kaluk: Eski ayakkabı. kartol: Patates. kaykı: Kızak.
Kalık TDK sözlük anlamı şu şekildedir: sıfat,halk ağzında Kalmış, artmış Eskimiş Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız)
evde kalmış kızlara denir.
Guzzuk: Kambur. Güğüm :Bakır su kabı
bayburt civarında çapak kelimesi yerine kullanılan kelime.
İlgili 16 soru bulundu
Ardahan Ağzı - Ardahan. Açıklama: LEYAKIL DÜŞMEK: Yorgun düşmek. ŞOĞURT : Salya.
isim,halk ağzında Kasaplık hayvanların omuz başından çıkan külbastılık veya pastırmalık yumuşak et.
Dilimize Farsçadan geçmiş olan güdük kelimesi hem gerçek hem de mecazi anlamda kullanılır. Orijinal dilinde ''güdek'' şeklinde yazılan kelimenin sözlük anlamı küçüktür. Genellikle kısa boylu insanlar güdük olarak nitelendirilir. Kelimenin yan anlamı ise fazla gelişmemiş olan, eksik ve yetersizdir.
mozuk: Doğum yapmamış dişi sığır.
Guşgana, sözlükte iki anlama sahiptir.
Erzurum ve yöresindeki düğün ve davetlerde, büyük kazanlarda pişirilen yemeklerin sofralara sunumunda kullanılan, içi dışı kalaylı küçük kazanlara Guşgana denmektedir. Ayrıca, Beypazarı eski evlerinin çatı arasındaki balkonlu küçük odalarına da Guşgana denir.
(Ağ/Ak) kökünden türemiştir. Ağmak, akmak, beyazlamak, ışımak, yükselmek, yukarı çıkmak veya aşağı inmek gibi anlamlar taşır. Ağalbay sözcüğü, saygıdeğer demektir.
orta anadolu ve çevresinde balık, bulgur baharat karışımı ile yapılan balık köftesine verilen addır. anadolu'nun çeşitli yerlerinde de bazı yöresel yiyecekler için kullanılmıştır. yetiştiğim köyde şeftali, kayısı, erik vb. meyvelerin büyük ve sert kabuklu tohumlarına verilen isimdir.
konya-afyon dolaylarında ''çok güzel, harika'' anlamında kullanılan sözcük. tdk sözlük kadın: güzel, şık, hoş : kadın oğlum, kadın allahım.
kırık. argoda eşcinsel.
Naskali E. G., Duranlı M,Altayca Türkçe Sözlük, TDK yayınları: 775, Ankara, 1999, s.95. kalaş “beyaz ekmek”4; Tatarcada kalaç “simit, pide”5; Kırgızcada kalaç “beyaz ekmek, somun”6 ; Hakasçada xalas “pişmiş ekmek”7 vs.
KĀLÎÇE. (ﻗﺎﻟﻴﭽﻪ) i. (Fars. ḳālі “halı”dan küçültme ekiyle ḳālіçe) Küçük halı, halı seccâde: Reis bir zâviye inşâ ederek kālîçe vesâir muhtaç olduğu eşyâ ile tefriş ve kanâdil tâlik eder (Mec. Um. Bel.).
Dilimize Arapçadan geçmiş olan mücazat kelimesi, ceza sözcüğünden türetilmiştir. Ceza, işlenen bir suçun ya da yapılan bir hatanın karşılığını vermek anlamına gelir. Genellikle hukukta kullanılan mücazat sözcüğü ise cezalandırma demektir.
Muharebe, iki veya daha fazla sayıda ordunun birbirlerine askerî açıdan üstün gelmek üzere belirli bir süre ve askerî güç kullanarak yaptıkları çatışma.
Cevap: Bir Yeri İstila Eden, Yönetimi Altına Alan (Kimse, Devlet, Ordu Vb.)
Guş etmek dinlemek, kulak vermek anlamına gelmektedir. Söz dinlemek ve dikkat edip kulak vermek anlamlarına da gelmektedir. Örneğin; Osmanlıca dilinden yazılmış bir metinde gûş eyledi beni cümlesini gördüğünüzde bu cümlenin anlamı beni dinledi, söylediklerime kulak verdidir.
1. (Hayvan için) Sürülüp otlatılmak. 2. Peşi bırakılmayıp devam ettirilmek, tâkip edilmek: Türkiye'de yer yer kan davası güdülür (Burhan Felek).
Vasat hem gündelik yaşamda hem de İslam dini açısından “orta” olarak kullanılmaktadır. Bu derecelendirme özellikle din konularında arada kalmak manasına da çıkmaktadır. Vasat olmak ise dilimizde özellikle aşağılama ya da eleştiri yapma durumunda kullanılmaktadır.
çörpeşik: Hassas bünye, çapraşık.
antalyalıların çoğunlukta kullandığı, kanepeye yaslanmakla başlayan sonra zaman ilerledikçe ayakların uzaması, gövdenin kaydırılması ama tam da yatma pozisyonuna geçilmemesi anıdır. genelde bunu yapan kişi espriyle uyarılır.
Karamat - Türk, Çuvaş ve Anadolu halk kültüründe Kâbus Cini. Keremet veya Karımıt da denir. "Karav" olarak da bilinir. Kâbuslara neden olan ve bunun sonucunda hezeyan ve psikolojik bozukluklar ortaya çıkaran kötücül varlık.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri