Bir eşyayı bulan kimse, münasip bir şekilde ilân edip kıymetine göre münasip bir zaman bekledikten sonra sahibi çıkmazsa, o malı fakirlere sahibi adına dağıtır. Şayet kendisi fakirse istifade eder. Fakat daha sonra sahibi çıkarsa bedelini sahibine ödemesi gerekir. Yani yitik mala uygulanan hükümler ona da uygulanır.
Duanın Latin Harfleri İle Yazılışı: “Allâhümme rabbe'd-dâlleti ve hâdiye'd-dâlleti, rudde aleyye dâlletî bi kudretike ve sultânike. Fe in-nehâ min fadlike ve atâike.” Duanın Türkçe Anlamı: “Ey kaybolanların Rabbi ve kaybolanları ve yolunu kaybedenleri doğru yola kılavuzlayan Allah'ım!
Buluntu Eşyayı Sahiplenmek
Kişi, suça konu olan eşyayı bulmuş ve malın sahibinin kim olduğunu biliyor ise öncelikle malı sahibine iade etmelidir. Ancak malın sahibini bilmiyor ise bulmuş olduğu malı yetkili mercilere bildirmelidir. Buluntu eşyanın yetkili mercilere bildirme ve malı iade etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, buluntu eşyaya sahiplenmenin caiz olmadığına hükmetti. Kurul, büyükşehirlerde nüfus yoğunluğu sebebiyle sahibine ulaşılamayan buluntu eşyaların ise devlet yetkililerine teslim edilmesi tavsiye edildi.
Yitik malın el koymak ve sahiplenmek maksadıyla alınması ise haramdır. Buluntu mal, bulan tarafından korunmak, sahibine iade edilmek kastı ve niyetiyle alınmışsa, o kişinin elinde emanet hükmündedir. Açık kusur ve kastı olmadıkça alanın tazmin sorumluluğu yoktur.
İlgili 33 soru bulundu
"Sahibi çıkmazsa yoksullara paranın sahibi adına sadaka olarak verir. Kendisi muhtaçsa kullanabilir. Ancak sahibi daha sonra çıkarsa geri vermek zorundadır. Sahibinin aramayacağı düşük değerli şeyler ise beklemeye gerek kalmaksızın ihtiyaç sahiplerine verilebilir; bulanın ihtiyacı varsa o da kullanabilir."
Bir eşyayı bulan kimse, münasip bir şekilde ilân edip kıymetine göre münasip bir zaman bekledikten sonra sahibi çıkmazsa, o malı fakirlere sahibi adına dağıtır. Şayet kendisi fakirse istifade eder. Fakat daha sonra sahibi çıkarsa bedelini sahibine ödemesi gerekir. Yani yitik mala uygulanan hükümler ona da uygulanır.
Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vâcip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.
"Bulunan paranın sahibi çıkar ve kendisine ait olduğunu ispat ederse teslim alır" diyen Diyanet, bu nedenle bulunan paranın, sahibine verilmek üzere alanın yanında 'emanet' durumunda olduğunu vurguladı. Diyanet, "Bulunan parayı elinde bulunduran kimse bunu bir süre ilan eder ve bekler" dedi.
tapular ve benzeri belgeler sahibine 1 yıl içerisinde ulaşılamadığı veya sahibi tarafından alınmadığı takdirde Komisyon idari birimin kararı ile bu belgeleri tutanak örneği ile birlikte Nüfus Müdürlüğüne teslim edilir. Bu durum “Kayıp ve Buluntu Eşya Teslim Alma Tutanağı”nın işlem sonucu bölümünde belirtilir.
sahibi çıkmadığı takdirde, Buluntu eşyalardan paralar Komisyon kararı doğrultusunda (Döviz cinsi paralar herhangi bir devlet bankasından bozdurulmak suretiyle Türk Lirası olarak) bulunduğu günü müteakip 5 iş günü bekletilebilir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, mevzuata aykırı define aramanın kamusal ve bireysel haklara tecavüz anlamına geleceği için caiz olmadığına hükmetti.
Sual: Samimi bir arkadaşın malını ondan habersiz kullanmak veya yemek caiz olur mu? Başkalarının malını izinsiz kullanmak haramdır.
Kayıp duası, kaybettiğimiz şeyi bulmak ve bulana dek çözüm almak için her gün 25 defa okunması gereken bir duadır. Duanın okunması sonrasında ise kaybedilen eşya veya bir canlının adının zikredilmesi, oldukça önemli konuların başında gelmektedir.
Çalınan yada kaybolan bir eşyanızı bulmak için, her gün 25 kere, "Yâ câmi'annâsi li-yevmin lâ raybe fihi innallahe lâ yuhlif-ül mi'âd icma' beyni ve beyne" duasını okuyabilir. Bulunun caya dek okumaya devam eder.
Şeytanın sakladığı düşünülen bir eşyayı bulmak için kullanılır. Kaybolan bir eşyayı bulmak için atkıya veya eşarba bir düğüm atılır, bu esnada 3 kere *Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi* denir. Eşya bulunduktan sonra düğümün muhakkak çözülmesi gerekir.
Yolda veya herhangi bir yerde bulunan para ve diğer kıymetli şeyler ya alınmaz geçilir ya alınıp muhafaza edilerek sahibi aranır. Alınmadan gidilirse hiçbir şey yapmak gerekmez. O takdirde hiçbir mesuliyet ve korku yoktur.
Rüyada para bulmak ve saymak, müjdeli haber ve bereket olarak yorumlanıyor. Rüya sahibi, iş hayatında rakiplerine karşı galip gelecek, bereketli ve bol kazanç elde edecektir. Kişi, bir yerde çalışıyorsa, hakkettiği konuma gelecektir. Bu rüyayı kim görürse görsün hayallerine kavuşacağına rivayet ediliyor.
Buluntu bir şey, maddi bir değer taşıyorsa bulan kişi onu ilan etmek zorundadır. Bu ilan da buluntunun durumuna göre bir yıl kadar devam etmelidir. İlan da yaşanan çağdaki ilan anlayışına göre olacaktır. Bir yıl sonunda, fakir biri ise sahibi çıkmayan malı kendine alabilir.
Haram malı, hediye vermek caiz olmaz. Haram olduğunu bilenin de, bunu alması caiz olmaz. Eline, haram mal, mesela para geçen, bunu sahibine vermeli, sahibi bilinmiyorsa, fakire sadaka vermelidir. Başka yere vermesi günah olur.
Paranın helâliyet derecesi, onun nasıl sarf edildiğine bakılarak tahmin edilebilir. Kazancın menşei karanlık ve bulanık ise gittiği yer de aydınlık ve berrak olmaz. Hayatımızda -Allah korusun- israf ve cimrilik varsa; bu hâl, kazancımızdaki mânevî problemlerin bir habercisidir.
Kur'an-ı Kerim'de, denizden elde edilen yiyeceklerin helal olduğu bildirilmiştir (Mâide, 5/96; Fâtır, 35/12).
Yolda veya herhangi bir yerde bulunan para ve diğer kıymetli şeyler ya alınmaz geçilir ya alınıp muhafaza edilerek sahibi aranır. Alınmadan gidilirse hiçbir şey lâzım gelmez. O takdirde hiçbir mesuliyet ve korku yoktur.
Caiz değil kelimesi birçok anlam barındırmaktadır. Caiz değil mekruh, haram, küfür, sahih değildir, itibar edilmez anlamları taşımaktadır. Caiz olmak ve caizdir kelimeleri ise bir iş veya olay karşısında işlenmesinde ve yapılmasında sakınca bulunmamak anlamı taşımaktadır.
Bir şeyi yerden kaldırıp almak; ilmi, kitaplardan öğrenmek; kılları yolmak; bulunan mal hakkında kullanılan bir İslâm hukuku terimi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri