Kişileştirme, “insana ait olan bazı özellikleri, insan dışındaki bir canlı ya da cansız varlıklara aktaran mecazlı bir anlatım tekniği” olarak da tanımlayabiliriz. Türk Dil Kurumu ise, “Hayvanları ya da cansız varlıkları bir insanmış gibi canlandırma, gösterme, teşhis.” şeklinde açıklama yapar.
"Rüzgâr, bir insan gibi sevincinden ağlıyor, gülüyor, haykırıyordu." denirse benzeyen de kendisine benzetilen (insan) de belirtildiği için kişileştirme, benzetme şeklinde gerçekleştirilmiş olur. "Dağ başını duman almış / Gümüş dere durmaz akar."
3- Kişileştirme:
İnsan dışında canlı - cansız tüm varlıklara insana özgü nitelikler verilmesine denir.
Kişileştirme (Teşhis):
İnsan dışındaki canlı veya cansız varlıklara insanlara ait özelliklerin verilmesidir.
İlgili 33 soru bulundu
Edebiyatta tezat, birbirinin zıddı olan duygu, düşünce ve durumları; aralarında bir ilgi kurarak aynı cümlede, mısrada veya beyitte dile getirme sanatıdır. Hem nazımda hem de nesir de görülebilir.
Tezat Örnekleri
“Ak akçe, kara gün içindir.”
Kişileştirme ve Konuşturma sanatı ise insan dışındaki tüm canlı - cansız varlıklara insani özellikler verilmesidir. Fabl ve masallarda hayvanların konuşması bu sanata örnek olarak gösterilebilir.
Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki canlı veya cansız varlıklara insanlara ait özelliklerin verilmesidir.
Kişileştirme sanatının olduğu metinlerde genellikle konuşturma sanatı da olur. Her konuşturma sanatı aynı zamanda kişileştirmedir ancak her kişileştirme, konuşturma olmayabilir. Çünkü kişileştirme sanatında konuşturmanın dışında ağlama, üzülme, gülme, alaylı bakış, düşünme gibi insana ait özellikler de olabilir.
İstanbul büyükşehir gene yapmış yapacağını İstanbul kartlarına %100 zam gelmiş boş kartı 25 TL'di 50 TL olmuş mavi ® kart öğrenci kartı ücretsiz kart çıkarmak 35 TL'den 60 TL olmuş.
ANONİM İstanbulkart
Ulaşım ücret tarifesi ve kullanım koşulları UKOME tarafından belirlenen, dileyen herkesin temin ederek kullanabileceği, kişiselleştirilmemiş "İstanbulkart"tır.
Konuşturma sanatı aynı zamanda intak sanatı olarak da bilinmektedir. Kişileştirilen canlı ya da cansız varlıkların konuşturulmasına konuşturma sanatı denir. Burada unutulmaması gereken her konuşturma bir kişileştirme anlamına gelmektedir.
Kişileştirme, insana ait olan özelliklerin insan dışındaki diğer canlılara atfedilmesi olarak bilinir. Antropomorfizm veya insan biçimcilik olarak da bilinen kişileştirme, mecazlı bir anlatım özelliği taşır. Kişileştirme, bazen benzetme bazen de kapalı istiare biçimindedir.
Konuşturma anlamına gelen intak sanatına dair pek çok örnek mevcuttur. Bu örneklerden birkaçı şu şekildedir; 1- "Ooo karga cenapları, ne kadar şirinsiniz!" dedi tilki, "Gözüm kör olsun yalanım varsa!" (Burada kişiselleştirilen ve konuşturulan tilkidir.)
Anı, biyografi, deneme, fabl, fıkra, gezi yazısı, hikâye, söyleşi, şiir, masal, tiyatro, mektup ve köşe yazısı (fıkra) her iki kitapta da ortak olarak kullanılan türlerdir.
Abartma (Mübalağa)
Bir şeyin özelliklerini, bir olayı veya bir durumu olduğundan daha büyük veya daha küçük göstermeye abartma denir. Örnek: Çantayı taşımaktan kolum koptu. Karacaoğlan bu dörtlükte memleketinden ayrı olmanın verdiği acıyı abartarak anlatmıştır.
Hayvanların, bitkilerin, masa ve sandalye gibi cansız varlıkların insanlar gibi konuşmasına, intak ya da konuşturma sanatı adı verilir. Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un kaleme aldığı Benim Adım Kırmızı adlı romanda, köpek ve kuyunun konuşması, konuşturma sanatına örnek olarak gösterilebilir.
''Teşbih'' adıyla da bilinen bu cümlelerde, ortak özelliklere sahip olaylar, nesneler ve kişiler birbirine benzetilir. Benzetme cümlelerinde ''Gibi'' - ''Sanki'' - ''Adeta'' kelimeleri ''benzetme edatı'' olarak kullanılır. Teşbih, ''benzeyen'' - ''kendisine benzetilen'' ve ''benzeme yönü'' unsurlarından oluşur.
Karşıtlık, karşı olma durumuna tezat denir. Edebiyatta tezat ise, birbirinin zıddı olan duygu, düşünce ve durumları; aralarında bir ilgi kurarak aynı cümlede, mısrada veya beyitte dile getirme sanatı olarak nitelendirilir. Edebiyatta tezat, tıbak, mutâbakat, tatbîk ve tekâfu isimleriyle de adlandırılmıştır.
Söz sanatları Türk edebiyatında beş adet olacak şekildedir, bunlar arasında abartma (mübalağa), benzetme (teşbih), kişileştirme (teşhis), karşıtlık (tezat) ve konuşturma (intak) gibi sanatlar yer almaktadır.
İrsal-ı mesel, atasözlerini kullanarak yapılan bir söz sanatıdır. İrsal, göndermek, mesel ise atasözü manasına gelir. Şiirde anlamı pekiştirmek, anlaşılır kılmak için yazıya konuyla ilgili atasözü koyarak yapılır. Meseldir, gülşen-i âlemde bir gülle bahar olmaz.
Aş taşınca kepçeye paha olmaz atasözü durum ifadelerinde kullanılır. Bu atasözünün anlamı şu şekildedir: Kimi değersiz görülen, bir kenara atılmış bulunan araçlar bir zaman gelir gerekli olurlar; bir zararı önlemeye yararlar. İşte o zaman değerleri birden bire artar, kıymet biçilemez olurlar.
Tevriye, anlamla ilgili edebî sanatlardan biri. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri