar ne yememeli? Acı ve baharatlı gıdalar, kahve, çay, tuzlu besinler, ceviz, alkol, domates, incir, çikolata ve narenciye tüketiminde dikkatli olunmalıdır.
Gülseren Budayıcıoğlu'nun kurucusu olduğu Madalyon kliniğinde ise diğer doktorların seans ücretleri 300 TL'den,45 dakika için 650 liradan başlıyor. Ankara'daki şubede ise 320 ile 565 TL arasında değişkenlik gösteriyor...
Madalyon Psikiyatri Merkezi bünyesinde SKG Anlaşması vardır.
Rozasea hastaları sıcak yiyecek- içecekler, çay, kahve, alkol, rafine edilmiş basit karbohidrat içeren yiyeceklerle kakao ve kakaolu ürünlerden de uzak durmalıdır.
Başlarda yüz çevresinde kendini gösteren semptomlar zamanla göğüs ve sırt taraflarına da yayılabilir.
Ardıç Katranlı Sabun, uzun yıllardan beri cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Egzama, sedef, mantar, uyuz ve gül hastalığı gibi cilt hastalıklarına önerilir.
Gül hastalığı olan hastalar öncelikle güneş ışığı, sıcak ortamlar, buhar, hamam ve saunadan uzak durmalıdır . Sıcak yiyecek ve içecek, çok miktarda çay ve kahve tüketimi, çikolata, acı ve baharatlı yiyecekler, yüzdeki damarlarda genişleme yaparak hastalığın alevlenmesine neden olabilir.
Aşırı sıcak veya soğuk, güneş ışınları, genetik etkenler, alkollü veya aşırı kafeinli içecekler, sindirim sistemindeki bozukluklar, iş hayatından veya gündelik hayattan kaynaklanan sinir ve stres birleşiminden dolayı gül hastalığı ortaya çıkabilir.
Gül hastalığı genel olarak erkek ve kadınlarda 30-50 yaş aralığında görülür. Ayrıca açık tenli, mavi gözlü ve sarışın kişilerde daha sık görüldüğü yönünde veriler mevcuttur. Kadınların erkeklere göre bu hastalığı geliştirme olasılığı daha yüksektir.
Gül hastalığının nedenleri
Mikrobik nedenler: Özellikle midede bulunan helikobakter pilori adlı bakteri ve yüzde bulunan demodeks parazitleri hastalığı tetikleyebilmektedir.
En çok kullanılan metronidazol (krem, jel, losyon), azelaik asit (krem, jel) ve sodyum sülfasetamid, sülfasetamid+sülfürdür. Diğer ilaçlar ise tretinoin, benzoil peroksit, eritromisin, klindamisin, tetrasiklin, % 5 permetrin krem, takrolimus ve pimekrolimustur.
Diğer viral enfeksiyonlardaki gibi hastada halsizlik ve yorgunluk bulunabilir.
Bahar mevsimlerinde sık görülen kendi kendini sınırlayarak iyileşen, üzeri ince kepekli, kırmızı döküntülü bir hastalık olan “gül hastalığı” en sık 10-45 yaşları arasında görülmekle birlikte, nadir de olsa yeni doğanlarda ve yaşlılarda da görülebilir.
Pityriasis rosea (Gül hastalığı) her yaşta görülebilen, fakat sıklıkla 10-35 yaşlara arasında rastlanılan döküntülü bir deri hastalığıdır. Döküntü birkaç hafta veya yıl sürebilir. Genellikle hastalık kalıcı bir iz bırakmaz, fakat esmer kişilerde zaman içinde gerileyen kahve renkli lekeler kalabilir.
Bu amaçla roza alanına uygulanacak az miktarda ürünün deride yanma hissi yapıp yapmamasının gözlemi önemlidir. Tester ürünü gerekir ise 3 gün kullanılır sonunda yanma, kaşıntı ve kızarma yapmıyor ise ana ürüne geçilebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri