MU'TEZİLE, İslam'da kuramsal kelam ilminin temellerini atan, problemlerini tespit ve tayin eden, bu problemleri çözüme kavuşturmaya çalışan en önemli teolojik okullardan biridir. Bu okul, İslam akaidini felsefi ilke ve yöntemlere dayanarak ispat etmeye ve savunmaya çalışan bir düşünce sistemi olarak da bilinmektedir.
Mu'tezile olarak, hicri II. asırdan itibaren Basra'da oluşan Müslüman düşünürler topluluğu ifade edilmektedir. Mu'tezile Mezhebi, H. II. Asrın ortalarından itibaren ortaya çıkan ilk düşünce okuludur. Abbasîler döneminde ise Bağdat ekolün önemli merkezlerinden birisi olmuştur.
İmam Maturidi ve Mutezile mezhebi kelamcıları akılcı-nakilci tartışmalarında aklı esas alan yaklaşımları ile öne çıkmışlardır. Sünni itikad mezheb imamlarından Ebü'l Hasan Eş'arî Sünni kelam ilminin kurucularından sayılır; akıl ve nakili birlikte kullanır.
Bununla birlikte literatürde Şîa'ya nisbet edilen ilk kelâmcı Hişâm b. Hakem'dir.
Gelişim süreci içerisinde, Kelâm ilmi için, "Usulu'd-Din, Nazar ve İstidlal İlmi", "Tevhid ve Sıfatlar İlmi", "el-Fıkhu'l-Ekber" ve "Akaid"1 gibi isimler kullanılmıştır. Kelâm ilminin bir çok tanımı vardır.
İlgili 18 soru bulundu
MU'TEZİLE, İslam'da kuramsal kelam ilminin temellerini atan, problemlerini tespit ve tayin eden, bu problemleri çözüme kavuşturmaya çalışan en önemli teolojik okullardan biridir. Bu okul, İslam akaidini felsefi ilke ve yöntemlere dayanarak ispat etmeye ve savunmaya çalışan bir düşünce sistemi olarak da bilinmektedir.
Ebu'l-Hasan el-Eş'ari ve Ebu Mansur el-Maturidi ile birlikte kelam ilmi, inancın akli-teorik bir yöntemle rasyonelleştirilmesi aşamasına girmiştir.
etmeye başladığı hicrî II. yüzyılla birlikte ayrıntılı ve muayyen delillerden çıkarılan pratik hükümlerden bahseden ilme Fıkıh; dini hükümlerin kaynağı olan delillerden bahseden ilme Usul-i Fıkıh; itikâdî hükümleri delillerine dayanarak anlatan ilme de el-Fıkhu'l-Ekber ya da Kelam adı verilmiştir (Teftazanî, 1411: 53).
Böylece felsefî ilimleri ve yöntemleri araştırmaya büyük ilgi duydular. Mutezile ile başlayan bu ilgi, gerçek anlamda felsefî kelam döneminin başlatı- cısı olan Gazzâlî'den sonra şerh ve haşiyecilik dönemine kadar trendi hızla artan bir se- yir izledi.
Giriş: Kelâm İlminin Doğuşu
Bir kelâm terimi olarak “kelime”, söz, akıl, logos ve delil anlamla- rında kullanılmaktadır. 1 Kelâmın bu isimle anılmasının sebeplerinin başında, Allah'ın kelâm sıfatı ve bunun Kur'an'la olan bağlantısının sis- temli bir biçimde tartışılmış olması gelmektedir.
Kelam İlmine Giriş (Bekir Topaloğlu) - Fiyat & Satın Al | D&R.
Kelam ilmi, Hz. Muhammed'in vefatından sonra ümmetin arasında çıkan tartışmaları noktalamak ve İslam'ın inanç sistemleri hakkında temel kaideleri belirlemek için ortaya çıkmıştır. Bu ilmin yayılmasındaki en büyük etken ise birçok farklı mezhebin ve tarikatın ortaya çıkmasıdır.
İkiye ayrılır. Birinci kısımda akli delillere itimat edilir. Allah'ın varlığı birliği irade ve kudretine iman vs. İkinci kısım akıl yoluyla bilinmeyen ancak akla aykırı olmayan nakil yoluyla bilinen; Cennet cehennem melekler diriliş vs..
"İnsan fiillerinde hür değildir." görüşünü benimseyen Cebriyye mezhebine karşı çıkarak Mutezile "insanın fiillerinde tamamen hür olduğu"na inanır. İlke, yazgıcılığa tümüyle karşı çıkar. Buna göre insan yapıp ettiklerinden ve yapmadıklarından sorumludur; karşılığında ise kıyamette ödüllendirme ve cezalandırmaya tabidir.
Bu dönemin önemli kelâmcıları arasında Bâkıllânî, İbn Fûrek, Ebû Bekir el-Beyhakī, Cüveynî, Hakîm es-Semerkandî, Ebû Seleme es-Semerkandî, Ebü'l-Yüsr el-Pezdevî ve Ebü'l-Muîn en-Nesefî yer alır.
Mu'tezile kelâmcıları arasında el-Uṣûlü'l-ḫamse adıyla ilk eser Ebü'l-Hüzeyl el-Allâf tarafından yazılmıştır.
Daha ziyade felsefe kelam tartışmalarının ve birbirlerine karşı reddiyelerin gündeme getirildiği tehâfüt geleneğine benzer bir bilgi tasnifi yapmaktadır.Bilginin kaynakları konusunda kelam geleneğine tam bir bağlılıkla bilginin kaynaklarının üç olduğunu belirtir. Bunların duyular, haber ve akıl olduğunu söyler.
Felsefe varlık ve bilgi araştırmasında aklın ilkelerini dikkate alır. Kelam ise varlık ve bilgi araştırmasında hem vahyi hem aklın ilkelerini bir ölçü olarak kabul eder. Ayrıca kelamın felsefeden farklı olarak İslam'ı savunmak ve İslam inançlarının delillerini göstermek gibi bir görevi de vardır.
Allah'a nisbet edilen sübûtî sıfatlardan biri. Allah'ın insanlarca bilinebilmesi için zâtına nisbet edilen mâna ve mefhumlar anlamında kelâm terimi. Kur'an'da Allah'ın sözü anlamında, ayrıca Hz. Îsâ'yı tanımlamakta kullanılan terim.
Temel kelâm mezhepleri (“Ehl-i sünnet”, “Eş'ariyye”, “Mâtürîdiyye”, “Mu'tezile” gibi) yanında hem kelâmî hem de siyasî kaynaklı büyük mezhepler (“Şîa”, “Hâricîlik”, “Mürcie” gibi), bu mezheplerin günümüze ulaşsın ya da ulaşmasın alt kolları (“İbâzıyye”, “İsnâaşeriyye” gibi), itikâdî tavrı yansıtan anlayışlar ile ...
6- Kelam: Kelam sıfatı, Allah'ın kullarıyla kelimelere ve seslere ihtiyaç duymadan konuşabilmesi anlamına gelir.
Kelâm, Kur'ân'da belirtilen inancın dinî parametrelerini belirleyen ve temellendiren bir ilim alanıdır. Dinî düşünce ve ahlâkî ilkelerin aklî ve mantıkî yorumudur.
Kelâm ve Halk, İslâm düşünce tarihinin en dikkat çekici isimlerinden Gazzâlî'nin, vefatından hemen önce kaleme aldığı ve haberî sıfatların yorumlanması merkezinde kelâm ilminin işlevini incelediği İlcâmu'l-avâm an ilmi'l-kelâm adlı eseri ile inziva sonrası Bağdat'a döndüğünde Endülüslü talebesi Ebû Bekir İbnü'l-Arabî' ...
Bu bağlamda görüşlerine yer verilen kelamcılar Abdüllatif Harputî, Filibeli Ahmet Hilmi, İsmail Hakkı İzmirli, Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi ve Ömer Nasûhi Bilmen'dir.
İmam Malik'in 'kelam'ı bir ilim olarak görmediği, çünkü onun zihninde 'ilim' denilen şeyin ancak naklî/şer'î ilim olduğu açıkça görülüyor. Dolayısıyla 'kelam', kesinlikle bir ilim, daha doğrusu naklî/şer'î bir ilim olarak görülmüyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri