Önce hemen belirtmeliyim ki sadece Erzurumlular değil; Erzincanlılar, Bayburtlular, Vanlılar, Muşlular, Bingöl, Kars ve Ağrılıların da özellikle ovalarında oturanlar çayı kıtlama içerler.
Şeker çok uzaklardan; okyanus kıyılarından önce gemilerle, sonra kervanlarla Erzurum çarşılarına gelene kadar çok pahalılaşmış olacağı için son derece kıt ve kıymetliydi. Kıtlama usulü, aynı zamanda şekeri ekonomik kullanmak demektir. Şeker ne kadar küçük ısırılır ve az şekerle ne kadar çok çay içilirse o kadar iyidir.
Kıtlama Şekeri: Erzurum'da Çay Keyfinin Gözdesi
Şekersiz içenler ve şekerli içenler bir araya gelip çay demlediğinde ortaya sonu gelmeyen sohbetler dökülür. Bu sohbetleri tatlandıran detaylardan biri çay olur. Çaya lezzet veren şeker de mutlaka çay tepsisinde yerini alır.
Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra 'Bu şifalı bir şey imiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin' diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.
Erzurum'da çay genelde , açık içilir (Çok fazla demlenirse çayın acıyacağı düşünülür. Ayrıca çok içebilmek için de renginin açık olması gerekir.) Çay, her bardakla içilmez (İlle de ince belli cam bardak, tercihen beline altın yaldızlı şerit çekilmiş "helli bardak" olması gerekir.)
İlgili 29 soru bulundu
en çok sevdiğim ise sevilen insana hitaben kullanılan efendim manasına gelen ama alıp sizi yüreğine soktuğunu hissettiren "can" kelimesidir. örneğin; +anneeeeeeeeee +caan yavrum +canın yerem senin caanım benim.
Cırılmah - Cırılmak: Aşırı yüksek bir sesle bağırmak ya da ağlamak, ağlamanın giderek son haline gelmesi.
Çay içen ilk Türk; 12. yy'da yaşamış olan Hoca Ahmet Yesevi'dir. İçtiği sıcak çayın ardından söylediği “Hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar” sözü günümüze kadar ulaşmıştır.
Yunanistan'da hem siyah hem de bitki çayı oldukça yaygın. Hatta evlerde kendi harmanlarını yapan anneanneler de mevcut.
Dünyada en çok çay üreten ülkeler listesinde ise zirvede Çin var. Dünyada her gün üç milyar bardak çay içiliyor. En popüler içecek olarak sudan sonra ikinci sırada yer alan çay en çok Türkiye'de tüketiliyor.
ozellikle erzurum'luların uyguladığı bir çay tatlandırma yöntemi. kesmeşeker ağıza atılır, dil üzerinde tutulur, çay o şekilde içilir. erzurum kökenli bir içiş şekli.
Bir kaynağa göre, çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin'in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur.
Çay, İran'ın pek çok bölgesinde yanında nabat denilen şekerlerle servis ediliyor.
Çay ne şekersiz ne de şekerli, çay kıtlama içilir. Tabi limonu da ihmal edilmez" dedi. Erzurum'da genelde şekerli çay içilmediğini beirten Yücel Öztürk, "Erzurum'un öz çocukları kıtlama çay içmeyi bilir, dışarıdan gelenler pek bilmez. Biz şekeri bardağın içine atıp tatlı çay içmeyiz.
Erzurumluların, çoğunlukla bir Oğuz Boyu (Doğu Oğuz Türkleri) oldukları ifade ediliyor.
barutu çinlilerin bulmasına rağmen ilk kez türkler kullandığına göre, çaya şekeri ilk atanlar da romenlerdir diye cevaplanabilecek sorudur.
Rusya'da Günlük Rutinlerde Çayın Yeri
Rusya'da hem siyah hem de yeşil çayın tüketimi oldukça fazla... Bunun yanı sıra Ruslar da ülkemizin çok sayıda bölgesinde yapıldığı gibi ''kıtlama'' denilen usulle çay içebiliyor.
Tıpkı bizim kültürümüzde olduğu gibi Alman mutfağında da kahvaltıda çay veya kahve gibi sıcak içeceklere yer verme alışkanlığı var. Ancak Almanlar çoğunlukla kahveyi tercih ediyor.
En popüler çayı yeşil çaydır. 100'den fazla çay çeşidine sahip Japon çayları benzersiz özelliklere sahip Camelia Sinensis çay bitkisinden yapılır.
Yapılan araştırmalara göre Türkler'in çayla tanışıklığı aslında çok daha öncelere Orta Asya'ya dayanıyormuş. Hatta 12. yüzyıl bile diyebiliriz. Bir Kazan Kırım Türk'ü ve dil islahatçısı olan Abdül'l-Kayyum Nasıri'nin kitabı Fevakihü'l-Cülesa'da ilk çay içen Türk'ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu vurgulanmış.
Dünya çay tüketiminde Çin yüzde 36'lık oranla 1,8 milyon ton tüketimle lider ancak yıllık kişi başı tüketimi 0,75 kilogramdır. Yılık kişi başı çay tüketiminde Türkiye 3,5 kilogramla birinci sırada yer alıyor.
Çayın Osmanlı'ya gelişi 19. yy sonlarını buluyor. Tarih yazarı Murat Bardakçı'ya göre bu tanışma, İstanbul'daki bazı dükkânların az miktarda çay ithal etmeye başlamasıyla olmuş. Çaya olan düşkünlüğü ile bilinen Hacı Mehmed İzzet Efendi'nin “Çay Risalesi” kitabı ise 1879'da İstanbul'da basılmış.
Bir süre Erzurum'da kalan Evliya Çelebi: Erzurumlular, genelde sağlam vücutlu, sıhhatine düşkün, orta boylu, zinde, yaşlı ve genç insanları ile hepsi yiğit ve gürbüz kimselerdir. Çok kuvvetli bünyeye sahiptirler.
Gada kelimesi, suç, günah ve dert anlamına gelir.
konya civarında beddua olarak kullanılan bir kelime. türk dil kurumu'na göre aslında sığırlarda görülen bir hastalığın adıymış.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri