Daha çok insanların geçim vasıtası olan rızkın Allah tarafından belirlendiğini ifade eden terim. İlâhî iradenin insanlar için çizdiği hayat programı anlamında kullanılan bir terim.
Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu da kısmet olarak bilinir. Evlenme talihi anlamında kullanılmakta olan bir kavramdır. Kısmet, olayların olumsuz bir şekilde sonuçlanmasına bağlı olarak tevekkül edilmesi durumu olarak da bilinmektedir. Kısmet, nasip olarak bilinmektedir.
- İnsanlar güzel bir şeye ulaştığında ,onu elde ettiğinde Allah nasip ettiği için oldu, kısmetimiz de varmış derler. Ulaşamadıklarında, elde edemediklerindede kısmet değilmiş, Allah nasip etmedi, nasip değilmiş derler.
Nasip, birinin, önceden kaderinde, yani, alnına yazılmış olan pay, payına düşen anlamında olduğu gibi, “Bir insanın elde edebildiği şey”e de denir. Kısmet ise, Allah'ın her kişiye, her canlıya uygun gördüğü şey, durum. Kader, olmuş ve olacak her şeyin planlanması ve yazılmasıdır.
Allah'ın bir kimse için önceden belirlediği mutluluk payı anlamında bir terim. İlâhî iradenin insanlar için çizdiği hayat programı anlamında kullanılan bir terim. Bu form aracılığıyla, sadece OSMANLILAR//8-mali-yapi maddesi ile alakalı mesajların iletilmesi rica olunur.
İlgili 22 soru bulundu
İnsan, kaderinin ne olduğunu bilmemektedir. Dolayısıyla insana düşen Allah'ın verdiği akıl, irade ve imkânlar çerçevesinde görevini en iyi şekilde yapma şevki ve gayreti içinde olmasıdır. Allah, ezelî ilmiyle herşeyi bildiği için O'nun ilminde ise bir değişiklik olmaz.
Bireylerin elde edebildiği veya sahip olduğu şeyleri ifade eden bir sözcüktür. Günlük kazanç veya kısmet anlamında da kullanılabilen bir sözcüktür. "Nasipte varsa olur." cümlesi nasip kelimesinin kullanımına örnektir.
Tanrı'nın bireylere uygun gördüğü yaşama durumu; nasip. Evlenme, sevgili bulma şansı.
Kulların cüz-i iradelerini kullanmaları neticesinde Allah istediklerini yaratır. Bazen ise üçüncü gruba giren bir fiil olur. Allah kullarının iradelerini karıştırmaksızın onları birbirleriyle evlendirir. Ancak her iki durumda da evlilik kaderdir.
nasipli kişi her farz namazın ardından. ayet-el kürsi'yi okuyan ve onunla cennet arasında. sadece ölümün olduğunu bilen kişidir. nasipli kişi müminler için. allahutaala'dan kendilerine mağfiret isteyen kişidir. her mümin için sevap yazdığını bilip. onlar için tövbe ve istiğfar edendir.
Nasip de Allah'ın takdirine ve dilemesine bağlıdır. Bu yüzden kadere iman edip teslim olan ve kısmetine rıza gösteren kişi, kederden emin olur. Nasip meselesinde insan cüz'i iradesini kullanıp üzerine düşeni yerine getirmekle mükelleftir, neticeyi vermek ise Allah'ın takdiridir.
- Bir insanın elde edebildiği, sahip olabildiği şey. Dini literatürde ise "Allah'ın bir kimse için önceden belirlediği mutluluk payı" anlamında kullanılan bir terimdir. Kişinin kendi iradesini kullanarak yaptığı işteki 'nasip' ifadesi; yapılacak olan iş her ne ise, işin bitiminde elde edilen sonuç anlamı taşımaktadır.
Kur'an-ı Kerim'de yer alan nasip ile ilgili ayetlerden bazıları ise şunlardır: “Hac ibadetlerinizi tamamlayınca, cahiliye döneminde babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha coşkulu bir şekilde Allah'ı anın. Bazı insanlar: “Rabbimiz, bize nasibimizi dünyada ver!” der.
Arapça ḳsm kökünden gelen ḳisma(t) قسمة “1. pay etme, bölme, 2. pay, hisse, nasip” sözcüğünden alıntıdır.
[das] yazgı, kader, kısmet, talih, mukadderat.
Nâsibi (Arapça ناصبي, çoğul نواصب Nevasıb), nefret sahibi olan(lar), kindar(lar) anlamında Arapça kelime. Şii Müslümanlar tarafından, kendi bakış açılarına göre, sıklıkla, Ehli Beyt'e ve Ehli Beyt takipçilerine düşman olanlar, onlardan nefret edenler için kullanılan kelimedir.
Bu itibarla evlilik, meşru bir mazeret olmadıkça terk edilmemesi gereken bir sünnet olarak görülmüştür (bkz. İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 3/7). Bununla birlikte evlenmediği takdirde günaha girme ihtimali yüksek olan kimsenin evlenmesi vaciptir.
Dolayısıyla kaderde değişme bahis konusu olamaz. Ancak bazı İslam âlimleri Allah'ın dilemesi hâlinde kaderin değişebileceğini söylemişlerdir. Onlara göre, kader, Allah'ın takdiri, kaza ise bunun gerçekleşmesidir. Bazen Allah, kuluna lütufta bulunarak takdir ettiği hükmü gerçekleştirmeyebilir.
Yani “Nasibin dağın altında da olsa sana isabet eder.” Arapça atasözünde işaret ettiği gibi payımıza düşen bizi bulur. Bunun sırrını da Allah'u Teala Kuran'ı Kerim'de boşa vakit geçirmeyin diyerek bizi uyarıyor. Bir iş istediğimiz gibi olmadığı zaman başka hayırlı bir işe yönelmemizi istiyor.
Kısmeti kapanmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir: kazancı azalmak. kendisiyle evlenmek isteyen biri çıkmamak.
Sözlükte “bölmek” mânasına gelen kısmet, fıkıhta şâyi hisseli mallarda ortakların hisselerinin muayyen hale getirilmesi, daha çok da terekenin mirasçılar arasında paylaştırılması işlemini ifade eder.
“Kısmet” dizisi bu akşam ve her cuma FOX TV izleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.
Bir âyette, “Dünya hayatında onların geçimliklerini biz taksim ettik” (ez-Zuhruf 43/32) denilmektedir. Buna göre kısmet, “Allah'ın daha çok geçim açısından önceden (ezelde) herkesin elde edeceği şeyleri belirlemesi, rızkını taksim etmesi”, nasip ise “bu taksimde herkese ayrılan pay” mânalarına gelir.
Ne zaman bir olayın vücuda gelmesinde, bir sonucun ortaya çıkmasında bir başka irade, ikinci bir irade devreye girerse bu olay artık bir nasip değildir, bir kaderdir. Nasiple kaderin de benzer tarafları vardır. Nasip olan şey, ulaşılan neticenin adıdır.
Kader, talih, nasip; kazanç talihi: Bölme, taksim, pay etme işlemi. Ortak mülkte hisseleri belirleyip sahiplerine paylaştırmak.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri