Evlilik dahil herhangi bir ilişkide aldatma sonuçları çok daha yüksek: Erkeklerde %57, kadınlarda %54. Evli kadın ve erkeklerde fiziksel veya duygusal aldatmanın oranı: %41. Chicago Üniversitesi'nin yaptığı araştırmanın sonuçları da benzer nitelikte: Erkeklerde yüzde 25, kadınlarda % 17.
- Aile büyüklerinin baskısıyla yapılan gönülsüz evlilikler, kalabalık aile ortamlarında eşleriyle yeterince baş başa kalamayan erkek veya kadınlar. - Pasif, güvensiz ve sorumluluk alamayan partnerler aldatmaya daha meyillidir. Çünkü ilişkide sorumluluk alamayan, kendine güveni olmayanların partnerleri mutlu değildir.
Özellikle 19-29-39 ve 49 yaşları aldatmada en sabıkalı yaşlar. Araştırmada, insanların özellikle bu yaşlarda “taze heyecan” aramaya ve seçenekleri değerlendirmeye daha açık olduğu belirtildi. 1000 kişiyle anket yöntemiyle yapılan araştırma, aldatmanın en çok 39 yaşında gerçekleştiğini de ortaya koydu.
Erkek ve kadınların en çok aldatma eğilimi gösterdikleri yaşlar ise epey şaşırtıcı... Çalışma, hem erkek hem de kadınların aldatma eğiliminin ilerleyen yaşlarda arttığını ortaya koyuyor. Erkeğin aldatma ihtimali 55 yaşında zirveye ulaşırken, kadınlarda bu yaş 45 olarak gösteriliyor.
İlgili 18 soru bulundu
"Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle yaşanan iletişim sorunları gibi nedenler aldatmaya neden olabilir.
Bu konuda farklı istatistikler bulunuyor. Bazı araştırmalar erkeklerin yüzde 20'sinin, kadınların yüzde 15'inin aldattığını ortaya koyarken bazılarında bu oran kadınlarda yüzde 30-60, erkeklerde yüzde 50-70 dolaylarında.
Bazen kızar aldatır, bazen hırslanır aldatır, bazen başkasını beğenir de aldatır bazen de kendini kanıtlamak için aldatır. Yani karısına sevgi beslediğini söyleyip de aldatan erkek sayısı hiç de az değildir. Bu anlamda sevgi kavramı, aldatmak için bir ölçü olmamaktadır. Olmalıdır ama ne yazık ki olmamaktadır.
Erkekler yeni ve farklı biriyle sırf yeni bir heyecan yaşamak için eşlerini aldatabilirler. Yeni biriyle farklı bir şey denemiş olmaları onlara kendilerini ayrıcalıklı hissettirir. Bunu yaparken de bir anlık zevk ve heyecan için, kendi ilişkilerini ve sahip oldukları değerlerini riske atabilirler.
Yani, ilişkiden tatmin olunması kadar kişinin psikolojik durumu, kişilik özellikleri ve karakteristiği de aldatma davranışı üzerinde oldukça belirleyici etkenler. Kısacası, yapılan araştırmalar ve genel kanı 'Bir kez aldatan hep aldatır.
Aldatma, fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak üç farklı şekilde olabilir. Aldatma, fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç farklı şekilde görülür.
Eğer aldatıldıysanız ve bu durumun ne zamandır olduğunu merak ediyorsanız, muhtemelen sandığınızdan daha uzun bir süreyle karşılaşacaksınız. Henüz üçüncü bir kişi yokken, ilişkiniz yolunda gözüküyorken verilen küçük işaretler, aldatmanın başlangıcı sayılabilir.
Sonda söyleyeceğimizi, baştan yazalım: Aldatmak, bir kişilik bozukluğudur ve genellikle partnerle ilgili değildir. Ama bu korkuyla yaşamak; sizi de, ilişkiyi de bitirir. Kuşku genellikle korku duygusundan beslenir. İnsanı sürekli olarak olumsuz düşüncelere yöneltir.
Her ilişki yüzde 50 aldatma ihtimali içeriyor. 2. Dünya gelinde yapılan çeşitli araştırmaların ortak sonucu erkeklerin yüzde 60'ının, kadınların yüzde 30'unun aldattığını gösteriyor.
En az yüzde 40'ından genler sorumlu!
Bu veriler karşılaştırıldığında, genlerinin yüzde 100'ü aynı olan tek yumurta ikizlerinin evlilik dışı ilişkilerde benzer biçimde davrandığı ortaya çıktı. Araştırmacılar bu bulguya dayanarak, aldatmanın çevresel etkenlerden ziyade genlerden kaynaklandığı sonucuna vardı.
Bu içgüdüsel olarak arzulanan bir durumdur. Bu nedenle hayatında bir başka kadın olan erkeklerinin de tıpkı çapkın erkekler gibi gösterdikleri davranış kalıpları arasında boş boş bakınmalar, göz göze gelmekten kaçınmalar, yerli yersiz tartışmalar ve sürekli yalnız başına dışarı çıkmalar sıralanabilir.
Eşlerini aldattıktan sonra pişman olan erkeklerin büyük bir çoğunluğu eşlerine karşı yumuşak davranırlar. Eşlerine eskiden olmadığı kadar iltifat ederler. Sık sık ufak hediyeler alırlar. Eşlerine maddi olarak daha fazla destek olmaya çalışırlar.
Aldatan erkeklerin bazıları partnerine karşı öfkeli davranır ve onun her hatasını görmeye başlar, hatalarını yüzüne vurup onu kırmaya çalışabilir. O hata yaptıkça birey kendini daha iyi hisseder. Genelde aldatma sonrasında vicdani rahatsızlık oluşur. Bazı erkekler de kendini mahcup ve suçlu halde gösterebilir.
Bilim insanlarına göre “bir kez aldatan kişi, mutlaka yeniden aldatır,” klişesi geçerliliği olan bir söylem değil. Evet, daha önce partnerini aldatan kişilerini yeni bir ihanete yelken açma olasılıkları, aldatamamış kişilere kıyasla 3 kat daha fazla.
Aldatan bireyler yaşadıkları vicdan azabıyla kendi düşünce içeriklerinde bozulmalara sebebiyet verebilirler. Örneğin: 'ben suçluyum, bunu nasıl yaparım, ben kötü bir insanım' gibi düşüncelerle kendilerine zarar verebilirler. Her aldatan birey için bu durum geçerli olmasa da bazı durumlarda karşılaşılabilmektedir.
Evli kadınların evli olmayan kadınlara göre aldatma oranı daha yüksektir. Bunun temel nedeni evli olan kadınların sürekli aynı kişiyle aynı ev ortamında kalması ve en ufak bir tartışmada yeni bir kişiyle ilişkisini devam ettirebilme ihtimalinin olmasından ileri gelmektedir.
"En çok aldatanlar Alman kadınlar ve İtalyan erkekler"
Eşlerine en çok sadık olan kadınlar yüzde 30 ile İspanyollar. Diğer taraftan kadınların en sadık olduğu ülkelerden İtalya ve İspanya'da, aynı zamanda erkeklerin yüzde 55 ve yüzde 50 ile en çok aldattığı ülkeler oldu.
Eşiniz sizi aldatıyor ve elinizde kanıt var ise hızlı bir şekilde boşanma davası açabilirsiniz. Ancak elinizde herhangi bir kanıt yok ise aldatma üzerine herhangi bir dava açmanız uygun değildir. Eşiniz sizi aldatıyor ama kanıtınız yoksa eşinizle beraber anlaşmalı boşanma davası açabilirsiniz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri