Kavaid-i fıkhiyye ya da külli kaideler, İslam hukukunun değişik konularıyla il- gili pek çok meseleyi içeren temel prensipleridir. Bunlar, füru-i fıkhın çerçevesi içinde bulunan her meselede uygulama alanı bulabilen kaidelerdir.
Hukukun temel ilkelerini yansıtan, farklı alanlardaki fer'î meselelerin hükümlerini tamamen veya büyük oranda kuşatan tümel önerme anlamında fıkıh terimi.
kavaid / kavâid / قواعد
(Tekili: Kaide) Kaideler. Hareket porgaramları. Dil öğreten bir kitaptaki kaideler. Arab lisanındaki kaidelerin dercedildiği gramer kitabı.
Üstelik yalnızca kazandığınız puanlarınızla ekstra ayrıcalıklara sahip olabilirsiniz. Aklî ilimlerdeki uzmanlığı ile bilinen Şemseddin el-İsfahânî'nin el-Kavâid adlı eseri VII. (XIII.) asrın bilgi ve birikimini yansıtması açısından önemli bir eserdir. İsfahânî'nin günümüze ulaşan iki önemli eseri söz konusudur.
Sözlükte “oturmak” mânasındaki kuûd masdarından türeyen kāide (çoğulu kavâid) “binanın üzerine dayandığı temel, bir şeyin aslı, esası” anlamına gelir ve bu anlamıyla Kur'an'da iki yerde geçer (el-Bakara 2/127; en-Nahl 16/26).
İlgili 40 soru bulundu
Türk Dil Kurumu'na göre kelimenin doğru yazımı'mukayese'dir. TDK sözlüğüne göre dilimizdeki karşılığı'Benzeterek veya karşılaştırarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama'anlamlarına gelen mukayese,Türkçeye Arapçadan geçmiştir.
Kayla isminin kökeni Yunancaya dayanmaktadır. Son zamanlarda ise Türkçeye geçmiş ve yerleşmiş olarak kız çocukları adına değerlendirilmeye başlandı. Türkçeye çevrilmiş şekilde anlamı ise, 'Kötülükten uzak ve masum' şeklinde genel olarak ifade etmek mümkün.
Kavaid-i Türkiye: Sıbyan mekteplerinde okuyan çocukların ana dili eğitimi için hazırladığı dil bilgisi kitabıdır. Belagat-i Osmaniye: Mekteb-i Hukuk öğrencileri için hazırlamış olduğu kitabıdır. Belagat ilmini ele alıp işleyen ilk eser olarak kabul edilmektedir.
Fıkıh terminolojisinde furûk eşbâh ve nezâir ile, kavâid ilim dallarıyla yakın ilişki içinde olup fıkhın dış görünüş bakımından birbirine benzeyen, ancak hüküm ve hukukî değerlendirme açısından farklı olan veya şekil itibariyle farklı oldukları halde aynı hükme tâbi meselelerini konu edinen bir ilim dalının adıdır.
kavaid-i külliye / kavâid-i külliye
Bütün fertleri içine alan kapsamlı, genel kurallar, prensipler.
Kuran'ın bir adı da furkandır. Zira Kuran hak ile batılın, helal ile haramın arasını ayırır, belirli hale getirir. 3 Furuk ise fark kelimesinin çoğuludur. Furuk, farklar, ayrılıklar, ayrık durumlar demektir.
Fıkıh, Arapça kökenli bir sözcüktür. "Bir şeyin özünü ve inceliklerini kavramak" anlamındadır. Kur'an'da da bir bilimden çok "ince anlayış, keskin idrak ve konuşanın amacını anlamak" anlamlarında kullanılmıştır. "Fakih" ise "bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse" demektir.
NEVAZİL KELİMESİNİN ANLAMI
Nezle anlamına gelir. Bu kelime genellikle nevazıl şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı nevazil şeklinde olmalıdır.
Belirli olmayan bir ferdi veya fertleri gösteren ve bir sıfatla kayıtlanmış olan lafız anlamında fıkıh usulü terimi. Kayıtlanmamış lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
Kavait kitapları, anlaşdan, Türkçenin kurallarını vermek açısından diğerlerinden daha farklı bir özellik taşı- makta ve tarihî Türk grameri içinde ses ve yapı bilgisiyle ilgili konulara daha fazla eğilmektedir. Üzerinde durmaya çalıştığımı/ Mükemmel Kavâid-i Osmâniyye bu tür özellikleri taşıyan bir eserdir.
Mutlak bir lafzın vasıf, şart, zaman ve mekân gibi kayıtlarla sınırlandırılması anlamında fıkıh usulü terimi. Kayıtlanmamış lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
Miras hukukunda üst soy hısımları ifade eden fıkıh terimi. Fıkhın kaynaklarını ve bunlardan hüküm çıkarma yöntemlerini inceleyen bilim dalı.
Mâlikî fakihi Şehâbeddin el-Karâfî'nin (ö. 684/1285) furûk ilmine dair eseri.
Ona göre aralarında birçok benzerlik bulunan şeyler eşbâh ile, sadece bir veya birkaç yönden benzeyen şeyler ise nezâir ile ifade edilir.
Ahmet Cevdet: Tertib-i Cedîd Kavâid-i Osmaniyye, s.3-4.
1851 yılında Ahmet Cevdet Paşa'nın kaleme aldığı Mukaddimetü'l-Edeb, okullarımızda ders kitabı olarak okutulan ilk dil bilgisi kitabımızdır. Bu bakımdan eser, hem dil bilgisi kitaplarımız arasında hem de eğitim tarihimiz açısından önemli bir yere sahiptir. Eser, 2000 yılında TDK yayınları arasında yayımlanmıştır.
Ahmed Cevdet Paşa veya Lofçalı Ahmed Cevdet Paşa (Osmanlı: احمد جودت پاشا, 27 Mart 1822, Lofça - 26 Mayıs 1895, İstanbul), Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen Türk devlet ve ilim adamı, tarihçi, hukukçu, şair. Mecelle'yi kaleme alarak İslam hukukunu sağlam bir dille kitaplaştıran kişidir.
Meyra ismi, aydınlanmak ve aydınlatmak kavramlarıyla açıklanmaktadır. Bu isim, güzelliği ve aklıyla çevresini aydınlatan kimse anlamında kullanılmaktadır. Meyra ismi, kutsal bir ışık şeklinde de yorumlanır. Kutsal kaynaklardan gelen bu ışık, insanlığın yolunu aydınlatan bir ışık demektir.
Latince Petra kelimesinden türeyen Pera, bu anlamda 'Sağlam, güçlü ve kararlı' anlamına da gelir. Hem erkek hem de kız çocuklarda kullanılan Tansu ismi ile aynı anlamı taşıdığı söylense de Tansu, "Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan" anlamındadır. Pera isminin bir diğer çeşidi ise İbranice Peri ismidir.
LİNA NE DEMEK TDK? Lina, Eski Yunan'da olimpiyat oyunlarını kazananlara verilen, zeytin ağacı dallarından ve yapraklarından yapılan taca verilen isimdir. Kelimenin Arapça'daki anlamı ise "iyi cins hurma ağacı, hurma fidanı" şeklindedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri