Kişiye lipödem tanısının konulabilmesi için aşağıdaki durumların mevcut olması gerekmektedir: Vücudun belirli bölgelerinde orantılı olmayan yağ birikimi. Bacak bölgesinde artan ağrı ve morluk. Bacakların üst kısmında (dizlerin yukarısı) orantısız yağ dağılımı ve aşırı yağlanma.
Lipödem tanısı öykü, fizik muayene, klinik bulgular ve dışlanacak durumlar dikkate alınarak konur. Her zaman bilateral simetrik olması, üst ve alt vücut orantısızlığı, basıyla ağrı hissedilmesi, hematomların mevcudiyeti, ayak/el tutulumunun olmaması, gode bırakmaması ve subkutis kalınlığı tanıda önemli ve gereklidir.
Lipödem tanısı için özel bir kan testi ya da röntgen tomografi gibi herhangi bir görüntüleme yöntemi yoktur. Bu hastalık çoğu hekimin neredeyse hiçbir fikri olmadığı bir durumdur. Birçok hasta obezite tanısı ile yanlış tedaviler almaktadır.
Lipödem sıklıkla ergenlik dönemine giren kız çocuklarda başlamakla birlikte, yaşamın herhangi zamanında hormonal değişikliklere bağlı olarak başlayabilir.
Lipödem genetik bir hastalıktır, daima kadınlarda görülür ve genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar. Lipödemin, bir ailenin birden fazla kadın ferdinde görülme riski oldukça yüksektir. Lipödeme hormon bozuklukları ve bazı kronik hastalıklar da sebep olabilir.
İlgili 29 soru bulundu
Lipödem sporla geçer mi? Lipödem tedavisinde spor önemli bir yer alır. Ancak bu hastalar bacak bölgesinde kalınlık ve şişliklerden dolayı spor yapmakta zorlanmaktadırlar. Bu hastalık bir bağ doku hastalığı olduğu için diyet ve egzersizle bacaklarda kalınlaşma ve şişlikler genelde istenilen düzeyde azalmaz.
Yani selülit çok şişman olmayan kişilerde de görülebilir. Lipödem, genişlemiş bacaklar ve kalçalar ile karakterize edilen genellikle simetrik görünen bir hastalıktır. Lipödemde selülitten farklı olarak bacakların, kolların, kalçaların ve gövde ile orantısız olması tipiktir.
Lipödem tedavisini gerçekleştirecek ekipte lenfödem konusunda uzman bir fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru, plastik cerrah, vasküler cerrah, morbid obezlerde bariatrik cerrah, ayrıca lenfödem fizyoterapisti, hemşire, diyetisyen, psikolog gibi sağlık profesyonellerinin yer alması gerekmektedir.
Lipödem diyet listenizde hazır yiyeceklere yer vermemelisiniz. Hazır ve paketli gıdalar ilave şeker, tuz soya, sağlıksız yağlar, glüten ve katkı maddesi içerdiği için lipödem diyet uygulayan kişilere fayda sağlamayacaktır.
Liposuction estetik amaçlı yapılan bir operasyon olduğu için SGK bu işlemi karşılamamaktadır.
“Lipödem ilerleyici bir hastalıktır. İlerlemesi genellikle yavaştır, ancak zamanla tedavi edilmezse hareket kısıtlılığı ve ağrı gibi semptomlarda artış görülebilir. Lipödem hızla 4. Evreye ilerleyebilir ve daha sonra Lenfödem'e (Lipo-lenfödeme) dönüşebilir.”
Bu yüzden lipödemin tedavisine mümkün olan en kısa zamanda başlanması son derece hayatidir. Lipödemde diyet ve sporun tek başına çözüm olmadığını belirten Demirtaş, "Hastalara genellikle şişman oldukları ve kilo vermeleri gerektiği söylenir fakat lipödemin sebep olduğu yağlanmada diyetle belirgin azalma sağlanamaz.
Genellikle kadınları etkileyen bu hastalık kalça ve bacaklarda aşırı yağ dokusu birikmesiyle beraber, hareket kısıtlamaya kadar giden durumlar yaşanmaktadır. Bu nedenle sağlıklı şekilde sosyal yaşantınıza geri dönebilmeniz için iltihaplanmış yağ dokularından kurtulmak adına lipödem ameliyatı gerekmektedir.
Şişme: Lipödem bacaklarda orantısız şişliğe neden olurken, obeziteden kaynaklanan aşırı yağlanma genellikle daha tüm bacakta benzer şekilde gözlenir. Morarma: Lipödemi olan kişilerin bacaklarında sıklıkla ufak bir basınçla morarma olurken obeziteye bağlı yağlanmada böyle bir durum söz konusu değildir.
Öyle ki Lipödem masajlarının yapılması ile birlikte vücuttaki tüm şişkinlik ve ödem oluşumlarının da kolayca ortadan kaldırılması sağlanmaya başlanmış olur. Sadece ödem ve şişkinlikle sınırlı kalmayarak vücutta meydana gelen selülit, varis gibi konularda da Lipödem masajı yapılır.
Lipödem çoğunlukla kalça bölgesini, bacakları ve baldırları içerir. Eller ve ayaklarda lipödem görülmemektedir. Ortalama olarak kadınların %11'ini etkileyen lipödem, yağın kalça ve bacaklarda düzensiz dağılmasından dolayı görüntü bakımından rahat edici olabilmektedir.
Lipödem hastalarına özel olarak manuel lenfatik drenaj adlı bir işlem yapılır. Bu işlem sayesinde kişinin dokularında biriken fazla sıvı lenf damarlarından boşaltılır. Lipödem hastalığının cerrahi yöntemle de tedavi edilmesi mümkündür. Bunun için asıl olarak liposuction ve azaltıcı cerrahi yöntemleri kullanılır.
Tedavinin olmazsa olmazıdır. Akut durumlarda bacak volümünü (hacmini) azaltmak amacıyla çoklu bandaj sistemi uygulanabilir. Bacak volümünün en aza indirilebildiği andan itibaren de Özel Lenfödem Kompresyon Çorapları mutlaka ve ömür boyu kullanılmalıdır.
İki hastalık arasındaki temel farklılıklar şunlardır: Lipödemde bacaklardaki aşırı yağlanma eşittir, bu nedenle hastalık simetriktir. Lenfödem ise çoğunlukla tek bir bacakta gözlenir, bu nedenle asimetriktir. Lipödemde sıvı birikmesi ayak bileğinde biter, lenfödemde ayak da etkilenir.
Lenfödem, ilerlemiş ve tedavi edilmemiş durumlarda ciltte kalınlaşma, kol ya da bacakta sertleşme ileri derecede ve şişmeye (elefantiyazis) neden olabilir.
Genel anestezi altında yapılan lipödem ameliyatı, alınacak yağ miktarı ve eşzamanlı girişimlerin varlığına göre 3 ila 5 saat arasında değişiyor.
Bacak ve kol gibi uzuvlarda bulunan cilt altı yağ dokunun kalınlaşması ile östrojen yüksekliği arasında doğru orantı olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla lipödem erkeklerde görülmez, kadınların hastalığıdır. Lipödem hastalığı 4 evreden oluşmaktadır. İlk evrede bacaklarda düz kalınlaşma vardır.
Aynı zamanda selüliti olan şişman kişi kilo verince selülit görüntüsünü azaltabilir ancak yapısal karakteristiğini düzeltmez. Çünkü selülit bir yağlanma hastalığı değil, bağ dokusu hastalığıdır. Ayrıca doğru beslenen ve spor yapanlarda da selülit gözlenebilir.
Selülitin olası nedenleri arasında hormonal değişiklikler, genetik faktörler, kilo alımı veya kilo kaybı, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı veya sigara kullanımı bulunur. Bunların dışında dar kıyafetlerin ve çok fazla oturmanın da selülite neden olabildiğine yönelik kanıtlar vardır.
Özellikle çocukluk çağında kilo sorunu olan erişkinler ile 30-40 kilo ve üzerinde kilo verenlerde vücudun çeşitli bölgelerinde sarkma ve çatlaklar daha çok görülür. Yapılan bilimsel çalışmalarda hızlı bir şekilde kilo alıp verenlerde selülit şikayetlerinin arttığı bilinmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri