Klor kokusu suyun kaynatılması ile yok olmaz. Bu nedenle pişirilen yemeklere de klor kokusu hâkim olur. Bütün bu nedenlerden dolayı yemek pişirirken kaynatılmış musluk suyu yerine arıtılmış su kullanılması daha faydalıdır.
Arıtılmış Su ile Yemek Yapmak Güvenlidir
Şebeke suyunun içerisinde bulunması muhtemel mikroplar, bakteriler, virüsler, kimyasallar ve ağır metaller insan sağlığını tehdit edebiliyor. Arıtılmış suyun öne çıkan faydalarından biri, sebze ve meyve yıkarken de yemek yaparken de güvenle tercih edilebilmesidir.
Musluk suyu kaynayınca klor gider mi? Evet, musluk suyu kaynatıldığında, su içindeki klor gibi bazı kimyasalların seviyeleri azalabilir veya tamamen yok olabilir. Bu nedenle, musluk suyunun klor seviyesini azaltmak için kaynatılması yaygın bir yöntemdir. Klor, suyun dezenfekte edilmesinde kullanılan bir kimyasaldır.
Klorlu su içmenin zararları:
İshale sebep olabilir. Kuru ve kaşınan cilte sebebiyet verebilir. Bunların yanı sıra sindirim sistemine aşırı miktarda sıvı klor alımı ölümcül sonuçlara dahi yol açabilir. Suda bulunan bazı minerallerle etkileşime geçtiğinde klor, trihalometanlar olarak adlandırılan kimyasalları üretir.
Klorlu su her şeyden önce asidik özelliğe sahip bir su olmaktadır. Vücuda gereğinden fazla alınacak klorlu su bakteri ve mikropların dışında asidik özelliklerinden dolayı da midenizde probleme yol açabilecek bir durum olmaktadır. Bu nedenle kesinlikle zorunda kalınmadığı sürece klorlu su içilmemesi gerekir.
İlgili 20 soru bulundu
Klorlu musluk suyunun insan sağlığına doğrudan zararı yoktur.
Çamaşır suyu ve benzeri deterjanlar: Klor gazı, akciğer sağlığını olumsuz etkileyen bir gazdır. Çamaşır suyunu yoğun kullanmak ve bilhassa tuz ruhu ile karıştırmak akciğer sağlığınıza zarar verebilir. Yoğun çamaşır suyu kullanımı astım ataklarını da tetiklemektedir.
Klorlu su her şeyden önce asidik özelliğe sahip bir su olmaktadır. Vücuda gereğinden fazla alınacak klorlu su bakteri ve mikropların dışında asidik özelliklerinden dolayı da midenizde probleme yol açabilecek bir durum olmaktadır. Bu nedenle kesinlikle zorunda kalınmadığı sürece klorlu su içilmemesi gerekir.
“Bu enfeksiyonların oluşmasında en önemli etken; ortaklaşa kullanılan havuzlarda temizlik ve dezenfeksiyonun yeterince yapılmamış olmasıdır. Havuzlardaki suyun dezenfeksiyonu için yoğun bir şekilde klor kullanılır ancak klor mikroorganizmaları çok hızlı öldüremez.
Vücuda fazla gelen klor ise idrar yolu ile vücut dışına atılır. Dolayısıyla da bu test sayesinde aynı zamanda vücudun asit ve baz dengesinde sorun olup olmadığı da erken dönemde teşhis edilebilir.
Yemek hazırlamak için kaliteli ürün ve malzemeler kullanılsa da yemeğin tadını, kullanılan suyun kalitesi belirler. Musluk suları, zararlı bakterilere karşı klorlanır. Klor kokusu suyun kaynatılması ile yok olmaz. Bu nedenle pişirilen yemeklere de klor kokusu hâkim olur.
Şebeke suları klorlanmaktadır. Ambalajlı sulara herhangi bir dezenfeksiyon işlemi uygulanmaz. Musluktan akan suyun klorlu olması kesinlikle istediğimiz bir durumdur.
Klor, cildin pH dengesini değiştirerek cildin doğal koruyucu bariyerini etkileyebilir. Bu durumda cilt daha kuru ve daha hassas hale gelebilir. Klorlu suya uzun süre maruz kalmak veya sık sık temas etmek, ciltte kuruluk, tahriş, kızarıklık ve hatta dermatit gibi sorunlara yol açabilir.
Arıtma su ne musluktaki ne de damacanadaki zararlı maddeleri barındırır. Bu sebepten ötürü de son derece sağlıklı kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra filtrelenmiş, arıtılmış suların birçok hastalığın oluşumunu engellediği de bilinmektedir.
Bilinenin ve söylenenin aksine su arıtma cihazı, bu mineralleri öldürmez ya da yok etmez. Böyle bir durum söz konusu değildir. Su arıtma cihazları aksine su içerisindeki mineralleri destekleyerek pH değerini daha yüksek seviyelere çıkartmaya yönelik çalışma sistemine sahiptir.
Elektrik gücü olmadan çalışan cihazlar sayesinde musluğunuzdan sağlıklı ve içilebilir su tüketebilirsiniz. Şebeke sularındaki sağlığa zararlı mikroorganizma ve partiküller düşünüldüğünde bu sularla yemek yapmak oldukça sakıncalıdır.
Havuzlara klor uygulaması manuel yapılacaksa, akşamları verilmeli ve kimyasal atıldıktan sonra havuz en az 4 saat çalıştırılmalıdır. (Atılan kimyasalların suya karışması için)
Aşırı klorlanan havuz suyu vajinadaki yararlı bakterileri öldürüp mantarların üremesine sebebiyet verebiliyor. Denizde uzun süre kalmak da benzer etkiye neden olabiliyor. Bu yüzden genital hijyenin korunabilmesi için havuz veya denizde abartılı sürelerde bulunmamak gerekiyor.
Zararlı mikroorganizmaları öldürmek için suya konulan klor ve klorun sudaki organik maddelerle birleşmesi sonucu ortaya çıkan trihalometan adlı kimyasallar kanserojendir. Klor güvenli ve sağlıklı olduğundan değil, ucuz olduğu için tercih edilmektedir.
Vajen florasında bulunan doğal bakteriyel organizmalar kadınların enfeksiyonlara karşı en önemli savunma mekanizmasıdır. Bu organizmaların kirli su, klor ve hatta sabun ile temas etmesi enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Vajinal enfeksiyonlar birçok farklı şekilde görülebilir.
Havuzun kloru kontrollü bir cihaz yardımıyla sağlanıyorsa böyle bir havuzda gebelerin yüzmesinde hiçbir sakınca yoktur. Hatta klorlanmamış bir havuzda yüzmekten daha iyidir. Aksi halde enfeksiyon kapma şansı yükselir.
Klorlu suda duş almak aslında onu içmekten daha zararlıdır. Öncelikle duşta sıcak su ile gözenekler açılır ve açılan gözeneklerden klor hızlıca dokulara nüfuz eder. Ayrıca, klor aktif olarak su ile reaksiyona girerek kloroform gibi sağlığınıza gerçekten zararlı olabilecek toksik bir yan ürün oluşturur.
Mikroorganizmalar klor dioksite karşı herhangi bir direnç oluşturamaz. Klor dioksit klora karşı dirençli patojenler Giardia ve Cryptosporidium'u etkili bir şekilde etkisiz hale getirir.
Klorlama işleminin bakteriler üzerinde bakterisit bir etkisi vardır. Bu işlemi de glikoz oksidasyonunu engelleyip enzim aktivasyonunu azaltarak gerçekleştirir. Klorlama işlemi sudaki tat ve renk üzerinde etkili olan bakteri ve virüsleri ortadan kaldırır. Bu sebeple de koku, tat ve kimyasal anlamda kontrol sağlar.
Klor gazı oldukça zehirli bir maddedir. Solunması veya deri ve gözle teması yoluyla vücuda girer. Zehirlenme belirtileri arasında; gözlerde, burun ve ağızda yanma; göz ve burunda akıntı; öksürük, göğüste ağrı; bulantı, kusma; baş ağrısı, baş dönmesi; pulmoner ödem gibi durumlar gözlenebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri